Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan kongre, divan kurulunun oluşturulmasıyla devam etti. Divan Kuruluna; BTP MYK Üyesi Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi, Denizli İl Başkanı Turgay Urgan, Ulubey İlçe Başkan Hasan Kazan seçildi. Kongrenin açılış konuşmasını Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Uşak İl Başkan Adayı Halil İbrahim Çakın yaptı. Çakın konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Uşak ilkler şehri, Uşak Kuyayi Milliye Şehri, Uşak Aşıklar Diyarıdır. Ama pek tanınmayan ilimizdir. Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında herkes Uşak'ımızı tanıyacak layık olduğu değeri bulacaktır. Siyaset yapılacak iş değil ama ülkemizin ve milletimizin durumu orta iken siyaset bir tercih değil mecburiyettir siyaset her insanın doğuştan hak sahibi olduğu yeme içme barınma haklarını milletimize ikram etmek ve onları mutlu etme sanatının adıdır.
Bu konuda tek örneğimiz Mustafa Kemal Atatürk'dür. Sizlere Atamız ile Sabiha Gökçen arasında geçen bir anıyı anlatmak istiyorum. Atamız gözyaşları içinde ağlarken içeriye Sabiha Gökçen girer. Paşamız göz yaşlarını saklamak ister. Fakat nafile bu durum karşısında Atamız, Sabiha Gökçen'e şöyle seslenir; Sabiha büyük lider de ağlar ben milletimi çok ama çok seviyorum ve birgün onlardan ayrılacağım aklıma geldiğinde gözyaşlarım akmaya başlıyor. Sabiha ben ekilmiş tarlalar, bacası tüten fabrikalar dalakları şişmemiş çocuklar görmek istiyorum. İstanbul'a İzmir'e Ankara'ya hangi hizmeti getirdiysek ülkemizin her bir tarafına aynı hizmeti getirmek istiyorum bunu da hemen yapmak istiyorum ama insan ömrü buna yeterli olmuyor. Üzerimize bir iş aldık ve birazını yapayım birazını yapmayayım benim kitabımda yazmaz diyor.
Atamızın milletine duyduğu sevgi ancak bir anne ve babanın evladına gösterdiği sevgiden daha ötedir ve bizim siyasetimiz Atamızın izinden devam ediyor çünkü bir tek aç insan kalmasın diye siyaset yapıyoruz. Hiç birimizin benim oyumdan ne olur ben tek başıma ne yapabilirim deme şansımız yok.
Uşak'ımızı; Kuvayi Millye Şehri, İlkler Şehri, Aşıklar Diyarı Yapan Dini ve Milli Kahramanlarımız var. Tek başına Trikopis Komutasındaki altıbin kişilik yunan ordusunun teslim olmasını sağlayan Ceceli Kara Muratı, kurduğu ilk Türk Şeker Fabrikası ile milyonlarca insanımıza iş ve aş veren ve halen vermeye devam eden Nuri Şeker'i, Anadoluya yedibin kilometrelik yolu Hünkar Hacı Bektaşi Veli Hazretleri ile beraber yürüyerek gelen ve Uşak'ımıza aşkı getirip tüm etnik gurupları Müslüman Türk kimliğine kavuşturan Kolu Açık Hacım Sultan'ı örnek alacağız Karunu Değil, Çünkü Biz Karun gibi değil Bağımsız Türkiye iktidarında Milli Ekonomi Modeli ile zengin olmak istiyoruz. Ülkemizin ve Milletimizin durumu ortada biz hepimiz Ceceli Kara Murat, Nuri Şeker, Hacım Sultan Olacağız güçlü millete güçlü orduya sahip olup, kıyamet sabahına kadar bu topraklarda gelecek nesillerimizin can emniyetini mal emniyetini din ve vicdan emniyetini doya yaşadığı Tam Bağımsız Bir Türkiye İçin Genel Başkanımız Hüseyin Baş’ı, ve Bağımsız Türkiye Partisini iktidar edeceğiz. Biz başkayız sizlere bir başkayız hepinize saygı sevgi ve hürmetletirimi sunuyorum sağ olun var olun.” Diyerek konuşmasına son verdi. Halil İbrahim Çakın’ın konuşmasının ardından Yemeni Kültür Sanat oyun ekibi sahne aldı. Oyun ekibin gösterilerinin ardından selamlama konuşmaları yapıldı. Selamlama konuşmalarının ardından kongre, sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Kongre sonunda konuşma yapan BTP Lideri Hüseyin Baş’ın şunları söyledi;
'ABD ve İsrail emellerine ulaştı'
"Bugün şunu görüyorum; Suriye'yi bölmek isteyen İsrail emellerine ulaştı. Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurmak isteyen ABD emellerine ulaştı. Suriye'yi istikrarsızlaştırmak isteyen emperyalizm emeline ulaştı. Ben buna bakıyorum ve sizin o çok derin, çok müthiş, hiç kimsenin göremediğini gören devlet aklınız var ya aklını ABD'ye kiraya verdi.
