KISKANÇLIK NEREYE KADAR?

Günümüzün en kötü hastalıklarından birisi de kıskançlıktır.

Kıskançlık, toplumları berbat eden sâri bir hastalıktır. Bu sâri hastalık; sosyal ilişkileri bozar. İnsanlar arasındaki huzur ve mutluluğu sarsan bulaşıcı bir hastalıktır hasetlik. Düşmanıma kıskançlıkla ceza vermekten her zaman nefsimi yüksek tutuyorum. Bu bağlamda toplumda huzur ve barış istiyorsak nefsin pis arzularının aksine, iman ve Kur'ân hakikatlerinin dosdoğru öğretilerine sımsıkı sarılmalıyız. Aşırı şüpheci tutum ve davranışları oluşturan kıskançlık girdâbına kapılmadan Nurlarla meşgul olmalıyız.

Daima güzel düşünmeli ve güzel görmeli. “Zira,  güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.” der büyük Müceddid Bediüzzaman. Bu bağlamda Peygamberimiz 'asm’ Efendimiz biz âciz insanlara bir mutluluk iksiri sunmaktadır. Sizler hasetten sakının. Çünkü haset ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi iyilikleri de yer bitirir. Demek oluyor ki, kıskançlık etmekle mutluluk hiçbir zaman elde edilemez, Daima iyilik yapmalıyız. Ateş, odunu nasıl ki yer bitirirse kıskançlık dahi mutlulukları ve toplumun huzurunu yer bitirir.