Halit Ziya Uşaklıgil kapsamına ilişkin sosyal medya hesabında açıklama yapan Uşaklı Yazar Sadık Uşaklıgil, “Halit Ziya Uşaklıgil akrabamdır. Uşak’ta helvacılık ve halıcılık yaparak zenginleşen dip dedelerimden, 1864 yılında öldüğünü saptadığımız Hacı İbrahim Ağa, büyük oğlu Ali’yi liman kenti İzmir’e yerleştirip ailenin halıcılık işlerinin kapasitesini genişletmek istemiştir. Uşak’ta kalan küçük oğullarından Hüseyin Ağa da benim dedemin dedesi olur. İzmir’e yerleşen Halit Ziya’nın dedesi Ali Ağa, Uşak’ta kalan kardeşlerinin imal ettirdikleri halıları yurtdışına satarak işini çok büyütmüş. Tarihçi Donald Quataert ‘Ali Ağa isimli birinin Batı Anadolu’da 30,000’den fazla halı tezgahı olduğu’nu yazıyor. Bu Ali Ağa bizim Ali Dedemiz olmalı. Ömrünün sonlarına doğru halıcılık işi İzmirli levantenlerin eline geçtikten sonra Ali Ağa ve oğlu Sadık Bey, özellikle de torun Muammer Bey ‘Lâtife Hanım’ın babası’ kervancılık, vapur işletmeciliği, pamuk, incir, tütün ticareti gibi işleri daha kârlı bularak o işleri geliştiriyorlar” sözlerini kullandı.
Yaşar Uşaklıgil, Halit Ziya Uşaklıgil’in kendisinin Kırk Yıl adlı kitabında orta kökler kapsamında; "Uşakîzâde. Evet, ta Türklüğün göbeğinden, karışıksız, bulanıksız hâlis Türk kanından, ta Uşak'tan geldik. O Uşak'tan ki ben ona uzaktan aşığım. Uzaktan diyorum ve bunu derken hicabımdan kızarıyor ve azâbımdan kıvranıyorum. Dünyanın dört ucunu dolaşmaya fırsat bulan, merak ve tecessüs arzularını diyâr diyâr dolaştıran ben, henüz kanımım menbaına ‘kaynağına’, ta şuracıkta Uşak'a kadar gitmeye vakit bulamadım. Bunu itiraf ederken bu itirafın yanına konacak bir mazeret bulamıyorum. ‘Bu yazıdan sonra o günahı tamir ettim’” ifadeleri kullandığına değindi.
Halit Ziya Uşaklıgil’in Uşak’ta akrabalarını ve atalarını ziyarette bulunduğunu ifade eden Yazar Uşaklıgil, “Gerçekten de Halit Ziya Bey, biraz geç de olsa 1934 yılında Uşak'a gelip akrabalarını ve ata mezarlarını ziyaret etmiştir. Uşak'taki akrabalarıyla (İçlerinde babam, amcalarım da var) toplu halde çektirdiği elimde bulunan, daha önce paylaştığım bir fotoğraf Uşak ziyaretinin bir anısıdır. Şimdi Halit Ziya Bey'e geri dönelim. Uşak'tan gelen bu ailenin daima Uşakîzâde ismini taşımamış olduğunu söylemeye lüzum yok. Asıl ailenin ismi: Helvacızâde. Uşak'ın vaktiyle en büyük ticaretlerinden birini teşkil eden helvacılığın en büyük ocağına malik olan Helvacızadeler yalnız bununla iktifa etmeyerek başka işler arasında bilhassa halıcılıkta da büyük bir mevki işgal ederlerdi. Uşak'ın en eski ve en zengin ailelerinden biri olan Helvacızadeler'in zaman ile kâh ikbal (talih), kâh idbardan (talihsizlikten) mürekkep tahavvül silsilesini takip etmeyerek yalnız kaydedeceğim ki bu ailenin bir uzvu İzmir'e gelip de orada yalnız halıcılıkla iştigale başlayınca Helvacızâde ünvanını taşımakta devam etmekle beraber nas (insanlar) arasında Uşaklılar, Uşaklıgil diye yâd edile edile nihayet, Uşaklılar unvanından pek küçük bir mesafe ile ayrılan Uşakîzâdeler ünvanıyla anılmakta gecikmemişler” sözlerini kullandı.
Halit Ziya Uşaklıgil kapsamında açıklama yapan Yazar Uşaklıgil; “Fakat bir zaman, hatta o zamanın ben şahidi oldum, İzmir ve havalisinin belki bütün Türkiye'nin en büyük halı ticaretgâhı, bütün Avrupa sergilerinde en yüksek mükâfatı alan büyük pederimin halı ticarethanesi idi. Başta Uşak olduğu halde Gördes'in, Kula'nın, Demirci'nin tezgâhları hemen kâmilen bu ev için işlerdi ve evin resmi imzası: Helvacızâde idi. Hâlâ gözümün önündedir, Paris'in 1869 umumî sergisinde altın madalya için verilen şehadetnamede bu ünvan garip bir imlâ ile ‘Elvagi-zade’ diye yazılıydı. ‘İlişiğe bu sertifikanın fotoğrafını da koydum’. Büyük pederimin elinde ticaretgâhı öyle büyük bir ehemmiyet almış ve işlerine öyle bir vüs'at ‘genişlik’ gelmiş ki inkişafı dairesine daha geniş bir zemin vermek için İstanbul'da bir şube açmaya lüzum görülmüş ve bu şube sermayesiyle beraber babama, Hacı Halil Efendi’ye verilmiştir” dedi.
Halit Ziya Uşaklıgil’in Soyadı kanunundan önce kitaplarındaki imzası Uşakîzâde olduğunu belirten Yazar Uşaklıgil; “Soyadı kanunundan sonra Uşak'taki akrabalarıyla da anlaşarak Uşaklıgil soyadını almıştır. Uşak'taki ailenin bir bölümü bu soyadını istememiş, daha eski olan Helvacıoğlu soyadını almıştır. Hepsi aynı soydan, 1700'lerde Sakız Adası'ndan gelip Uşak'a yerleşen Ali Ağa'nın soyundandır” şeklinde konuştu.
Halit Ziya’nın Yeşilköy’deki köşkündeki çalışma odasında çekilmiş fotoğrafta görülen halının birbirleriyle ilgisini değinen Yazar Uşaklıgil, “ Bu tür halılara Romanya Transilvanya bölgesindeki Saxon (Alman) kiliselerinde bol miktarda bulundukları için ‘Transilvanya Halıları’ denir ve sanat tarihimizde özel bir yere sahiptirler. Bu halıların İzmir ve İstanbul gümrüklerinden çıktıkları ve Fatih’ten başlayarak birçok devlet adamımız tarafından bu kiliselere hediye edildiği belgelendiği için Anadolu halıları oldukları kesin bilinmekte idi ama Uşak’ta mı, Kula’da mı, Demirci’de mi, Gördes’te mi, Bergamada mı dokundukları hep tartışılır. Bence birden fazla yerde dokunmuşlardır. Zihni Acar koleksiyonunda rastladığım ‘Yeni Kitap’ adındaki ciltli kültür dergisinde yer alan Halit Ziya’nın bu resmindeki halı tipi Transilvanya halılarının en ünlü tiplerinden biridir. Bu resmi görünce o güzelim halıların en azından bir bölümünü Halit Ziya’yla ortak atalarım dokutmuş olabilirler mi diye düşündüm” ifadelerine yer verdi.