Bir kabrin yanından geçen Peygamberimiz (asm )Efendimiz,oturup ağlamakta olan bir kadına :-Sabrediniz! diye öğütte bulundu.

Kadın kendisine sabır tavsiye edenin kim olduğunu merak bile etmeyip: -Sana ne benim sabrımdan! diye karşılık verdi.Sonra bu kadına:-Resülüllah'a nasıl cevap verdin öyle,denince, işin farkına vardı ve derhal huzur-u Risalet'e gelerek özür diledi.Hazret-i Resülüllah buna:(mealen)

  YEREL GÜNDEM   YEREL GÜNDEM

Sabır, seni üzen şeyin ilk anında gösterilmelidir.Üzüntü veya öfke geçip gittikten sonra sabrın zamanı geçmiştir,buyurdular.Bu bağlamda sabır daima zamanında,öfkelendiğimiz anda gösterilecektir.Ya da bir felakete maruz kaldığımız da sabretmesini dayanmasını iyi bilmeliyiz.Aksi halde öfke geçip,felaket hızını kaybettiği, artık yapılacak bir şey de kalmadığı sırada gösterilen sabır,Resülüllah(asm) ın zaferler bahşeden diye tavsiye ettiği sabır değildir.Sabır, kurtuluşun anahtarıdır.Biz insanlar, üç önemli sabır ile mükellefiz.Biri,günahlardan sakınmakla,musibete karşı sabır ve ibadette sabırdır.Bu üç sabra sımsıkı sarılırsak,her zorluğu aşarız. İşte sabırla koruk helva olur.Sabır acıdır,ama meyvesi tatlıdır.Daima Allah sabırlı adamlarla beraberdir.Kur'an böyle emrediyor.Sabreden insan muradına erer. Öfkenin yıldırım çarpması gibi çarptığı ilk anda gösterilen sabır,bir pehlivanlıktır.Zira o anda nefse hakim olmak,onu yenip ani bir karar vermeden onu zaptetmek,büyük bir hasmı yıkmaktan çok daha zordur.Bu bağlamda Peygamberimiz(asm) Efendimiz şöyle buyurmaktadır:Pehlivan,kucaklaştığını yere yatırıp ğöğsü üzerine çıkan değildir.Asil pehlivan öfkelendiğinde, nefsini yıkıp, onu yenen kimsedir.Evet gerçek pehlivan,öfkesine hakim olan kahramandır.Sabırlı insan, temkinlidir.İbadet ve taatında berdevamdır.Üşenmez,erinmez,yaz-kış demez,vazifesine çok dikkatlidir.Başina bir bela geldiğinde sabreder,daima Zat-ı Vacib'ül Vücuda tevekkül eder, o bir iman ve ihlas abidesidir.Çok çalışır,hayatta daima başarılıdır. CAHİT ÖZPINAR

Editör: Uşak Haber Gazetesi