Manşet

ERSAN’DAN, ALAATTİN TİRİTOĞLU

Uşak tarihi fotoğraf ve anılarını paylaşan Uşaklı Haldun Temel Ersan, Uşak'ın Milli Mücadele Kahramanı, Belediye Başkanı, Milletvekili olan tanınmış kişilerinden Alaattin Tiritoğlu ‘nun hikayesi’ni anlattı.

Uşak'ın Milli Mücadele Kahramanı, Belediye Başkanı, Milletvekili olan tanınmış kişilerinden Alaattin Tiritoğlu kapsamında açıklama yapan Uşaklı Haldun Temel Ersan, “Uşak’ın varlıklı ve köklü ailelerinden biri olan Tiritoğlu ailesinden Mehmet Paşa ve Fatma hanımın oğlu olarak 1903 yılında Uşak’ta dünyaya gelmiştir. Alâettin bey, ilk öğrenimine, Gülşeni İrfan Mektebinde başlamıştır. Başta okul müdürü, Ahmet (Tahir), Haşim (Tekin), Ata (Çakaloz) ve Ekrem (Helvacıoğlu) gibi hocalardan ders almıştır. Henüz sekiz yaşındayken, İzmir yolculuğu sırasında kolera salgınına yakalanan babasını, Ağustos 1911’de kaybetmiştir. Alâettin bey orta öğrenimini ise, Galatasaray Lisesi’nde tamamlamıştır. Yunanlılar İzmir’i işgal ettiklerinde, 16 yaşında bir genç olan Alâettin bey, kendini Millî Mücadele’nin içinde bulmuştur. Yunan ilerleyişinin devam ettiği günlerde, Uşak Müftüsü Hafız Ali efendi ile İttihat ve Terakki Milletvekilliği yapmış olan İbrahim (Tahtakılıç) bey ve diğer aydınlar Uşak Türk Ocağı’nda sık sık toplanarak, bir çok genç ile birlikte durum değerlendirmesi yapıyorlardı. Bu gençlerden birisi de, Alâettin beydir. Fahrettin (Altay), 26 Temmuz 1920’de Uşak’ı ziyaret ettiğinde; İbrahim (Tahtakılıç) bey, olup bitenler hakkında kendisine bilgi vermiş ve (Altay)’ın deyimiyle “heyetin en genç üyesi münevver bir vatanperver olan Alâettin (Tiritoğlu)” ile tanıştırarak, kendisinin bir gönüllü süvari kıtası teşkil etmekte olduğunu bildirmiştir” dedi.

Alaattin Tiritoğlu’nun Genel ve yerel çalışma ve teşkilatlandırma faaliyetlerine ilişkin Uşaklı Ersan, yaptığı açıklamada; “Genel ve yerel; çalışma ve teşkilatlandırma faaliyetlerinin yanı sıra, yörenin önde gelen Kuvâ-yi Milliye ruhlu gençlerinden biri olan Alâettin bey, henüz 17 yaşındayken İbrahim beyin Fahrettin (Altay)’a yazdığı mektuptan anlaşıldığı üzere, Uşak’tan teşkil olunan ve bizzat kendisinin idare ettiği, Akıncı Müfrezesi olarak da bilinen, bir kuvvetin bütün ihtiyaçlarını şahsen karşılamaktaydı. Giritli Tahsin isminde bir subayı da yardımcı olarak beraberinde bulunduruyordu. 1 Ağustos 1920’de Uşak’a gelen İzzettin (Çalışlar)’in teftiş ettiği ilk millî kuvvetin bu müfreze olması önemlidir. Alâettin beyin Makbule (1920) hanımla evlenmeleri de bu günlerde gerçekleşir. Henüz daha 20 günlük evli iken Demirci Cephesi’ne Çerkez Ethem kuvvetlerine yardım etmek amacıyla, Akıncı Müfrezesi Kumandanı olarak yola çıkarsa da, YunanlılarınUşak’ı işgal etmeleri olasığına karşı geri döner ve Burdur’da bekleyen akrabalarının yanına gitmek durumunda kalır. Makbule hanım ile evliliklerinden, Armağan, Mehmet Aydın ve Tomris isminde üç çocuğu olmuştur. Alaattin Tiritoğlu’nun Uşak’taki evi 1953’den beri Hasan Hilmi İlkokuludur” şeklinde konuştu.

