Manşet

Unutulan Efsane: Melih Kotanca

Uşak Kent Tarihi Müzesi Müdürü Cengiz Doğan, Uşak spor tarihinin unutulmuş bir kahramanı olan Melih Kotanca’nın çarpıcı yaşam öyküsünü kamuoyuna aktardı.

Hem atletizmde hem futbolda Türkiye’ye madalyalar ve şampiyonluklar kazandıran Melih Kotanca’nın hayatı; başarı, vefa ve dramın iç içe geçtiği etkileyici bir portre sunuyor. 1915 yılında Balıkesir’de dünyaya gelen Melih Kotanca, küçük yaşlardan itibaren spora ilgi duydu. Balıkesir İdman Yurdu’nda atletizme başladı. 1934 yılında Ankara’da düzenlenen Türkiye Atletizm Şampiyonası’nda cirit atmada birinci olarak genç yaşta Türkiye şampiyonu unvanını aldı. Bu başarı, onun sadece futbolcu değil, çok yönlü bir sporcu olduğunun ilk işaretiydi.

Uşak Gençlerbirliği ile İlk Patlama

Aynı yıl, 24 Ağustos 1934’te, Eskişehir İdman Yurdu ile oynanacak özel bir maç için Uşak’a davet edildi. Uşak Gençlerbirliği formasıyla sahaya çıkan Melih Kotanca, Eskişehir’e karşı 5 gol atarak hem seyircileri hem yöneticileri hayran bıraktı. Maçtan sonra dönemin Uşak Gençlerbirliği Başkanı Haşim Helvacıoğlu, onu takıma transfer etti. Kotanca böylece ilk kez profesyonel anlamda bir futbol kulübünde oynamaya başladı. İki yıl boyunca Uşak Gençlerbirliği'nde futbol oynayan Melih Kotanca, aynı zamanda gençlere atletizm antrenmanları da vererek Uşak’ta spor kültürünün gelişmesine katkıda bulundu. Bu dönemde sadece bir oyuncu değil, Uşak’ta sporun öncüsü ve rol modeli hâline geldi.

İstanbul’a Açılan Yol: Galatasaray ve Güney Spor

Uşak’taki başarılı performansının ardından İstanbul’a giden Kotanca, önce Güney Spor ardından kısa süreliğine Galatasaray’da forma giydi. Bu deneyimler, onun büyük takımlarda oynama tecrübesini artırdı ve sonunda kariyerinin zirvesine taşıyacak olan Fenerbahçe’ye kapı araladı.

Fenerbahçe’de Altın Yıllar: Gol Krallığı ve Rekorlar

1939 yılında Fenerbahçe’ye transfer olan Melih Kotanca, burada efsanevi bir kariyere imza attı. 1940 sezonunda Fenerbahçe ile Türkiye Şampiyonluğu yaşayan Kotanca, sezon boyunca 25 gol atarak takımın en golcü oyuncusu oldu. Aynı sezon Milli Küme’de 23 golle gol kralı oldu. O dönemin en büyük futbolcularından "Baba Hakkı" ve "Baba Gündüz" gibi isimleri geride bırakarak, Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

“Rüzgar Adam” Atletizmde de Fırtına Gibi Esti

Fenerbahçe forması giydiği dönemde atletizmde de başarıdan başarıya koşan Kotanca, Balkan Atletizm Şampiyonası’nda 200 ve 400 metre koşularında altın madalya kazandı. Bu başarılarıyla ona "Rüzgar Adam" lakabı verildi. Hakkında yapılan haberlerde hem futbolda hem de atletizmde Türkiye’nin gururu olduğu vurgulandı. Bir gün Fenerbahçe Stadı’nda atletizm yarışına katıldıktan sonra Moda’dan motorla karşıya geçip Şeref Stadı’ndaki futbol maçına yetişerek oyuna dahil olmuş, üçüncü golü atarak takımına galibiyeti getirmişti. Bu olay, onun disiplinini ve çok yönlülüğünü simgeleyen unutulmaz bir anekdot olarak kayıtlara geçti.

Hayatın Darbesi: Kızının Acı Kaybı

1948 yılında Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra aktif sporu bırakan Kotanca, İstanbul Ziverbey’de küçük bir atölye açtı. Ancak hayatının en sarsıcı darbesini, tek evladı olan Gönül’ü 1969 yılında kaybederek aldı. Üniversite eğitimi için bursla ABD’ye giden Gönül Kotanca, burada geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Melih Kotanca, bu olaydan sonra tamamen içine kapandı. Kızının mezarının yanına kendisi için de bir mezar yeri satın aldı.

Yalnızlık, Alkol ve Unutuluş

Gönül’ün ölümünün ardından büyük bir depresyon geçiren Kotanca, alkol bağımlılığıyla mücadele etmeye başladı. Maddi varlığını kaybetti, toplumsal hayattan koptu. Bir dönem Türkiye’nin en tanınmış sporcularından biri olan Kotanca, artık yalnız ve unutulmuş bir adamdı.

Fenerbahçe’ye Sitem Dolu Sözler

Yıllar boyunca, emek verdiği Fenerbahçe Kulübü’nden hiçbir destek alamadığını dile getirdi. Kulüp yönetiminden, kazandığı kupaların ve madalyaların korunmasını istedi, ancak bu talep cevapsız kaldı. Şu sözleri, onun hayal kırıklığını özetler nitelikteydi: “Fenerbahçe’ye her şeyimi verdim. Yüzlerce kupa kazandırdım. Ama bugün adımı bile anmak istemiyorlar. Öldükten sonra o kupalarım bit pazarında satılacak…”

Sessiz Veda ve Gecikmiş Vefa

1986 yılının Nisan ayında felç geçiren Melih Kotanca, aynı yıl 8 Haziran’da İstanbul’da hayatını kaybetti. Ardından Balıkesir’in Karesi ilçesinde bir caddeye adı verildi. Vefatından sonra Fenerbahçe Kulübü, resmi internet sitesinde şu mesajla bir nebze vefa gösterdi: “Çubuklu'yu giydiği 185 karşılaşmada 205 gol atan, 5 Türkiye şampiyonluğu yaşayan, atletizmde ülkemize madalyalar kazandıran eski futbolcumuz Melih Kotanca’yı saygı ve rahmetle anıyoruz.”

Uşak’tan Yükselen Değerin Ardından

Melih Kotanca'nın hayatı, sadece bir sporcunun değil; aynı zamanda sistemin ve toplumsal vefasızlığın hikâyesidir. Uşak Gençlerbirliği’nde başlayan kariyeri, Fenerbahçe’de zirveye ulaşmış; ancak hayatının son yılları, büyük yalnızlık ve ihmal içinde geçmiştir. Bugün Uşak ve Türk spor tarihi, onun adını hak ettiği şekilde yaşatmakla yükümlüdür.