AK PARTİ’Lİ GÜNEŞ, CUMHURBAŞKANLIĞI 2025 BÜTÇE GÖRÜŞMESİNİ DEĞERLENDİRDİ

Son yıllarda parlamenter sisteme dönüş isteğinin olmadığını belirten Adalet ve Kalkınma Partisi Uşak Milletvekili Dr. İsmail Güneş, yaptığı açıklamada; “Cumhurbaşkanlığı Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Eğitim Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanlığı, Yatırım Ofisi Başkanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı, Finans Hukuku Başkanlığı,  İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı'na ait 2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu teklifleri ve 2023 yılı merkezi yönetim kesin hesap görüşmelerini yapıyoruz. Bütçemizin bu kurumlarımıza hayırlı uğurlamasını dilerim. 2018 yılında yeni bir yönetim sistemi, cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik. Her ne kadar geçmiş yıllara göre çok fazla eleştirilmese de bu Cumhurbaşkanlığı sistemi muhalefet tarafından çok ciddi şekilde eleştirilmekteydi. Hatta bizim de anlamadığımız güçlendirilmiş parlamenter sistemine dönüş talepleri vardı. Ama son yıllarda ben görüyorum ki bunu dillendiren pek fazla kimse kalmadı” dedi.

Mükemmel bir yönetim sisteminin olmadığını az zarar görülebilecek bir sistemin olduğunu ifade eden Milletvekili Güneş; “Dünyadaki yönetim şekillerine baktığımız zaman monarşi, oligarşi, cumhuriyet şekli vardır. Cumhuriyet yönetim şekli halk tarafından yöneticilerin seçildiği için daha demokratik bir yöntemdir. Yöneticilerin belirlenmesindeki yöntemler çok önemli olmasına rağmen yöneticilerin kabiliyet ve uygulamaları da çok önemlidir. Bizim için en antidemokratik görülen monarşi sisteminde yöneticiler kabiliyetli olduğu zaman çok iyi demokratik bir yönetim sistemini çıkartabildiği gibi en iyi sistemlerde kötü kullanıcıların maalesef kötü uygulamalarına maruz kalınmaktadır. Mükemmel sistem yoktur. Az zararlı sistem vardır diye bir söz vardır. Ülkemiz, 29 Ekim 1923 Cumhuriyet ilan edilmesiyle beraber mutlak monarşiden Cumhuriyet rejimine geçilmiş olmasına rağmen maalesef 1947 yılına kadar eski alışkanlıklar sürdürülmüş ve seçimler formaliteden öteye geçememiştir. Halk tarafından seçilen kişilerin ülkeyi nasıl yönettiğine dair net bir sistem yoktur. Cumhuriyetle halkı yönetecek sistemi seçtikten sonra bunun uygulayacağı sistem üzerine de bir Meclis Hükümet Sistemi Kuvvetler Birliği'nin olduğu sistem, bir de Kuvvetler ayrımının olduğu parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemi ve başkanlık sistemi vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk açıldığında Cumhuriyetin ilanına kadar Meclis Başkanlığı Hükümet Sistemi ülkemizde uygulanmıştır. Daha sonra da parlamenter sisteme geçilmiştir” şeklinde konuştu.

Parlamenter sistem hakkında açıklama gerçekleştiren Milletvekili Güneş; “Parlamenter sistemin iyi yönleri de vardır, mutlaka kötü yönleri de vardır. Ancak parlamenter sistem bir partinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi sayısının yüzde 2’sinden fazlasını aldığı dönemlerde Türkiye'de istikrar olmuştur, büyüme olmuştur, gelişme olmuştur. Bu dönemlere baktığımız zaman 1950-1960 yılları arasında rahmetli Adnan Menderes döneminde görüyoruz. 1963’le 1967 yılı arasında rahmetli Süleyman Demirel dönemlerini görüyoruz. 1983’le 1989 rahmetli Özal hükümetleri döneminde ve AK Parti hükümetleri döneminde önemli yatırımlar, önemli gelişmeler olmuştur. Fakat tek bir partinin yüzde 50’den fazlasını alamadığı azınlığa düştüğü durumlarda koalisyon hükümetleri kurulmuş ve bu koalisyon hükümetleriyle gerçekten de örneğin 1950’den günümüze kadar ülkemizde 49 hükümet kurulmuş, aynı dönemde İngiltere’de 15, Almanya'da 24 hükümet kurulmuştur. Bu koalisyon hükümetlerinin en büyük dezavantajı; ömrünün kısa olması siyasi istikrarı önemli derecede bozmaktadır. Uzun süre politikaları hayata geçirememektedir. Hükümetler kendilerini asla güvende hissetmemektedirler” ifadelerini kullandı.

