Nörolojik sorunlardan biri olan polinöropati, periferik sinirlerin birden fazla bölgedeki işlevini bozarak günlük yaşamı etkileyen bir tabloya dönüşebiliyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzm. Dr. Pınar Can Ergün, hastalığın ilk sinyallerinin çoğunlukla “yanma, karıncalanma, uyuşma, ağrı ve denge kaybı” şeklinde ortaya çıktığını ifade etti.
Dr. Ergün, polinöropatinin tek bir nedene bağlı gelişmediğini belirterek, diyabet, B grubu vitamin eksiklikleri, tiroid dengesizlikleri, enfeksiyonlar, toksin teması, otoimmün süreçler ve kalıtsal faktörlerin tabloyu tetikleyebildiğini söyledi.
Nedene yönelik tedavi öncelikli
Hastalığın yönetiminde ilk adımın altta yatan sebebi doğru biçimde saptamak olduğunu dile getiren Dr. Ergün, kan şekeri düzenlenmesi, düşük glisemik indeksli beslenme, "4’ler kuralı" olarak bilinen öğün planlaması, eksik vitaminlerin giderilmesi ve toksik maddelerden uzak durulmasının tedavinin temelini oluşturduğunu aktardı.
Ağrı ve yaşam kalitesi odakta
Nöropatik ağrıların yaşamı zorlaştırdığını belirten Dr. Ergün, ilaç dışı seçeneklerin de hastalara destek sunduğunu söyleyerek nöral terapi, akupunktur, ozon uygulamaları ve perinöral enjeksiyonların kontrollü şekilde kullanılabildiğini ifade etti. Uykunun düzenlenmesi, antiinflamatuvar beslenme ve hafif tempolu egzersizlerin sinir sağlığını uzun vadede olumlu etkilediğini de ekledi.
Destekleyici takviyeler ve fizik tedavi
Alfa lipoik asit, glutatyon, berberis vulgaris, sylibum marianum, krom pikolinat, magnezyumun farklı formları ve D vitamini gibi takviyelerin hekim önerisiyle kullanılabildiğini belirten Ergün, kas zayıflığı ve dengesizlik yaşayan hastalarda egzersiz temelli rehabilitasyon programlarının yanı sıra faradik akım elektroterapisinin de tercih edildiğini söyledi.
Dr. Ergün, polinöropatinin zamanında fark edilmesiyle ilerleme hızının büyük ölçüde yavaşlatılabildiğini hatırlatarak, “Hastalar küçük belirtileri ertelememeli. Erken başvuru hem tedavi başarısını artırıyor hem de yaşam kalitesini koruyor” dedi.