Konut bedelinin nakit kapatılmaması durumunda, ödenen taksit miktarının sürekli artış gösterdiğini belirten Samancı, bu konuda düzenleme olması gerektiğini belirtti. Samancı, Egem TV’de Ali Osman Aşçı’nın sunduğu programda yaptığı açıklamada, “TOKİ’de peşin ödemede sorunlar olabiliyor. Taksit tutarlarını ödediğiniz zaman 6 ay sonra, kalan borç yine yüzde 30 memur maaşına endeksleniyor ve kalan borç yine aynı seviyeye çıkabiliyor. Borç burada bir türlü bitmiyor ve ev sahipliği sanki kiracı gibi. Nakit kapatmaya müsaade edilmiyor ve burada ciddi maliyetler olabiliyor. İnşaat maaliyetleri için Sayın Cumhurbaşkanı yüzde 40 dedi ve metrekare bazında 9 bin TL gibi bir fiyat ortaya çıkıyor. Şu anda birim maliyetlerine bir zam daha geldi ve bu tür sınıflandırmada metrekaresi 5 bin TL’ye geliyor. İhalelerde maliyet 5 bin TL üzerinden görülüyor, satış bedeli ise metrekaresi 9 bin TL’ye çıkıyor. İnşaatı 5 bine mal edip, 9 bine satıyorlar. İnşaat maliyetleri nerede yaparsanız yapın değişmez. En fazla yüzde 5 fark olur. Arsa payı fark edebilir. Devletin yaptığı yerlerde de arsa payı yok, çünkü hepsi kamu arazisine yapılıyor. Bunun ayrı bir tartışılır statüsü var. Kamu arazisi tüm halka ait bir yer. Buraya bina yapıldığında herkesin hakkını almış oluyorsunuz. Bunun için planda toplu konut için yer ayrılması lazım. Ülkemizde böyle hareket ediliyor, edilmesinde de çok büyük bir sorun yok. Ama inşaat maliyetinin üzerinde para alınması doğru değil. Ya burada kar marjı ya da çevresel yapılan donatıların bedeli ekleniyor. Soru şu bu evi bize taksitsiz nakit 685 bin TL’ye satar mı? Eğer satarım derse burada ciddi bir samimiyet var ve sorun olmaz. Peşin gidip 685 bin TL’ye alabiliyor muyuz? Benim param var ve alacağım ve bunun mümkün olmadığı ifade ediliyor” dedi.
“TOKİ, toplu konut üretmek adına kurulmuş bir kuruluş. Barınma hakkı her insanın kutsal bir hakkıdır ve insanlarımızın bir eve ihtiyacı var” diyen Samancı, şöyle konuştu: “Bu sağlanmalı, fakat TOKİ 20 yıl içinde çoğunlukla lüks konut üretti. Bu gücünü ihtiyaç olan konut üretmeye harcasaydı, bugün bu konumda olmazdık. Müteahhittin yaptığı konut ile TOKİ arasında uçurum olmamalı. Çok kötü konutlar da imal etmek zorunda değil. Bunu lüks olarak yaptığınızda daha az kişiye hitap ediyorsunuz, ihtiyaç olan kişilere bu fayda sağlamıyor. Sosyal konuttan amaç nedir? Bunun tartışılması lazım. Eskiden daha insani yapılmış örnekler vardı. Halk konutları, SSK ve Bağ-Kur evleri var. Sosyal konutlara önceki yıllarda daha insaniydi. Örnek evler projesi vardı ve bunun örneği çok az. ABD’de Steve Jobs’un kitabında bu işleniyor ve ilham kaynağı budur.”
TOKİ KONUTLARI YAPILIRKEN, YERELE DE FAYDA SAĞLANMALI
TOKİ konutlarının yüklenici firmalar tarafından yapıldığını ve bunların da taşeronlara devreldiğini belirten Samancı, projelerin hiçbirinde Uşak’ın ekonomisine her hangi bir katkı sağlanmadığını belirtti. Samancı, “Apartmanlar yapılıyor ve buraya firmalar geliyor. Bu firmalar Uşak’ta 500 veya bin konut üretecek ve kentin ekonomisine bir katkısı olmayacak. Kiremit dahi buradan gelmiyor, personel buradan değil. Hiçbir şey buradan değil, TOKİ’nin inşaat yaptığı mahale de faydası olması lazım” diye konuştu.
Yatay ve dikey mimari hakkında da görüş belirten Samancı, bunun için standart bir uygulamanın olmadığını belirtti. Mimarlar Odası Uşak İl Temsilcisi Çağlar Samancı, kentsel dönüşüm projelerinde uygulanması gündemde olan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkat çektiği yatay mimari hakkında konuştu. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Mimarlar Odası Uşak İl Temsilcisi Samancı, “Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları arasında yer alan "Enerji verimliliği yüksek , yatay mimari esas alan kentsel dönüşüm "Sorunumuz ve sorumuz şu şekilde : Ne kadar yatay? Neye göre yatay mimari? Ne kadar enerji etkin? Neye göre enerji etkin? İstanbul’u ve kent siluetlerini katleden gökdelenler, Ne kadar küçük imalat yapılırsa yatay mimari? 70 kat yerine 30 kat mı? Mesela Her kentin deprem dahil gerçekleri var İstanbul da 20 katlı yapı yatay mimari iken Uşak ta en yüksek yapı 13 kat gökdelen sayılır” dedi. (EMİNE ÖZLER)