Manşet

1933 Yılında Eşme'nin Sosyal ve İdari Yapısı Gün Yüzüne Çıktı

Ömer Aşçı, 1933 yılında Akşam Gazetesi'nde yayımlanan bir yazı dizisini kamuoyuyla paylaştı.

Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşçı’nın paylaştığı yazı dizisi, Emekli Kurmay Albay ve gazeteci Ragıp Kemal Cantürk’ün Eşme kazasına yaptığı ziyaretin izlenimlerini içeriyor. Ömer Aşçı tarafından yapılan açıklamada, Ragıp Kemal Cantürk’ün 28 Nisan - 2 Mayıs 1933 tarihleri arasında yayımlanan “Eşme Kazası Merkezi Elvanlara Nakledilmelidir” başlıklı yazı dizisinin, dönemin Eşme kazasının hem sosyolojik yapısını hem de idari, ekonomik ve fiziki durumunu ayrıntılı şekilde gözler önüne serdiği belirtildi.

1933 yılında Eşme kazasının merkezi, bugünkü Eşme ilçe merkezinden yaklaşık 6,5 kilometre uzaklıktaki Takmak köyüydü. Dönemin Manisa iline bağlı olan Eşme’nin nüfusu 21.000 civarındaydı. Kazada yaklaşık 70-80 köy ve Güre adlı bir nahiye bulunmaktaydı. Ancak merkez yerleşim yalnızca 120 hane ve 500 kişiden oluşuyordu. Yazı dizisinde, kamu binalarının, birkaç dükkân ve kahvehanenin bulunduğu 300 metrelik bir cadde etrafında sıralandığı, evlerin büyük çoğunluğunun “yer odası” şeklinde, tek katlı yapılar olduğu belirtiliyor. Eşme merkezinde içme suyu şebekesi ve çeşmelerin bulunmadığı, köy dışındaki kuyuların sularının ise ancak motorla taşınabildiği aktarılıyor. Eşme kazasında 1933 yılında doktor, ebe, eczane bulunmadığı; yüksek rakımı nedeniyle soğuk bir iklime sahip olan bölgede halkın sağlıksız koşullarda yaşam sürdüğü, bu nedenle ölümlerin yaygın olduğu vurgulanıyor. Özellikle kadınların kışın köy dışındaki kuyularda çamaşır yıkarken hastalandığı, çocukların sıtma gibi hastalıklarla mücadele ettiği anlatılıyor.

Ragıp Kemal Cantürk, yazılarında Eşme kaza merkezinin Elvanlar İstasyonu’na taşınmasını savunuyor. Elvanlar’ın demiryolu üzerindeki konumu, 350 haneli ve 2.000 kişilik nüfusu, elektrik kullanımı, su kaynaklarının bolluğu ve eğitim altyapısıyla dikkat çektiği vurgulanıyor. Elvanlar’da 18 odalı bir hükümet konağı hazırlanmış, 30.000 lira maliyetle modern bir okul inşa edilmişti. Kaymakam Vakkas Bey’in öncülüğünde yapılan bu okulda 130 öğrenci eğitim görüyordu. Ayrıca halkın katkılarıyla köylerde 12 yeni okul yapılmış, 4 okul ise onarılmıştı. Toplamda kazada 16 okul, 25 öğretmen ve 1000 öğrenci bulunmaktaydı.

Yazıda, Elvanlar İstasyonu’nun kaza merkezi yapılması yönündeki girişimlerin bazı yerel çıkar gruplarının ve mülk sahiplerinin muhalefetiyle karşılaştığı, bu nedenle nakil işlemlerinin birkaç kez başarısızlıkla sonuçlandığı belirtiliyor. Buna rağmen Cantürk, Elvanlar’ın fiziksel, ekonomik ve sosyal açıdan kaza merkezi olmaya daha uygun olduğunu detaylarıyla ortaya koyuyor. Belediyenin yalnızca kağıt üzerinde var olduğu, yıllık bütçesinin 1.000 lira olduğu, bunun büyük kısmının maaşlara gittiği; hizmet sunulamadığı, altyapının yetersiz olduğu bilgileri de yazı dizisinde yer alıyor. Ayrıca geçmişte Mal Müdürlüğü, Hususi Muhasebe ve Tayyare Şubesi gibi kurumlarda ciddi yolsuzlukların yapıldığı, 24.000 liraya ulaşan bu usulsüzlüklerin bir kısmının mahkemeye taşındığı belirtiliyor.

Cantürk, Eşme’nin zor şartlarını Şair Eşref’in şiirleriyle de destekliyor:

"Adı üstünde burası Eşme,
Ne su bulunur ne de çeşme!"

Uşak Belediyesi Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşçı, bu yazı dizisinin hem dönemin idari ve sosyal sorunlarını anlamak hem de bölgenin gelişim seyrini değerlendirmek adına çok kıymetli bir kaynak olduğunu vurguladı. Açıklamada, Ragıp Kemal Cantürk’ün kaleminden çıkan bu tanıklıkların Uşak tarihine ışık tuttuğu ve Kent Belleği arşivinde önemli bir yer edindiği belirtildi.