EY YOLCU EY YOLCU
“Bir şehre gelen insanlar nelere dikkat eder?” diye merak ediyorsak, bizler bir şehre gittiğimizde nelere dikkat ediyorsak onlar da aynı şeylere dikkat ederler diye düşünmek lazım. Yani, empati yapmak her zaman bu gibi soruların doğru cevabını bulmamıza yardımcı olacaktır. Mesela bizler de bir şehri gezip geri döndüğümüzde, o şehirle ilgili olumlu veya olumsuz yargılarımızı oluşturacak deneyimler yaşarız. Bunların başında hiçbir zaman o şehrin sanayisi, hangi tarımsal üründen ne kadar ürettiği, nelerde ilkler şehri olup olmadığı aklımıza gelmez. Dikkat edilen şeylerin başında; şehrin temizliği, trafiği, insanların günlük yaşamdaki kendi aralarındaki ilişkileri, esnafın tutumu, şehrin trafiği, oto parkları, yeşil alanlar, engelli ve çocuk dostu kent olup olmadığı, şehir içindeki kritik ve merkezi noktalarda umumi temiz tuvaletleri, bebek bakım ve emzirme yerlerinin olup olmadığı gelir. Bunların dışında; adres sorma veya bilgi istemedeki şehir yaşayanlarının ilgi ve alakaları, yöresel lezzetler, doğal ve organiğe yakın gıdalar ile fiyatlardaki uygunluk gelir. Elbette ki; sanayide, tarımda üretilen ürünler de çok önemlidir. Şehrimize dışarıdan gelen yüz kişinin dikkat ettiği özellikler sıralamasını etkileyecek olanların bir kaçı yukarıda saydığım şeylerdir. Sokaklarınız karanlıksa, tozlu, topraklı, delik deşikse, sizin şehrinizin ilk elektrikle sokak aydınlatması yapan il olmanızın hiçbir önemi yoktur. Eğer, battaniyecilerinizi toplu şekilde bir yerde bulamıyor ve fiyatlarınız toptan fiyatlara yakın değilse ülkemizde üretilen battaniyenin yüzde kaçını ürettiğinizin bir önemi yoktur. Şekerli mamullerde bir markanız yoksa şehrinize gelenler, giderken en az üç yakınına şehrinizde üretilen şekerli ürünlerden almıyorsa, Türkiye’de üretim yapan ilk şeker fabrikasına sahip olmanızın hiçbir faydası yoktur. Tarhananızın un oranı fazlaysa, fermentesi sonbahar aylarında değil de başka zamanlarda yapılmışsa, içine giren domates ve biberi mevsiminde üretilmemişse, salca ile renklendirilmişse, ev tarhanası gibi emek verilerek üretilmemişse tarhananızın hiçbir lezzeti ve değeri olmayacaktır. Dünyanın en uzun kanyonuna sahip olduğunuzu iddia ediyorsanız bunu ispat etmiş olmanız lazımdır. Eğer elinizde bir üniversitenin veya bilimsel bir kuruluşun ölçümü yoksa ve gelenler yöresel lezzetleri, ihtiyaçlarını giderecekleri yeterli ve temiz yerleri bulamıyorsa, sizin dünyanın en uzun kanyonuna sahip olduğunuzu iddia etmenizin hiçbir önemi yoktur. Şehrinize gelenlerin hafızalarında olumlu hisler bırakmak için aslında çok şeyler yapmaya gerek de yok. Belediyemizin son günlerde yaptığı ve yaptırdığı şeyleri yapmak bile yeterli. Mutlaka fark etmişsinizdir. Yeni Pazar sokaktaki katlı ota parkımıza giden yoldaki yanlış parkları önleyen dubaların yapılması, otoparka gidenlerde büyük rahatlama yarattı. Özellikle şehir içindeki elektrik trafolarına yapılan resimler şehrimize hem farklı bir hava getirdi hem de yerli ve yabancı turistlerin şehrimizde çektikleri fotoğrafları, sosyal medyada paylaşmalara daha çok olanak sağladı. Kısaca şehrimize gelenleri memnun etmek, üzerlerinde olumsuz bir his bırakmamak için ilimizi “ Görmek için Uşak, Tatmak için Uşak” sloganıyla görenleri ve tadanları pişman etmeden misafir edip, yolcu etmeliyiz.   A. Tufan Güven- UKTEV Başkanı

Editör: Uşak Haber Gazetesi