"Bir Esad gitti bin tane Esad getirecekler senin başına"
2003'te Amerika Irak'a girdi. Ne faydanıza oldu? Irak'ta Saddam idam edildiğinde aynı şekilde davullar zurnalar çalındı. Sonuç? Bakın size çok enteresan bir anektodu aktarayım; Hasan El Jaburi Saddam'ın heykelini balyozla kıran adam. Bu adam aradan yıllar geçiyor diyor ki 'O meydandan her geçtiğimde utanıyorum' diyor. Neden? 'Bir Saddam gitti bin Saddam geldi' diyor. Ben Saddam'ı da savunmuyorum, O da verecek hesabını, bu başka konu ama sen benim coğrafyama, benim komşuma bin tane Saddam getirmek için beni bir tane Saddam'la tehdit ediyorsun ve bizim o derin devlet aklımız da 'Evet, bu tehlikeli bir adam' diyor. Bugün Esad'ı sevsen de sevmesen de eğer ona zalim diyorsan haberin olsun kardeşim; bir Esad gitti bin tane Esad getirecekler senin başına.
"Irak'ı üçe böldüler. Suriye'nin de dörde bölünmesi söz konusu"
Irak'ı üçe böldüler. Suriye'nin de dörde bölünmesi söz konusu. Ne olacak? Ne olacak ya, ne olacak? Bugün olaya şöyle bakın; Irak'ı Osmanlı'dan koparan, Suriye'yi Osmanlı'dan koparan, bütün Arap yarımadasını Osmanlı'dan koparan İngiliz'di. Onların başına İstedikleri adamları getiren İngiliz'di. Şimdi bu kadar işi İngiliz yaptı ve sen de bana diyorsun ki, 'Biz de İngiliz'in kurduğu oyunu bozduk, onları geri indirdik.' Geç o işi, geç o hikayeyi...
"Ne yazık ki ancak ve ancak Amerika'nın ve İsrail'in çıkarları için hareket eden bir hükümetimiz var"
Ne yazık ki ancak ve ancak Amerika'nın ve İsrail'in çıkarları için hareket eden bir hükümetimiz var. Unutmayın arkadaşlar; Hani denir ya ateş düştüğü yeri yakar. Evet, ateş düştüğü yeri yakar ama ateşin şöyle bir özelliği var; yayılır ve büyür. O ateş düştüğü yeri yaktıktan sonra yayılır gelir ve seni de yakar. Bak, aklını başına al, gelir seni de yakar. Şimdi sizi türlü bahanelerle, hikayelerle uyutmak isteyecekler ve 'Biz Suriye'nin kuzeyinde asla bir terör yapılanmasına ve devletine müsaade etmeyiz' diyecekler. Batılı ülkelerin hepsi sıraya girmiş, 'Suriye'deki bütün muhalif gruplarla iletişim halindeyiz' diyor. Kim bu muhalif gruplar; HTŞ, El Kaide, ÖSO, YPG. Adamlar YPG ile de irtibat halinde. Sayın Bahçeli, 'Öcalan gelsin Meclis'te Dem Grubunda konuşsun, silah bıraktıklarını açıklasın' dedi. O gün, 'Öcalan silah bırakma çağrısı yapacak da YPG silah bıraktığını açıklayacak mı? Sen ne yapmaya çalışıyorsun, ne anlatmaya çalışıyorsun?' dedim. Bugün o söylediklerimiz tek tek hayata geçiyor.
"Bundan sonra ilk hedefleri İran olacak"
2024 enteresan bir yıl oldu. Bu yıl Nasrallah'ı yok ettiler, Hamas'ın lideri Haniye'yi yok ettiler. Şimdi bakın bunları tekrar ediyorum; seversin sevmezsin konu bambaşka bir konu. Konu şu; İsrail'e karşı öyle veya böyle bir mücadele vardı veya öyle görünüyordu neyse adı. Bu kadar adamı yok edenler Esad'ı bırakacak mı, bırakmayacak! Ama şu anda gördüğüm ilk adres İran olacak ve oraya gidecekler. Şimdiden söyleyeyim ben İran'ın birliği için de konuşacağım, ben İran'ın da Amerikan mandasına girmemesi için mücadele edeceğim. Ben bu mücadeleyi İran için değil, Amerika bu topraklara gelmesin diye yapacağım. ABD bu topraklara ne için geliyor? Demokrasi getirecekmiş! Neyle? Füzeyle, bombayla! Dünyanın neresinde görülmüş bombayla demokrasi getirildiği. Başka neyle? Terörle, terör saldırılarıyla Amerika demokrasi getirecek! Bizimkiler de buna inanıyor, buna itibar ediyor.
