Manşet

UŞAK TARHANASI’NIN GUİNNESS REKORLAR KİTABINA YOLCULUĞU

(ÖZEL HABER) - Tek hayali Uşak Tarhanasını tüm dünyaya tanıtmak olan Tarhana Baba Markasının Kurucusu Uşaklı Mustafa Yeldanlı’nın ilham veren öyküsü ve yarım asırlık tarhana mücadelesi, Belediye Başkanı Özkan Yalım’ın Tarhana Festivali ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girmesi ile taçlandı.

Uşak’ta evlerin vazgeçilmez şifa kaynağı Uşak tarhanası lezzeti ve tazeliğiyle diğer tarhanalardan farklıdır. Birçok hastalığa iyi geldiği bilinen tarhana, beslenme değeri yüksek geleneksek bir lezzettir. Kışa hazırlık olarak yazdan hazırlanır ve toz halinde saklanır. Uşak’ta Tarhana Baba markası ve Tarhana Baba lokantasının sahibi, Tarhana çorbasının Ustası Uşaklı Mustafa Yeldanlı; yarım asırlık Tarhana mücadelesini anlattı. Tarhana Baba olarak tanınan Mustafa Yeldanlı, “Uşak tarhanasının yapımına ve tarhanayı her platformda tanıtmaya 1974 yılında başladım. 50 senedir Türkiye geneli fuarlarda ve düzenlenen her etkinlikte stant açarak Uşak Tarhanası’nı tanıtmaya çalıştım. Nihayet Uşak Belediyesi'nin düzenlediği Tarhana Festivali’nde Guinness Rekorlar Kitabı’na girmesi beni çok mutlu etti. Uşak Tarhana Festivali ile hem Uşak, hem de milli kültürümüz tarhana tanındı” dedi.

Uşak’lı Mehmet Topaç’ın bakanlığı döneminde, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Tınaz Titiz vasıtasıyla Uşak Tarhanası’nın İngiltere'ye götürüldüğünü ve orada çok değerli gıda maddesi olduğunun belgelerle tespit edildiğini ifade eden Yeldanlı, “Uşak Tarhanası’nın faydalı olduğu o zamanlardan bu yana belliydi. Orta Asya'dan göç ederken insanların yanlarına aldıkları bu gıda, dünyanın her tarafına dağılmıştır. Bilhassa Türkiye’ye daha çok dağılmıştır. Tarhana Osman lakaplı Osman Nuri Koçtürk, Cenevre'de gıdalar üzerinden birinci gelmiştir. Osman Nuri Koçtürk, tarhanayı anlatıyor, imalatını yapmıyor. Ayşe Baysal mercimekten bahsediyor, tarhanadan bahsetmiyor. Daha sonrasında ben tarhanayı anlattıkça Ayşe Baysal'da tarhanayı topluluklarda, gittikleri konferanslarda anlatmaya başladı. Tarhana her evin bildiği bir gıdadır ve her ev kendine göre yapıyor. Padişah bir gün bir eve gidiyor. İnsanlar ne yiyiyor ne içiyor diye merak ettiği için bir eve misafir oluyor. Evin sahibi tarhana ikram ediyor. Bu tarhana padişahın çok hoşuna gidiyor. Bazı şeyler bildiğim için ben de otel işletmeciliği yaparken bu tarhanayı, gelene gidene ikram ettim. Çay, kahve yerine tarhana ikram ettim. İnsanlar beğeniyor, yiyiyor içiyor ama para vermiyorlar. Buna bir çözüm bulmam gerekiyordu. Bende Tarhanayı kendi adıma marka yaptık” dedi.

