Manşet

DİLSİZ’DEN BAŞARI HİKÂYESİ

(ÖZEL HABER)- Uşak’lı Gastrolog ve Yemek Kitabı Yazarı Süleyman Dilsiz, Ekotürk TV’de Sanayi ve Ticaret Programı’nın sunucusu Ahu Orakçıoğlu’nun konuğu oldu.

Uşak’ın yoğurttan balığa, salatadan kahvaltıya gastronomide girmediği öğünü olmayan Usta Şefi Süleyman Dilsiz, afiyet ve sağlıkta temelin doğru yeme, içme ve beslenme olduğunu ifade etti. Ekotürk TV’den Ahu Orakçıoğlu’nun sorunlarını yanıtlayan Süleyman Dilsiz, “İyi beslenmek, iyi hayat demektir. Yemek yapmak ayrı bir mutluluktur. Ben mutfaktayken ayrı bir keyif alıyorum. Benim için mutfağa girip bir şeyler yapmak, bir şeyler hazırlamak, zaman zaman eş dostla bir araya gelip bunları paylaşmak büyük bir mutluluktur. Aslında benim için mutfak hayatın kalbidir. Mutfakta ürünleri hazırlamayı o eksende bir meditasyon olarak görüyorum. Benim hayatım mutfağımda geçiyor. Çalışma masam dahi mutfağımdadır. Hayatın kalbi mutfakta, gerçekten öyle bilgisayarımda burada. Bir şeyi denemek istediğimde tık diye baharatlara uzanıp iki dakika hemen hayatımı adapte edebileceğim bir dinamik ortam ve çalışma ortamı yarattım. Mutfakta sadece yatmıyorum” diye konuştu.

Mutfak kültürünü anne ve babasından aldığını vurgulayan Süleyman Dilsiz, “Buradaki en temel konu annem ve babamdır. İlk kitabımı anne ve babama adadım. Çünkü balığı babamdan öğrendim. Kahvaltı kitabım ise altı baskı yaparak başarılı bir çalışma oldu. Çünkü evde bizim ritüelimiz kahvaltı sofralarını babanın hazırlamasıdır. Dolayısıyla etkileşim çift taraflı oldu. Aslında mutfak hayatın kalbidir. Bu benim için bir yaşam felsefesi haline geldi. Beslenme uzmanları önerilerinde sabah kahvaltısını saat 6-7 arasında yenmesini tavsiye ediyor. Ancak toplum olarak kahvaltı saati 7-8 gibi yapıyoruz. Aradaki 12 saatte çok ciddi anlamda vücudun kan şekeri düştüğü için onu stabil yani belli istikrarlı bir seviyeye getirebilmek için kahvaltı olmazsa olmazdır. Biz Türkler için kahvaltı başka bir ritüeldir. Dünyanın neresine gidersek gidelim, kahvaltı zengin bir öğün değildir” dedi.

Türk kahvaltısının kendisine göre dünyaya pazarlanabilecek en değerli ekonomik yani gastronomik değerlerden biri olduğunu vurgulayan Uşaklı Gastrolog ve Yemek Kitabı Yazarı Süleyman Dilsiz, “İster vegan, ister vejetaryen ve isterse paleo olun Türkiye’de gastro zenginlik var. Kahvaltıda bunun minimal uygulamasıdır. Ot yemeklerini otun ön planda olduğu ya da hamurun ön planda olduğu etini ön planda olduğu yani bir ciğeri kahvaltıda tüketen topluluğu Ortadoğu'da birkaç ülkede görebilirsiniz. Mesela Adana'ya gittiğinizde ciğer ciddi bir kahvaltı ritüelidir. Türkiye mutfağının ciddi bir ekonomik değeri var ve yerel kahvaltılık değerlerinin markalaşmasına turizm olarak bizler bu değerin farkına varamadık. Türkiye ve Anadolu dediğimiz zaman sadece kahvaltıya baktığımız zaman kahvaltı kültürüne baktığımız zaman bile ne kadar Kadim topraklarda, ne kadar bereketli topraklarda yaşamış olduğumuzu anlıyoruz. Türkiye'nin yerleştiği Anadolu coğrafyasında binlerce yılın bereketi var” diye konuştu.