Genç yaşına rağmen bir işgal ve direnişi yaşayan, Alâettin bey’in Fransa’ya eğitim amacı ile gittiğini ve Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 23 Ekim 1930’da bitirdiğini ifade eden Uşaklı Ersan, “Alâettin Tiritoğlu, Paris Hukuk Fakültesi’nden hocası olan Gaston Jez’in, eserini Fransızca’dan Finans İlmi adıyla Türkçeye çevirmiş ve Atatürk’e sunmuştur. Memleketi Uşak’a dönen Alâettin bey, 1931’de yapılan yerel seçimlerde, Uşak Belediye Başkanı seçilmiş ve dönemi için yenilik sayılabilecek çalışmalar başlatmıştır.Öncelikle şehir merkezinde, çarşı içinin imarından başlayan Alâettin bey, şehrin kanalizasyon işlerine dair girişimlerde bulunmuş, bugünkü stadyumun yerini hazırlayarak gençlere spor yapabilecekleri bir ortamı hazırlamış ve parklar yaparak şehrin güzelleşmesine katkıda bulunmuştur. Ankara’da henüz başlamak üzere olan asfalt yol yapım işlerinden daha önce, ilk asfalt tecrübesini ve beton yol yapımını Uşak’ta şehir içinde uygulayarak hizmete sokmuştur” sözlerini kullandı.

Alâettin beyin Türkiye Büyük Millet Meclisine Milletvekili olarak ilk girme teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandığını belirten Uşaklı Ersan, “4. dönem Kütahya milletvekili seçilen Alaattin Tiritoğlu belediye başkanlığından zamanında istifa etmediğinden milletvekilliği red edilmiştir..Daha sonra yapılan seçimlerde V.dönem Maraş milletvekili .VI ve VII.dönemlerde Kütahya milletvekili seçilmiştir.Alaattin Tiritoğlu milletvekillği yaptığı dönemler boyunca bir çok kanun tasarısının hazırlığında ve kanunlaşmasında katkılar da bulunmuştur. Daha sonraki dönemde, Alâettin Tiritoğlu, kısa bir süre için Cidde Elçiliği görevinde bulunmuştur. 1950 yılının ocak-haziran ayları arasında Cidde büyükelçiliği yapmıştır. Demokrat partinin 1950 seçimlerini kazanması üzerine görevinden alınmıştır. Bundan sonra kendisini haftalık olarak Uşak’ta çıkan Kurultay Gazetesinin sahibi olarak görürüz” ifadelerine kullandı.

Sonuç olarak Uşaklı Ersan, “Batı Anadolu’nun küçük bir kasabasında dünyaya gelmiş olan Alâettin Tiritoğlu, Yunan işgali ile birlikte, memleketinde oluşan millî heyecana kayıtsız kalmayarak, Millî Mücadele yanlısı gençlerin önde gelenlerinden biri olmuş, 20 günlük evli iken cepheye koşarak işgallere karşı başlatılan kutsal bir direnişin içinde yer almıştır. İyi bir eğitim almış olan Alâettin Tiritoğlu’nun, hayatının bundan sonraki yılları, siyasî hayatının başlangıcı niteliğindeki Halk Fırkasında çalıştığı ve Parti Müfettişliği yaptığı günlerdir. Alâettin Tiritoğlu’nun, Belediye Başkanı, C.H.P. Milletvekili ve İstanbul İl Başkanı olarak görev yaptığı sürede, siyasî hayatında en dikkat çekici olaylardan biri, hiç şüphesiz Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve görüşmeleri; diğeri ise, Tan Olayları olmuştur. Yakın dönem Türk siyasî hayatında hep aktif roller üstlenen Alâettin Tiritoğlu’nun C.H.P.’den ayrılmasından sonraki yılları, Türk siyasetinde yeni arayışlara ve oluşumlara yön veren bir koşuşturmaca şeklinde geçmiş; kuruluşunda yer aldığı ya da yeni ümitlerle katıldığı siyasi partilerden aradığını bir türlü bulamamıştır. Gerek Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu gerek, Tan Olayları gerekse, T.B.M.M.’de beyan ettiği düşünceleri nedeniyle hakkında farklı değerlendirmeler yapılmışsa da, O, Millî Mücadele kuşağının, yakın dönem Türk siyasi hayatında yer edinmiş, iz bırakmış renkli simalarından biridir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.