İnsanlar her zaman mutluluğu aramıştır. Kimileri temel mutluluk nedenlerini oluşturmaya çalışırken, kimileri temel öğelerin birçok çıktısı olan detayları mutluluk zannedip onların peşinde koşmuştur. Mutluluk arayışı için genel kabul görür düşünce ise “ Mutluluğu aramadan önce, bizçe mutluluk nedir? Onu arayıp bulmamız gerekir.” Görüşüdür. Mutlu şehirlerde, mutlu bir birey olarak yaşamak arayışı da, kişinin mutluluğu doğru arama yöntemleri gibidir. Yani; Mutlu bir şehri aramadan önce mutlu bir şehir bizler için neyi ifade ediyor. İkinci, basamak olarak, yaşadığımız ilde bu maddelerin hangilerinin olup olmadığını tespit etmek ve üçüncü basamakta ise bu eksikliklerin giderilmesine ben nasıl bir katkı verebilirime bakmamız gerekir. Yaşadığımız şehirde bizleri mutsuz eden şeyleri de tespit edip, bu olumsuzluklara birey olarak verdiğimiz bir katkı var mı? Varsa, bunları hemen düzeltmemiz de bizlere mutlu bir şehirde yaşama olanağı verir. Mutluluk birilerinin bizlere verebileceği bir şey değildir. Mutluluk; zorlu bir mücadele son, insanlara verilen ödüldür. Mutluluk başkalarından beklenirse ve bunun için toplumsal mutluluk mücadelesi verilmezse başkalarının mutluluklarını, kendi mutluluk beklentimiz gibi yaşamak zorunda kalırız. Mutlu şehirlere bakarsanız hata yapanların uyarıldığını, Mutsuz hissi ağır basan şehirlerde ise, hata yapan değil, hataya karşı çıkanların uyarıldığını hemen görürsünüz. Şehir yaşayanlarının çoğunluğu tarafından, mutluluklarını sağlayacak olan öncelikler kabul edildikten hemen sonra, çözüm grupları, bu grupların nerelerde katkı verecekleri, yapılacak olan çalışmaların bütçeleri ve sürelerinin de belirlenmesi gerekmektedir. Diğer önemli husus ise bulduğumu çözüm önerileri de, hiçbir zaman gelecek yönetim ve nesillere yeni sorunlar bırakmamalıdır. Eskilerin değişi ile “Kaş yaparken, göz çıkarmamak gerekir.” Mutlu bir şehirde yaşamanın olmazsa olmazlarından biriside Sivil Toplum Kuruluşlarıdır. Ama sivil toplum Kuruluşları, siyasi partilerin araka bahçesi, ego tatmini ve siyasette yükselmek için kullanılan yerler olmamalıdır. Ayrıca; STK lar, Resmi kurum ve kuruluşlardan maddi destek alan değil resmi kurum ve kuruluşların yetemediği yerde nakdini ve vaktini veren kuruluşlar olmalıdır. Özetle şunu söyleyebiliriz ki; Aslında, Mutlu bir şehirde yaşamak, mutlu bir yaşam sürmek, bu konuda yaptığımız çabalar ve mücadeleler sonucu elde ettiğimiz birikimlerinin harcanmasıdır. Şen ve Esen Kalın. A. Tufan Güven.