Mısır Koçanından Dokuduğu Hasırı Kent Tarihi Müzesine Hediye Etti

Uşak Kent Tarihi Müzesi'ne Uşak'ın Banaz İlçesinin Comburt Köyünden hediye hasır geldi. Yüzyıllardır dokunan fakat son yıllarda kullanılmayan tarihi hasır Kent Tarihi Müzesi'nde sergilenmek üzere kabul edildi.

Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle köyde bu köklü kültürün yaşatılmadığını fakat hala yapanların olduğunu söyleyen Arif Çitçi Uşak Kent Tarihi Müzesi için tekrar tezgah başına geçti. Mısır koçanından yapılan bu hasırın doğallığıyla öne çıktığını belirten hasırın Çiftçi normal halı ve kilimden daha sağlam ve kalın olduğunu söyledi.

Hasırın Uşak Kent Tarihi Müzesi'ne getirilmesinde katkı sahibi olan Kent Tarihi Müzesi Görevlisi Cengiz Doğan ; 'Benim bir kitap çalışmam var bu nedenle köylerde aslında kaybolan günümüzde yapılmayan zanaatları bu kitaba almaya çalışıyorum. Bunu bilenlere soruyorum ki en azından bazı bilgileri geleceğe aktarmak açısından böyle bir şey düşündüm. Bu çerçevede Ayrancı köyünde Arif ağabey ile görüştük o da hanımının eskiden beri bunu yaptığını söyledi. Bu anlamda da geçen hafta o köye gitmiştik bir tezgahta bunu yenge hanım dokudu. Mısır kabuklarından yapılan eskiden çok yaygın olan hasır dokumacılığı mesleğini orada ele aldık. Tabi bu hasırı da en azından müzemize gelen ziyaretçilerimize bilmeyenlere öğrencilere göstermek için numune olarak rica ettik. Yenge hanım da kırmadı bizi sağ olsun Arif ağabey de bu numuneyi bize bağışladı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Tarım ve Köy bölümümüzde bunu gelen ziyaretçilerimize sergileyeceğiz.' İfadelerini kullandı.

'BUNUN GEÇMİŞİ 40 YILDAN DAHA ESKİ MESLEK'

Bunun 40 senedir dokunmadığını ama köyün kültürünü yaşatma fikri olduğu için bunu yıllar sonra dokuduğunu belirten Çiftçi ; ' Köyde eskiden halı kilim yokken köyde bunun üzerinde otururduk. Darıları (mısır) ekerdik kışın darıları bölüşürdük. Kadınlar bunu toplardı imece usulü olarak. Sofranın içinde nohut kavrulurdu, çay pişerdi. Kuru fasulye, turşu derken bunları yenilip içilirken bunlar dokunurdu. Eskiden bizde minder yoktu, kilim yoktu, halı yoktu… Bunun üzerinde otururduk. Bu 40 yıldır dokunmuyordu. Bunun geçmişi 40 yıldan daha eski bir meslek. Benim kafamda bu köyün kültürünü yaşatmak için bir fikir geldi Cengiz Bey ile konuştum. O da onayladı ve köye gittik. Hemen bir malzeme bulamadığımız için kendi kafamdan tasarladığım bir ağaçla düzelttim bu da bu şekilde çıktı. Normalde özel tezgahı var bu numunelik oldu. Köyde artık kalmadı, herkes teknolojiyle birlikte bunları rafa kaldırdı. Bu halıdan kilimden daha sağlam daha kalın. Hem de kimyasal yok içinde, doğal. Tozu yukarıya çıkarmaz toz her daim tabanda durur. Bunu numunelik diktik şu anda kullanmıyoruz. Onun için bunun Cengiz Beye hediye olmasını istedik.' İfadelerini kullandı.