İşsizlik oranı %7,9’a gerilerken, istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 32,6 milyona ulaştı. İşsizlikteki düşüşle birlikte istihdam ve işgücüne katılım oranlarında da artış yaşanması, ekonomideki toparlanma sürecine dair önemli ipuçları sundu.
İşsizlik Oranı Son 2 Yılın En Düşük Seviyelerinde
Mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre işsiz sayısı Mart ayında 65 bin kişi azalarak 2 milyon 807 bine geriledi. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık düşüşle %7,9 olarak ölçüldü. Bu oran, son iki yılın en düşük işsizlik seviyelerinden biri olarak kayda geçti.
Erkeklerde işsizlik oranı: %6,5, Kadınlarda işsizlik oranı: %10,6, İstihdam 32,6 Milyonu Aştı. Mart 2025 itibarıyla istihdam edilenlerin sayısı 391 bin kişi artarak 32 milyon 597 bine çıktı. İstihdam oranı ise %49,2 olarak hesaplandı.
Erkeklerde istihdam oranı: %66,9, Kadınlarda istihdam oranı: %31,9. İşgücüne katılım da artış gösterdi. Mart ayında toplam işgücü 325 bin kişi artarak 35,4 milyona yükseldi. İşgücüne katılma oranı %53,4, erkeklerde %71,6 ve kadınlarda %35,7 olarak gerçekleşti.
Gençlerde İşsizlik Yüksek: %15,1
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %15,1 oldu.
Genç erkeklerde: %11,0, Genç kadınlarda: %22,6
Haftalık Fiili Çalışma Süresi 43,7 Saate Yükseldi
İş başındaki çalışanların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık fiili çalışma süresi, önceki aya göre 0,3 saat artarak 43,7 saat olarak gerçekleşti. Bu artış, iş yükünün ve işgücü verimliliğinin arttığına işaret ediyor.
Atıl İşgücü Hâlâ Yüksek: %28,8
Toplumun çalışabilir nüfusunun tam potansiyelini kullanamaması anlamına gelen atıl işgücü oranı %28,8 olarak ölçüldü. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin toplam oranı: %17,9, İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı: %20,1.
Genel Değerlendirme: Ekonomide Kırılgan İyileşme
İşsizlik oranındaki düşüş ve istihdamdaki artış, ekonomik aktivitenin canlandığını gösterse de genç işsizliği ve atıl işgücü gibi alanlar hâlâ dikkatle izlenmeyi gerektiriyor. Özellikle kadın istihdamında istenilen seviyelere ulaşmak için daha kapsayıcı politikaların devreye alınması gerektiği belirtiliyor.