Koalisyon hükümetlerinin dışarıdan gelecek müdahalelere açık olduğunu ve düşme tehlikesinin olduğunu ifade eden Milletvekili Güneş; “Koalisyon hükümetleri dışarıdan müdahalelere açık olup her an hükümet düşme tehlikesi mevcuttur. Nitekim bunun en yakın örneğini 1977 sonlarına doğru o dönemde Adalet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Milli Selamet Partisi'nde olan ikinci Milliyetçi Cephe hükümeti vardı. Oradaki 11 tane milletvekiliyle rahmetli Ecevit İstanbul Florya'da pazarlık yapar, onları ikna eder ve 31 Aralık 1977’de gensoruyla hükümet düşürülür ve ondan sonra da Bülent Ecevit hükümeti kurulur. Hükümet 5 Ocak 1978’de kurulur, 10 tane milletvekilinin hepsini bakan yapmak zorunda kalır ve 12 Kasım 1979’da tekrar hükümet sona erer. Almanya'da da geçtiğimiz günlerde oradaki ortaklardan birinin çekilmesiyle beraber yeni seçimlere girmek zorunda kalmışlar. Ülkemizde yönetimde birtakım sıkıntılar vardı. 1989 yılında rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçilene kadar 1960-1989 yılları arasında seçilen cumhurbaşkanları askeriyeden gelenler olmuştur ve millet tarafından seçilen milli iradeye vesayet altında tutulmasına sebep olmuştur. Milli iradenin tam yansımasına neden olmamışlardır” sözlerini kullandı.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilebildiğine değinen Milletvekili Güneş; “2020 yılında yaşadığımız adaletsiz ve hukuksuz olarak mecliste Cumhurbaşkanı'nın seçtirilmesi engellemiş, 367 garabetinin yaşanmasından sonra yapılan anayasal değişiklik ile Cumhurbaşkanlığı halk tarafından seçilir hale gelmiştir. Hem Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmiş olması hem de başbakanın halk tarafından seçilmiş olması iki başlılığa neden olmuştur ve dolayısıyla da ikisi de halk tarafından seçildiği için sistem işlenmez hale gelmiştir. 2017 yılında yapılan referandum sonucunda cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş ve o günden bugüne biz cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetilmekteyiz” dedi.

Hükümetin gensoruyla düşürülmesinin imkânsız olduğunu vurgulayan Milletvekili Güneş; “Eskiden parlamenter sistemde gensoru var ve ‘biz hükümeti düşürebiliriz’ diyecekler. Ancak geçmiş tarihe baktığınız zaman bir hükümet kurabilmesi için meclisin çoğunluğunu elde etmesi lazım. Meclisin çoğunluğu elde edince de gensoruyla düşürülmesi mümkün değildir. Burada parlamenter sistemin aksaklıklarını ortadan kaldırmak ve uzun süreli istikrarlı politikaları hayata geçirmek ve daha etkin bu aktif politikaları hayata geçirmek için cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Cumhurbaşkanlığı halk tarafından seçilir hale geldi. Bu sistemin mutlaka eksikleri, aksakları var ama 5 yıl boyunca seçim olmaması ve seçilen kişinin parlamento tarafından güvenmeme gibi sebeplerle düşürülememesi ve dolayısıyla da parlamento erken seçim kararı aldığı zaman parlamentonun kendisinin de seçime gidecek olması nedeniyle daha istikrarlı bir hükümet sistemlerine biz kavuştuk” ifadelerini kullandı.