"Tarih sevinenleri şöyle yazacak: ABD, İsrail ve Türkiye"
'Esad insin', tamam Suriyeliler indirsin. Niye Amerikan hapishanelerinden kaçkın olan, ömür boyu hapisten çıkma ihtimali olmayan adamları hapisten çıkarıp böyle sakallar bıraktırıp terör yaptırdınız o zaman orada, niye onlar yaptı, neden? Bıraksaydınız Suriye'nin halkı karar verseydi. Türkiye'nin komşusuysa Türkiye bağımsız bir şekilde konuya müdahil olsaydı! Tarih bugünleri yazacak ve bugün 8 Aralık 2024.... Tarih 'sevinenleri' yazacak. Sevinenler kim? Onlar ABD, İsrail ve Türkiye.... Bu da size dert olsun. Bu ateş Türkiye'yi yakar. Bakın artık gözümüzü açmak zorundayız ama biz anladık ki; bu hükümette iş yok. Bunlar bir şeyi beceremeyecek, göz möz açamayacaklar. Belki de gözleri kapalı olduğu için değil başka yerlere bakmaları istendiği için bu olayları göremeyecekler.
"Nihai hedef Türk'ün parçalanmasıdır"
O zaman biz millet olarak bir şey yapmamız lazım. Ne yapmamız lazım? Önümüzdeki en büyük tehlike ve problem nedir? Hemen yanı başımızdaki ülkelerde gördük. Ne yaşanıyor? Ülkeler parçalanıyor. Bakın önce bu coğrafyaları Türk'ten kopardılar sonra bunları kendi içlerinde parçalamaya başladılar. O zaman nihai hedef nedir? Dönün Osmanlı zamanlarından bugüne gelin anlayın meseleyi. Nihai hedef Türk'ün parçalanmasıdır.
"15- 20 sene içinde devlet ve vatan diye bir şey bırakmayacaklar"
O zaman bizim diğer bütün ülkelerden farkımız neydi? Atatürk'tü, Mustafa Kemal Atatürk. O zaman biz millet olarak bu süreçte çok sıkı bir şekilde Mustafa Kemal Atatürk'e sarılacağız. Önümüzde 18 Mart Çanakkale Zaferi var. Onu öyle bir kutlamalıyız ki millet olarak bütün dünyaya birliğimizi göstermeliyiz. 19 Mayıs'ı öyle bir kutlamalıyız ki bütün dünyaya 'Biz bir milletiz demeliyiz' 23 Nisan'ı öyle bir kutlamalıyız ki bütün dünyaya 'Biz tek milletiz' demeliyiz aksi halde bizi birbirimize kırdıracaklar, kavga ettirecekler, birbirimize düşürecekler ve tek çözümün birbirimizden uzaklaşmak, ayrılmak olduğunu dayatacaklar. Bunları belki 2025'te bize dayatmayacaklar, belki 2026 ya da 2027'de de değil. Ama 10, bilemedin 15 – 20 sene içinde benim gibi olan insanların çocukları genç yaşlarına ve çağlarına geldiğinde artık devlet ve vatan diye bir şey bırakmayacaklar. Bu mücadeleyi kazanmanın tek bir yolu var; bütün bir millet olarak birbirine sarılmak, birbiriyle iyi geçinmek, birbirinin hatasını değil güzelliklerini görmek, birbirini ötelemek değil birbirini sımsıkı sarılarak kendine çekmektir."
BTP Lideri Hüseyin Baş’ın konuşmasının ardından, BTP Uşak Kadın Kolları Başkanı Nesrin Açıkgöz ve Kadın Kollarından Havva Çakın Hüseyin Baş’a hediye takdim etti. Konuşmaların ardından seçime geçildi. Seçim sonunda Uşak İl Başkanı olarak Halil İbrahim Çakın tekrar il başkanı olarak seçildi. Yeni yönetim kurulu ve diğer organlara şu isimler seçildi: Yönetim Kurulu Üyeleri: Faruk Peker, Emrah Köse, Ahmet Erkol, Kadir Mustafa Çakırgöz, Orhan Uğur, Nesrin Açıkgöz, Ramazan Güner, Haydar Çoban. İl Disiplin Kurulu: Hatice Yüce Yıldırım, Halil Açıkgöz, Osman Çakın. Büyük Kongre Delegeleri: Havva Çakın, Faruk Peker, Emrah Köse Kadir Mustafa Açıkgöz, Nesrin Açıkgöz, Haydar Çoban, Osman Çakın, Mehmet Ali Kandilli.