TeklifimGelsin bünyesindeki araştırma şirketi Dorinsight, 14 Kasım Dünya Sinema Günü’ne özel gerçekleştirdiği çalışmada, artan maliyetlerin ve dijital platformların yükselişinin Türkiye’de sinema alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre sinemaya gitmek, geniş kitleler için artık rutin bir etkinlik olmaktan çıkarak bütçe planlaması gerektiren bir harcama kalemi hâline geldi. Katılımcıların yüzde 34’ü sinemayı lüks tüketim olarak tanımlarken, yüzde 47,5’i de kısmen lüks olarak görüyor. Bu oran özellikle C2DE gelir grubunda çok daha belirgin bir şekilde yükseliyor.
Araştırmada her 10 kişiden 8’inin sinemayı artık planlı bir harcama olarak değerlendirdiği tespit edildi. Bilet ve yiyecek-içecek fiyatlarındaki artış nedeniyle sinemaya daha az gittiğini belirtenlerin oranı yüzde 61’e ulaşırken, yalnızca yüzde 9,6’lık bir kesim daha sık sinemaya gittiğini ifade etti. Ekonomik koşulların etkisi, özellikle alt gelir gruplarında sinema katılımını ciddi biçimde sınırlıyor.
Dijital platformların yaygınlaşması da sinema tercihlerini köklü biçimde değiştiriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 49’unun en az bir dijital platform aboneliği bulunuyor. Bu oran AB ve C1 gruplarında yüzde 58’in üzerine çıkarken, C2DE grubunda yüzde 40 seviyesinde seyrediyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 70’i, ekonomik nedenlerle film izlemek için evi tercih ettiğini belirtiyor. Bu durum, dijital platformların artık yalnızca bir seçenek değil, ekonomik açıdan daha kontrollü bir tüketim biçimi hâline geldiğini gösteriyor.
Eğlence bütçelerinin dağılımında da dikkat çekici bir kayma söz konusu. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 62’si dijital platformlara sinemaya göre daha fazla bütçe ayırıyor; sadece yüzde 21,3’lük bir kesim sinemaya daha fazla harcadığını ifade ediyor. C2DE gelir grubunun yüzde 71’i, yüksek maliyetler nedeniyle sinema yerine evde izlemeyi tercih ediyor. Üst gelir grubunda bile sinemayı ekonomik öncelik dışı görenlerin oranı yüzde 54’e ulaşıyor.
Sinemanın duygusal etkisi hâlen güçlü olsa da ekonomik gerçeklik belirleyici olmaya devam ediyor. Katılımcıların yüzde 44,4’ü filmlerde gördükleri lüks yaşam tarzlarının kendilerinde “sahip olma isteği” uyandırdığını, yüzde 34,1’i ise bu etkiyi kısmen yaşadığını söylüyor. Yüzde 60 oranında katılımcı, filmlerde gördükleri ürünleri satın almaya eğilimli olduğunu dile getirirken, yüzde 25’i bu tür harcamalar için gerekirse kredi kullanabileceğini belirtti. Özellikle finans temalı yapımların, üst gelir grubunda yatırım ilgisini artırdığı görüldü.
Dorinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert, araştırma sonuçlarını değerlendirirken ekonomik koşulların kültürel tüketimi yeniden şekillendirdiğini vurguladı. Mert, “Sinemaya gitmek artık gelir seviyesi fark etmeksizin planlanması gereken bir karar hâline geldi. Dijital platformlar, erişilebilirlik ve maliyet avantajıyla yeni bir eğlence standardına dönüştü. Fiyat baskısı arttıkça kültürel tüketim hem daha bireysel hem de daha hesaplı bir yapıya evriliyor” ifadelerini kullandı.