Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, 24 Temmuz 1849’da İngiltere Devleti İstanbul Büyükelçisi Lord Stratford Canning’in, Osmanlı Hariciyesi’ne yazdığı yazıda, Uşak ve Kütahya tüccarlarının ticaretlerinin kolaylaştırılması adına Osmanlı Devleti’nden bir emirname talep ettiğini belirtti. Osmanlı döneminde gayrimüslim tüccarlar, yerel halkın ürettiği tarım ürünlerinin iç ve dış pazarını organize ediyor ve bu ticaretin çoğu zaman büyük kısmı, Uşak Kazası'nda yapılan palamut ticareti gibi önemli tarım ürünlerine dayanıyordu. Uşak Palamutu, özellikle yüksek tanen oranıyla Avrupa deri sanayi için değerli bir malzeme haline gelmişti. Uşak’tan yapılan palamut ticaretinin temeli, “Selem Akti” adı verilen ticaret yöntemiyle atılıyordu. Bu yöntemle tüccarlar, üreticilere mahsullerini teslim etmeden önce borç vererek, alım-satım işlemleri gerçekleştiriyorlardı.
Selem sistemi, üretici ile tüccar arasında bir tür kredi ilişkisini ifade ediyordu. Üreticiler, tüccarlardan şeker, kahve, kırmızı boyar madde (çivit), demir ve sanayi ürünleri gibi malzemeleri, genellikle nakit paraları olmadığından borç alarak temin ediyorlardı. Bu malzemelerle, üreticiler hasat öncesinde borçlandırılıyor ve mahsul elde ettiklerinde bu borçlarını ürünleriyle ödemek zorunda kalıyorlardı. Ancak, ürünlerin zarar görmesi durumunda, üreticiler bu zararları kendi cebinden ödemek zorunda kalıyordu. Ayrıca, tüccarlar, sattıkları ürünler için üreticilerden faiz de alıyordu. Bu sistemin Anadolu genelinde yaygın bir uygulama haline geldiği ve tüccarların her yıl düzenli olarak hesap yaparak faiz tahsil ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak, üreticilerin nakit paraları olmadığı için bu ticaretin temelinde sürekli bir borç ilişkisi vardı ve her yıl borçlar bir sonraki yıl için devrediliyordu. Bu durum, tüccarların ve üreticilerin ticari faaliyetlerini zorluyor, aynı zamanda üreticilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılamalarını engelliyordu. Yani, tarım ürünlerinin ticareti esas olarak Avrupa mallarıyla değiş tokuş edilerek gerçekleşiyordu. Bu sistemin başarısız olduğu ve üreticilerin zaman zaman ödeme zorluğu çektiği görülüyordu.
İngiltere, 19. yüzyılda deri sanayi konusunda dünya çapında büyük bir gelişim göstermişti ve bu nedenle Uşak Palamutu, özellikle yüksek tanen oranıyla İngiltere’deki deri sanayisi için büyük bir talep görmekteydi. İngiliz şirketleri, özellikle Misterr Deri şirketi, Kütahya ve Uşak’taki tüccarlarla iş birliği yaparak bu palamutları ithal ediyordu. Ancak, ticari faaliyetler sırasında yaşanan bazı zorluklar, tüccarların hesaplarında sorunlar yaşamasına yol açtı.1850 yılında, Kütahya ve Uşak bölgesindeki tüccarlar, ticari hesaplar konusunda bazı problemler yaşamaya başladılar. İngiltere’nin İstanbul Büyükelçisi Lord Stratford Canning, tüccarların yaşadığı bu zorlukları Osmanlı Devleti’ne bildirdi ve onların ticari faaliyetlerinin kolaylaştırılması için yardım talep etti. Lord Canning, tüccarların işlerini düzgün bir şekilde yürütebilmeleri için, Osmanlı İmparatorluğu’ndan çözüm beklediklerini belirtti.
Selem sistemi, tüccarların, üreticilere ürünlerini teslim etmeden önce kredi vererek alışveriş yapmalarına dayanan bir ticaret biçimiydi. Bu durumda üreticiler, tüccarlardan aldıkları malların bedelini, mahsullerini teslim ettiklerinde ödüyorlardı. Ancak, bu ödeme yönteminin, tarım ürünlerinin zarar görmesi gibi durumlarda sıkıntılara yol açtığı ve üreticilerin bu zararı kendilerinin üstlenmek zorunda kaldıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca, tüccarlar, alacaklarına faiz ekleyerek üreticilerden ödeme alıyordu. Bu da üreticilerin ekonomik olarak daha da zorlanmalarına neden oluyordu. Kütahya’da tüccarların uzun vadeli alım-satım işlemleri ve faiz uygulamaları yüzünden hukuki sorunlar yaşandığı, bu yüzden Osmanlı mahkemelerine başvurdukları belirtilmiştir. Bu durum, ticaretin işlemesi açısından büyük zorluklar yaratmış ve tüccarların ürün alımları sırasında daha yüksek faiz oranları ile karşılaşmalarına neden olmuştur. Bu ticaretin bozulması hem tüccarları hem de üreticileri zor durumda bırakmış, ticaretin devamını tehlikeye atmıştır.
19. yüzyılda Uşak’tan yapılan palamut ticareti hem yerel tüccarlar hem de İngiliz şirketleri için büyük önem taşıyan bir ticaret kolu olmuştur. Ancak, Selem sistemi ve faizli ticaret uygulamaları, üreticiler için büyük zorluklar yaratmış ve ticaretin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmıştır. İngiltere’ye yapılan palamut ihracatı, Uşak’ın ekonomik tarihinde önemli bir yer tutarken, aynı zamanda ticaretin zorluklarını ve üreticilerin karşılaştığı ekonomik baskıları da gözler önüne sermektedir.