İstanbul’da öğrenciler apartmanın 7’nci katında ikamet ediyorlar. Mutfaktaki ocağa süt koyuyorlar. Ancak ders çalışmaya başlayınca koydukları sütü unutuyorlar. Süt taşıp ocağı söndürüyor. Hiçbir şeyden haberi olmayan arkadaşlarından bir tanesi apartmana yanlarına geliyor. Ve kapının ziline basıyor. Zilin çalmasıyla beraber mutfakta sıkışan gaz patlıyor, can kaybı olmuyor ama apartman dairesine büyük zayiat veriyor. (Basın)
2009 yılının başında Ankara’da 7 tane üniversite öğrencisi doğalgaz zehirlenmesinden hayatını kaybetmişti. Apartmanda ortak baca kullanılıyordu. Özellikle doğalgaz ve ortak baca kullanılması durumunda apartmanda herkesin daha hassas olması gerekmektedir. Yani ben sadece beni düşünürüm demek yerine, ben benimle beraber tüm komşuları da düşünmek zorundayım. Onların bilgisizliğinin, tedbirsizliğin faturası bana da çıkabilir. Çünkü hepimiz aynı çatı altında ikamet ediyoruz. Düşüncesine sahip olmalıyız. Ayrıca, ortak bacada doğalgaz ihbarı yapıldığında sadece ihbar yapılan dairenin değil tüm daire sakinlerin haberdar edilmesi veya gerektiğinde tesisatlarının kontrol edilmesi önem arz etmektedir. (Basın)
Bizler genellikle LPG tüplerini dedantörden kapatmayız. Fırınların, televizyonların, bilgisayarların fişlerini işimiz bitince prizden çekmeyiz. Üstelik cihazlar kapalı olsa bile az çok elektrik tükettiğini bildiğimiz halde. Bu durum bir kültür meselesidir. Bir anda bu alışkanlığı ortadan kaldırmak zordur. Ancak zamanla toplumda topyekûn bilinçlenme sağlanırsa, elektrikli aletlere işimiz bitince fişini prizden çekme hassasiyeti gösteririz. Tabi o zamana kadar olumsuz bir problem yaşamasak. Bir şehrimizde çocuk elindeki tüm naylon oyuncakları fırının içerisine koyuyor ve düğmesine basıyor. Ocakta kaynayan su da taşınca ocağı söndürüyor. Aile çok dalgın veya streste olacak ki, akşam komşuya oturmaya giderken son bir defa mutfağa bakıp olumsuzluk yaratabilecek bir şey var mı diye akıl edemiyor. Neticede aile gezmeden akşam 11- 12‘de evlerine geliyor. Baba dairenin dış kapısını açarken yanık kokusu hissediyor. Hemen kapıyı açıp mutfağa koşuyor. Mutfak karanlık olduğu için, -ne yanmış- diye rahat görebilmek adına direk elektrik düğmesine basıyor. Elektrik düğmesinden çıkan küçük bir kıvılcım mutfaktaki sıkışmış gazı patlatıyor. Netice mi? Baba ölüyor, çocuk ağır yaralanıyor. Dairenin bir tarafı çöküyor.Ne acıdır ki, biz o babaya okullarda verdiğimiz eğitimlerde Çin’in nüfusundan, Yunanistan’ın gelir kaynaklarına kadar onlarca bilgiyi öğretmeye çalışırken yanık, gaz kokusu vs. hissedildiğinde sakın ha -elektrik düğmelerine basma!- demeyi öğretememişiz. Bunun bedelini canıyla, malıyla ödemek zorunda kalmış. Şunu unutmayalım ki; ‘’İnsanları güçlü kılan yedikleri değil hazmettikleridir. İnsanları zengin kılan kazandıkları değil, muhafaza ettikleridir. İnsanları bilgili kılan diplomaları, sertifikaları, ehliyetleri değil, ihtiyaç halinde doğru uyguladıklarıdır.’’
Çocuklarımızla mutlaka tatbikat yapalım: ‘’Söylersen unuturum, gösterirsen yarısını hatırlarım ama yaptırırsan hiç unutmam ve ihtiyaç halinde doğru dürüst olarak ta uygularım’’ sözünden hareketle aile bireyleriyle (3 yaşından- 103 yaşına kadar evde bulunan herkesi dâhil ederek) mutlaka ‘’Doğalgaz Tatbikatı’’ yapılması gerekmektedir. Tabii bunun için önce aile bireylerini bilgilendirmek gerekir. Bilgilendirmek için de doğalgaz ve kullanımı konusunda doğru bilgiye sahip olmak gerekmektedir. Çünkü yarım Hoca dinden, yarım doktor candan eder hesabı bu bağlamda çok yanlış bilgilerin olduğunu verdiğim sivil savunma seminerlerde bizzat duymaktayım.
Efendim ben kendi çocuğumla (yıllar önce ve ortamını yakaladığımda halen yapıyorum-şimdi başarılı bir öğretmen) mutfakta doğalgaz kokusu hissettiğinde nasıl hareket etmesi hususunda biraz oyunlaştırarak şöyle basit bir tatbikat yaptım. Sizlerle paylaşayım. Önce böyle bir şeyle karşılaştığında yapması gerekenler hususunda doğru bilgilendirdim. Daha sonra farklı bir zamanda, mutfakta aşırı şekilde gaz kokusu olması nedeniyle ben bayılma numarası yaptım. Hemen oğlum koştu. Kapıyı pencereyi açtı. Doğalgaz vanalarını kapattı. Çalışan fırına, bulaşık makinesine dokunmadı. Buzdolabının kapağını açıp kapamadı. Dış kapıyı açıp, kimse kapının ziline basmasın diye bağırdı. Mutfakta yanan elektrik lambasını söndürmedi. Beni yerimden kaldıramadığı için ilkyardım olarak başımı balkon kapısı tarafına çevirdi. Mutfakta cep veya telsiz telefonla konuşmadı. Dışarıda bulunan telefondan ‘’187 GAZ’’ Acil yardım numarasını (mahsustan) arayıp, (acil numaraların doğru nasıl aranacağı hususunda öğrendiği bilgileri kullanarak) acil yardım talep etti. Bu arada eline aldığı havlu, pike türü bir şeyle mutfaktaki doğalgazı havayı süpürerek dışarı tahliye etmeye çalıştı…