Tarhanayı tüm dünyaya duyurmak için çok mücadele verdiğini belirten Yeldanlı; “Tarhanayı dünyaya tanıtmak için çok mücadele verdim. Ben yaptığım işten dolayı çok zorlandım. Tarhanayı sunuyorum ‘herkes bende var’ diyor. Yani insanlara tarhanayı içirmek, tattırmak benim için bir hayli zor oldu. Bu arada zorluğuna rağmen hala devam ediyorum. Çünkü bir otel işletmem ve bir büfem var. Oralardan kazandığım gelirlerle buranın açığını kapatıyorum. Zaman zaman tarhana hususunda yalnız kaldım ama sonrasında çocuklarım tarhana işini ellerine aldı. Çocuklarım bayrağı benden alarak halen tanıtıma devam ediyor. Valiler, milletvekilleri, belediye başkanları olsun hepsine tarhana hakkında konuşmalar yaptım. 50 yıllık meslek hayatımda beni tek dinleyen CHP’li Belediye Başkanı Özkan Yalım oldu. Özkan Yalım’a da belediye başkanı olmadan önce söyledim. Tarhanayı ilk kim konuşursa benim oyum ona demiştim. Hakikaten Tarhanayı Özkan Yalım konuştu ve bir gün meclise beni çağırdı. ‘50 senedir tarhana ile mücadele eden Mustafa abime bir sürpriz yapacağım’ dedi ve orada meclisin oy birliği ile tarhana festivalini yapacağını açıkladı. Hani Atatürk'ün ‘İlk Hedefiniz Akdeniz’ dediği gibi ben de Uşaklılara söylüyorum; Hedefiniz Tarhana. Hakikaten tarhananın dünya rekorlar kitabına girmesi, 31 bin 792 litre tarhananın dev kazanla o gün pişirilip, o gün dağıtılması büyük bir sürpriz ve bu Uşaklılar için bir gurur kaynağı oldu” şeklinde konuştu.

Gelecek nesillerin tarhanamızla ilgilenmesini, tarhanamıza sahip çıkmasını istiyorum diyen Yeldanlı şunları söyledi: “Uşak tarhanasını gelin Türkiye'ye mal edelim. Tarhana imalatçıları çoğalsın ve Uşak’ta bir karış boş toprak kalmasın. Köylü topraklarımızda domates, biber, soğan ekerek para kazansın. Topraklarımız çalışırsa, işlenirse, köylü çalışırsa refah ve huzur artar. Onun için ben tarhana ile hala çok ilgilenilmesi gerektiğini düşünüyorum. İlimizde ilk defa düzenlenen tarhana festivalinden de en çok ben mutlu oldum. Tarhanayı resmi kişilerin ele alması beni mutlu etti. Memnunum. Gelecek nesil tarhanayla ilgilensin. Nasıl ‘İtalya ben makarnacıyım’ diyor. Demek ki makarnacılar orada çok fazla var. Tarhanayı Yunanlılara Bulgarlara kaptırmadan, kaliteyi bozmadan devam edelim. Biz bazı konularda hasetizdir, hasetlik yapmayalım. Bugün benim tarhanam, senin tarhanan, şunun tarhanası dersek burada tarhanın kalitesini bozarız. Kaliteyi bozduğumuz zaman da Yunanlılar, Bulgarlar bizim tarhanamızı alırlar. Benim sayem de zaten tarhanacılar çoğalacak.”

Tarhana Baba markasının dünyada tek olduğunun altını çizen Yeldanlı; “Şunu iddia ediyorum ki Türkiye'de ve dünyada bizim dükkanlarımızdan görmediniz. Toprak çanakta, tahta kaşık yanında el ekmeği, turşu, nohut. Böyle bir dükkan hiç biryerde yok. Şarabı ağzınıza aldığınız zaman hangi bağın üzümü bilirsiniz. Zeytinyağını aldığınız zaman hangi yörenin zeytininden üretilmiş bilirsiniz. Benim tarhanımı da herkes bilir. Burada bence mütevazı olmaya lüzum yok. Çünkü hakikaten Türkiye'de ilk tarhanayı konuşan kişiyiz biz. Şimdi çok kişiler tarhanayı konuşuyor ama ilk tarhanayı konuşan kişiyiz. Onun için Uşak bu yönden de birincidir. Onun için bu yönde bir parça faydamız olduysa ne mutlu bize. Bunları da söylerken oğullarım Serdar ve İsmail'e teşekkür ediyorum. Onlar bayrağı ele aldı. İnşallah tarhananın sonu iyi olur ve bu tarhana imalatçıları çoğalır, köylü kazanır, imal edenler kazanır. Üniversitedeki ziraat mühendisi kişiler kazanır, tarımla uğraşanlar kazanır. Yani bu tarım ile kazanmak çok yüksektir. Yeter ki köylü zengin olsun. Köylü zengin olduğu zaman tarım, ziraat, çiftçi kalkınır. Yetkililer AR-GE, TÜBİTAK, laboratuvarlar bana biraz yardımcı olsunlar. Bu tarhanayı eczanelerde hap olarak satalım. Yardımcı olsunlar. Kahve olarak yapayım. Kahve nereden geliyor? Brezilya'dan Yemen'den geliyor. Ben Türkiye'den benim memleketimin malzemelerinden tarkahve yapayım. Bu benim Türkiye'min kahvesi olsun. Onun için Tarhana deyip geçmeyin” ifadeleriyle sözlerine son verdi.