Uşak’ta diyetisyenlik yapan Sevgi Erdinç, geleneksel Uşak mutfağının zengin lezzetlerinin, sağlıklı beslenmeye uygun hale getirilebileceğini belirterek, bu konuda önemli açıklamalarda bulundu. Uşak mutfağının, tıpkı şehrin tarihî dokusu gibi, köklü bir geçmişe ve zengin bir kültüre sahip olduğunu ifade eden Erdinç, mutfakta kullanılan çeşitli tariflerin sofralarda hala sıkça yer bulduğunu dile getirdi. Tarhana çorbasından ciğer sarmaya, haşhaşlı çöreklerden keşkeğe kadar Uşak mutfağının geleneksel yemekleri hem lezzetli hem de kültürel açıdan değer taşıyan yemekler arasında yer alıyor. Ancak, Erdinç’e göre, bu geleneksel tariflerin büyük çoğunluğu, yüksek yağ, tuz ve karbonhidrat içeriğiyle biliniyor.
Bu aşırı besin değerleri ise, uzun vadede sindirim sorunları ve kilo kontrolü gibi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Erdinç, geleneksel yemek tariflerinde yapılacak birkaç basit değişiklikle bu yemeklerin daha sağlıklı hale getirilebileceğini vurguladı. Örneğin, tarhana çorbası, güçlü bir probiyotik kaynağı olarak biliniyor. Fakat, fazla yağ kullanımının çorbanın kalorik değerini arttırmasına yol açtığını belirten Erdinç, yağ miktarını azaltarak ve çorbanın yanında yoğurt gibi bir protein kaynağı ile tüketilmesinin bağışıklık sistemini destekleyen dengeli bir öğün oluşturacağını söyledi.
Uşak’a özgü ciğer sarma tarifinin de sağlık açısından iyileştirilebileceğine dikkat çeken Erdinç, ciğer sarmadaki iç harcın daha sağlıklı alternatiflerle değiştirilmesini önerdi. Örneğin, pirinç yerine lif oranı yüksek olan bulgur gibi daha sağlıklı malzemeler kullanılabilir ve kızartma yerine fırınlama yöntemi tercih edilebilir. Böylelikle, bu geleneksel yemek hem daha hafif hem de sağlık dostu bir hale getirilebilir. Keşkek ise Uşak mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden biri. Genellikle beyaz buğdayla yapılan keşkeğin, tam tahıllı buğdayla yapılmasının hem tokluk süresini uzatacağını hem de kan şekeri dengesini koruyacağını belirten Erdinç, keşkeğin daha sağlıklı olabilmesi için yağ eklenmeden, mümkünse doğal et suyu ile pişirilmesini önerdi.
Tatlılar konusunda da önemli tüyolar veren Erdinç, haşhaşlı çörekler ve şerbetli tatlıların genellikle yüksek şeker içeriğiyle dikkat çektiğini, bu tatlılarda ise rafine şekerin azaltılabileceğini ifade etti. Hamurda tam buğday unu ya da yulaf unu gibi sağlıklı alternatifler kullanılabileceğini belirten Erdinç, bu şekilde tatlıların daha masum hale getirilebileceğini söyledi. Erdinç, sağlıklı beslenmenin geleneksel mutfaktan vazgeçmek anlamına gelmediğini vurguladı. Aksine, geleneksel tariflere küçük dokunuşlarla hem kültürel mirasa sahip çıkılabileceğini hem de sağlığın korunabileceğini belirtti. Her tarifin bir miras olduğunun altını çizen Erdinç, bu mirası günümüzün bilgi ve ihtiyaçlarıyla yeniden şekillendirmenin bizim elimizde olduğunu ifade etti. Bu şekilde hem geleneksel lezzetler korunabilir hem de sağlıklı bir beslenme alışkanlığı oluşturulabilir.