Manşet

Uşak’ın Kaderini Değiştiren Yatırım, Mektup Zarfı İçindeki Tohumlarla Başladı

(ÖZEL HABER) - Uşak Şeker Fabrikası’nın kurucusu Molla Ömer Oğlu Nuri Şeker, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün desteği ile ilk adımı attığı görüşme sonrası, Uşak’ta müteşebbis ruhunun ilk temellerini attı.

Nuri Şeker’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le görüşmesine uzanan anekdotlar:

Ankara Tren İstasyonuna sırtında bir heybe, beyaz seyrek sakallı, 70 yaşında Uşaklı bir köylü indi. Rastladığı ilk üniformalıya; “Gazi Paşayı görmek istiyorum!” dedi.

Adam demiryolcuydu, binasını gösterdi ve “Şu binaya gelir, herkesle konuşurdu ama şimdi Cumhurbaşkanı oldu” dedi.

Gelir mi, konuşur mu, konuştururlar mı bilmem? Dedi. Zorlukla Özel Kalem Müdürü Hayati Bey'in yanına girdi. Neden geldiğini kısaca anlattı. Gazi bugün gelecekti. Hayati Bey bu yaman köylüyü Gazi ile konuşturmaya karar verdi. Bir de kahve ikram etti. Gazi öğleden sonra geldi. Bekleyen çoktu. Hayati Bey hepsini atlatıp yaşlı köylüyü içeri soktu. Gazi köylüyü ayakta karşıladı. Oturttu. - Buyur Nuri Efendi! - Teşekkür ederim Gazi Paşam. Ben Uşak'ın Kalfa Köyü'ndenim. Babamdan helva ile haşhaş yağı imalathanesi kaldı.

Askerliğimi İstanbul'da yaptım. Gözümü, kulağımı açtım. İstanbul'da çok şey öğrendim. Avrupa'dan mektup zarfı içinde pancar tohumu getirttim. Bu tohumları köyümdeki toprağıma ektim. Pancar elde ettim. Pancarları rendeleyip kaynattım. Pekmez yaptım. Şeker elde ettim. Onunla köpük helvası imal ettim. Pancardan şeker yapabileceğimize inandım. Mehmet Hacim Bey'in önderliğinde elli bir kişi birleştik, "Terakki-yi Ziraat Anonim Şirketi"ni kurduk. 600.000 lira sermayemiz var. Paşam, bize el ver, şeker fabrikamızı kuralım!

Köylü ister pancar yetiştirir, ister fabrikada çalışır. Karnı doyar, yüzü güler. Biz de, belki, biraz para ve sevap kazanırız. Uşak şenlenir. El verir misin?

Cumhurbaşkanı yerinden fırladı, Nuri Efendi'yi sevgiyle, saygıyla kucakladı; - Hepiniz var olun! Türkiye'yi bu azim, bu istek, bu şevk kurtaracak! Ben seni şimdi bir yaverle Başbakan'a göndereceğim.

O da seni, belki, 1-2 bakan ile konuşturur. Hepsine bana anlattıklarını iyice anlat. Bir sorun olursa aldırma, bana gel. Kapım her zaman sana açık olacaktır. Nuri Efendi'yi yanaklarından öptü. Heybeli köylü, Türkiye'nin ilk şeker fabrikası kurucularından, Nuri ŞEKER idi...

Uşak'ta Şeker Fabrikası kurma çalışmaları devam ederken yine aynı yıllarda İstanbul'da da özel şahısların ve bazı milli bankaların iştiraki ile 14.6.1925 'de 500.000 TL sermayeli "İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T.A.Ş." kurulmuştur. 

Alpullu Şeker Fabrikasının temeli atılarak onbir ayda fabrikanın montajı bitirilmiş ve 26.11.1926 tarihinde fabrika işletmeye açılarak ilk Türk şekerini üretmiştir.

1933 yılına kadar ülkemizin şeker ihtiyacı bu iki fabrikanın üretimi ile kısmen karşılanmıştır. Bu iki fabrika ile pancar tarımında ve şeker fabrikası işletmesinde hayli tecrübeler edinilmiş olduğundan yeni şeker fabrikaları kurulması gerekli görülmüştür.

1933 yılına kadar ülkemizin şeker ihtiyacı bu iki fabrikanın üretimi Milli bankalarımızdan bazılarının ortaklığı ile iki şirket teşekkül ettirilmiş ve bunlardan "Anadolu Şeker Fabrikaları T.A.Ş.", 5.12.1933 tarihinde Eskişehir Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır.

Diğer bir şirket olan " Turhal Şeker Fabrikası T.A.Ş. " de 19.10.1934 tarihinde Turhal Şeker Fabrikasını işletmeye açmıştır.

Tarımsal, teknik ve idari çalışmaların koordine edilmesi, sermaye kaynaklarının birleştirilmesi amacıyla ayrı şirketler halindeki 4 şeker fabrikası, 3 milli bankamızın eşit paylarla ortak oldukları tek bir şirket çatısı altında toplanmıştır.

22 milyon TL sermayeli TÜRKİYE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. olarak dört ayrı fabrika bu şirket tarafından devralınmıştır. Şeker üretim faaliyetleri 1950 yılına kadar zaman zaman tevsi edilen dört şeker fabrikası ile yürütülmüştür.

Her yıl artan şeker ihtiyacının tamamen yerli üretimle karşılanabilmesi için 1951 yılında hazırlanan " Şeker Sanayii'nin Tevsi Programı" ile yeni şeker fabrikaları kurulması dönemine girilmiştir.

Diğer taraftan da pancar ekicilerinin teşkilatlandırılması amacı ile tarım kesiminde toplumsal dayanışmanın bir örneği olan kooperatifleşme hareketi başlatılmıştır.

Her fabrikanın bir kale olduğunu bilen Atatürk.