Manşet

Carnivor Diyet: Et Tabanlı Beslenmenin Artıları ve Eksileri

(ÖZEL HABER)-Uşak’ta diyetisyenlik görevini icra eden Diyetisyen Sevgi Erdinç, et tabanlı beslenmenin artı ve eksilerini anlattı.

Son yıllarda pek çok farklı beslenme modeli popülerlik kazanmış durumdadır. Bunlardan biri de tamamen hayvansal ürünlere dayanan Carnivor diyettir. Bu diyet, et, balık, yumurta ve hayvansal yağlar gibi gıdalara odaklanırken bitkisel kaynaklı besinlerin tüketimini tamamen ortadan kaldırır. Basit ve katı kuralları nedeniyle dikkat çeken bu diyetin etkileri hakkında olumlu yorumlar kadar eleştiriler de bulunmaktadır. Peki Carnivor diyeti uygulamak gerçekten sağlıklı bir seçenek mi? Diyetisyen Sevgi Erdinç, et tabanlı beslenmenin avantajlarını ve olası risklerini ele aldı.

Carnivor diyetinin temel savunusu, insanların tarihsel olarak avcı-toplayıcı bir yapıya sahip olduğu ve genetik yapımızın esasen hayvansal gıdaları sindirmeye uygun olduğunu belirten Diyetisyen Sevgi Erdinç, yaptığı açıklamada; “Bu diyetin savunucuları, karbonhidratın sınırlanmasıyla birlikte kilo kaybının hızlandığını, iltihaplanmanın azaldığını ve enerji seviyelerinin arttığını öne sürmektedir. Ayrıca et ve hayvansal yağların yoğun protein ve sağlıklı yağ içermesi, uzun süre tokluk hissi sağlayarak aşırı yemeyi önler. Bazı bireyler, özellikle otoimmün hastalıkları olanlar, bu diyetin semptomları hafifletmede yardımcı olduğunu ifade etmektedir. Bununla birlikte Carnivor diyetin olumsuz yönleri de göz ardı edilemez. Öncelikle bu diyet, yüksek miktarda doymuş yağ ve kolesterol içermesi nedeniyle kalp damar sağlığını riske atabilir. Uzun vadede bu tür bir beslenme düzeni, tansiyon yükselmesi ve damarlarda tıkanıklık gibi problemlere yol açabilir. Ayrıca diyetin tamamen lif içermemesi bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebilir. Lif eksikliği kabızlık, bağırsak hareketlerinde yavaşlama ve bağırsak mikrobiyotasında dengesizlik gibi sorunlara neden olabilir” dedi.

Vitamin ve mineral eksikliklerinin Carnivor diyeti uygulayan bireylerde karşılaşılan bir diğer yaygın problem olduğunu ifade eden Diyetisyen Erdinç; “Özellikle C vitamini, potasyum, magnezyum ve antioksidanlardan yoksun bir beslenme düzeni bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilir. Bunun yanı sıra diyetin yüksek protein içeriği böbrek fonksiyonları üzerinde ek bir yük oluşturabilir. Özellikle böbrek hastalığı riski taşıyan bireylerin bu diyeti uygulaması sakıncalı olabilir. Bu diyetin psikolojik etkileri de dikkate alınmalıdır. Tamamen hayvansal gıdalara odaklanmak ve diğer tüm besin gruplarını reddetmek sosyal yaşamı kısıtlayabilir. Ayrıca bu kadar katı bir diyetin uzun süre uygulanması sürdürülebilir değildir. İnsanlar genellikle monoton bir beslenme düzenine uyum sağlayamaz ve bu durum psikolojik baskıya neden olabilir” şeklinde konuştu.

Carnivor diyeti uygulamayı düşünen bireylerin bazı önemli noktalara dikkat etmesi gerektiğini vurgulan Erdinç; “Öncelikle bu diyetin herkes için uygun olmadığını unutmamak önemlidir. Hamileler, emziren anneler, kronik hastalığı olanlar veya özel bir sağlık durumu bulunan bireyler için bu diyet ciddi riskler taşıyabilir. Bu nedenle Carnivor diyeti uygulamadan önce mutlaka bir uzman görüşü alınmalıdır. Carnivor diyet, kısa vadeli kilo kaybı ya da belirli sağlık hedefleri için etkili bir seçenek olabilir. Ancak uzun vadede sürdürülebilirliği düşük ve sağlık üzerindeki etkileri belirsizdir. Dengeli ve çeşitli bir beslenme düzeni sağlıklı yaşamın temel taşıdır. Bu nedenle bireylerin herhangi bir diyet modeline başlamadan önce kendi ihtiyaçlarına uygun bir plan oluşturmak için bir diyetisyene başvurması önerilir. Et tabanlı bir diyetin tüm yönlerini değerlendirdikten sonra, bu modelin size uygun olup olmadığını daha net bir şekilde anlayabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşamın anahtarı dengeli beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve uzun vadede sürdürülebilir bir yaşam tarzıdır” ifadelerini kullandı.