Bu haritalardan biri de 1717 yılında J. Pitton de Tournefort tarafından yayınlanmıştır. Haritada ilgi çekici şeyler vardır.

Bunlardan birincisi, Kütahya’dan doğup Menemen sınırları içinden geçip İzmir Körfezine dökülen Gediz Nehridir. O Gediz Nehridir ki getirdiği alüvyonlarla, taşıdığı sularla Menemen Ovasına bolluk ve bereket getirir. Ancak bunun yanında taşkınlıklarla da felaket yaratır. Gediz Nehri’nin bir başka olumsuz yanı da alüvyonlarını deniz ile buluştuğu yere, yani İzmir Körfezine bırakmasıdır. Bu öyle bir hal alır ki haritada da görüldüğü gibi İzmir Körfezinin girişi neredeyse kum tepeleri ile kaplanmıştır.

O dönemde seyyahların yazdığı bilgilere göre, bu kum tepelerinden geçen tekneler ve gemiler karaya oturmuş gibi olurlar. Kurtulmak için de büyük çabalar sarfetmek zorunda kalırlar. Yüzyıllar boyu süren bu durum nihayet 1886 yılında Gediz Nehri’nin yatağının değiştirilmesi ve Menemen Maltepe Köyü sınırından denize akıtılmasıyla son bulur ve İzmir Körfezi de kapanmaktan kurtulur. Yine bu haritada dikkati çeken ikinci ilgi çekici şey ise Menemen İskelesinin varlığıdır. J. Pitton de Tournefort’un yayınladığı haritada bugünkü Karşıyaka Bostanlısı civarında olduğu tespit edilen Menemen İskelesi, 300 yıl önce küçük kulübelerle tasvir edilmiş ve ilçemizin ismi “Menimen” olarak yazılmıştır. Bilindiği gibi Menemen İskelesi dönemin ticareti açısından Menemen’in dışarıya açılan bir penceresi gibiydi. (Araştırma: Menemen Belediyesi Kent Arşivi ve Müzesi)

Kaynak: Menemen Kent Arşivi ve Müzesi