Cumhuriyet Halk Partisi Uşak Milletvekili Dr. Ali Karaoba, "Bazı özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin tüm yönleriyle araştırılması, özel sağlık kuruluşlarının yenidoğan, çocuk engelli ve yaşlılara yönelik işlemlerinin incelenmesi" ile ilgili kurulan araştırma komisyonunda yenidoğan ünitesinde bebeklerin katledilmesi konusunu ve sorumlulukları ele aldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Uşak Milletvekili Dr. Ali Karaoba, Yenidoğan Çetesi Araştırma Komisyonu kapsamında sunum yapan Sağlık Bakan Yardımcıları, Genel Müdürler ve bürokratlara yanıtlanması gereken soruları yöneltti. Yenidoğan çetesinin yaptıkları ve arkası ortaya çıkana kadar bu işin üstüne gideceğini belirterek Cumhuriyet halk Partisi Uşak Milletvekili Dr. Ali Karaoba, “Bu işin arkasından hangi büyük isim, bürokrat ya da eski bakan çıkarsa çıksın sonuna kadar gidilmesi için mücadele edeceğiz. Sunumlarda benim kafama takılan öğrenmek istediğim bazı şeyler var. Birincisi kapatılan hastanelerin yenidoğan yoğun bakım seviyeleri neydi? İkincisi bu seviyelere uyuyorsa kaçında sözleşme var, neonatoloji uzmanı var ya da yok? Kaçında gerekli uzmanlar var? Bunlara günlük ödenen miktarlar ne kadar? Bugün 3.seviye yoğun bakım için yenidoğan bebeğe ödenen SUT fiyatı nedir? Bu çetenin canice bu işi yapmasına sebep olan para nedir? Üçüncüsü; denetimler yılda bir zaten rutin yapılıyormuş ancak en yüksek ciroya sahip on hastane belirlenen neonatoloji dernekleriyle birlikte yapılmış, bu hastaneler bu grubun içerisine girmemiş. Bu hastanelere olağan dışı toplam kaç denetim yapılmıştır? Hangi sürelerde yapılmıştır ve raporları varsa bunlar nelerdir? Bu hastanelerde yenidoğan bebek ölümleri nedir? İstanbul ortalaması ve Türkiye ortalamasının içerisinde özellikle bu hastanelerin yeri nedir? Bizi bilgilendirseniz sevinirim” sorularını Yenidoğan Çetesi Araştırma Komisyonu’nda yetkili kişilere yöneltti.
Hastane ruhsatı alımının pahalılığı ve ticarethaneye dönüşmesi kapsamında açıklama yapan Milletvekili Karaoba; “Hastane ruhsatlandırmasıyla ilgili sunum yapılırken bundan sonra standart hale getirildi, denildi. Yüz yatak standardize edildi, denildi. Sorun şu yüz yatak bugün hastane yatak sayısı yeterliyse herhangi bir vatandaş ruhsatı alabiliyor mu? Neden bunu soruyorum? Çünkü 536 tane şu an aktif işleyen hastane olduğunu söylediniz. Hastane ruhsatı olup aktif olmayan kaç tane ruhsat var? Bunu öğrenmek istiyorum. Bunu da niye soruyorum? Geçen toplantıda da söyledim. Artık sağlık o kadar parasallaştırıldı ki bunu sağlık bakanına da söyledim. Sağlık emlakçılığını bitirmediğimiz sürece ana sorunların çıkış noktası olarak her zaman olacaktır. İstanbul için 88 yataklı, 31 uzman kadrolu bir hastane ruhsatı altı milyon dolar. Yeni doğan yoğun bakım sınıflamasına göre ödenen paraları düşünürseniz bu 6 milyon doların sadece ruhsat olduğu bir yerde bu insanları para kazanmaya, üçkağıtçılığa hatta canice adam öldürmeye sevk edersiniz. Bunun sorumluları acaba kimlerdir? Kadro işine gelince işte bakanlık kendi aralarında devredebilir diyorsunuz ama bir ticarethane oluşturdunuz. Patoloji ruhsatı 6,5 milyon, radyoloji ruhsatı 20 milyon kiraya dönmeye başladı. Boşta kadronuz varsa düşünün aylık belli bir rakam ödeyerek kiralıyorsunuz, sanki apartman dairesi satın almış gibi kadroları ticarethaneye çevirir hale geldiniz” dedi.
Çetelerin ortaya çıkmasında 112 sevkinin de etkisi olduğunu öngören Milletvekili Karaoba; “Ben de 30 yıllık bir hekim olarak son dönem 112’nin yaptığı işleri takdir ediyorum birçok noktada ancak burada kendini doktor olarak tanıtıp sevk ettiklerini söylediler. Teyitli ve teyitsiz sevkler içerisinde teyitsiz sevklere gelince iki tane hastane kalırsa tercih nasıl yapılır? Bu ticarethanenin, bu çetenin asıl çıkış noktası konusunda 112 sevkiyle oluştuğu öngörüm var. Bununla ilgili rakamları da bize verirseniz sevinirim. Özel hastanelerdeki yeni doğan yatak oranı yüzde 57 iken kamu kurumlarında daha düşük bir orana sahip. Bunun için başvurmalılar mı? Yoksa sizin plansızlığınızın sonucunu mu? Yoksa gerçekten yine parasallaşmış bu sistemle aslında yandaşa bir yerde bir altyapı oluşturmak mı? Bunları siyasi soru olarak algılamayın aklımıza takıldığı için soruyorum” şeklinde konuştu.
Sistemin baştan değiştirilmesi gerektiğine değinen Milletvekili Karaoba; “Kapatılan hastanelerin olağan dışı denetlenmesi; bu yeni denetleme modeli doğrudur. Takip edilmelidir. Bunlar daha sık yapılmalıdır. Ben bir kadın doğumcuyum. Bu kadar parasallaşmış bir ortamda sadece bu fiziksel denetimlerle gerçekten çözüleceğine inanıyor musunuz? Benim aklım almıyor. Burada sorun; niyetin kötülüğü değil ancak sistemin yanlış temeller üzerinden kurulmasına bağlı. Para üzerine dayalı bir sistemde siz, kişilerin açık noktasını bulduğunuzda bu gibi canilerin cinayet işlemelerine engel olamazsınız. Engel olamayız. O açıdan aslında sistemi baştan değiştirmek gerekir” ifadelerini kullandı.