YENİ BİR REKORA İMZA ATILDI! DÜNYANIN EN BÜYÜK HAZİNESİ, VAN GÖLÜ'NÜN KALBİNDE
'BURADAKİ MİKROBİYALİTLER ÇOK FARKLI'
Televizyon ve dergi için belgesel çekimleri yapan Ali Ethem Keskin ise, mikrobiyalitlerin çok farklı olduğunu ifade etti. Keskin, "Diğer birçok bölgelerde dalışlarda yaptım. Ama burası kadar güzel değil. Buradaki mikrobiyalitler çok farklı sanki uzayda bir gezegende gibisiniz hissini veriyor. Onun için çok güzel görüntüler aldık. İnşallah ileride özellikle su altı fotoğrafı veya su altında film çekmek isteyen, hobi yapan kişiler için çok güzel bir yer olacak burası. İnşallah turizm içinde güzel bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum."
"1 metreden başlayarak 6 metre derinliğe kadar gittik. 8 metreye kadar devam ediyor sıra sıra halinde. Bir sıra mikrobiyalitten sonra arkasında kumluk bir bölge var ve devamında kademe kademe gidiyor. Dipten gelen tatlı suyun içindeki kirecin gölün içinde bulunan soda ile birleşmesiyle oluşan dolayısıyla tatlı suların bulunduğu yerlerde oluyor. Dip oldukça berraktı" diye konuştu.
'YENİ MİKROBİYALİTLER TESPİT ETTİK'
Adilcevaz Kültür, Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Dalgıç Cumali Birol da, Van Gölü'nde yaptıkları dalışta 30-40 uzunluğunda yeni mikrobiyalitler tespit ettiklerini söyledi. Birol," Adilcevaz'da farklı bir mikrobiyalit türüne rastladık. Van Gölü'nde gizemini koruyan birçok faaliyetler var. Henüz keşfedilmemiş birçok eser var. Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferine gönderdiği yeniçeriler için Tatvan'da 3 tane kadırganın yapıldığını ve bu kadırganın ufak da olsa bir izine rastladık. Bunu da sizinle önümüzdeki zamanlarda paylaşacağız. Çalışmalarımız halen devam ediyor. Van Gölü'ne ne kadar emek ve çaba sarf edersek azdır diye düşünüyoruz."
"Yeni keşfettiğimiz farklı bir mikrobiyalit türü de ortaya çıkmış oldu. Bu da şunu gösteriyor 3 ayrı türe rastlamış olduk. Daha önceden 2 tür vardı. Bunların birisi peri bacası dediğimiz türden diğerleri de tatlı su çıkışının unsurundan kaynaklı olduğu yerler vardı. Bugün de daha farklı bir türe rastladık. Buda şunu gösteriyor demek ki; Van Gölü halen keşfedilmeye, halen üzerinde çalışılması gereken büyük bir efsane bir göl. Bu göle de sahip çıkmamız lazım diye düşünüyoruz" dedi.
MİKROBİYALİT NEDİR?
Mikrobiyalitler, kaya tipi yapıları sebebi ile cansız görünebilir, ancak üzeri tek hücreli birçok bakteri, mikroalgler ve mikroorganizmalar için konak yeridir. Belirli sulak habitatlar da yaşayan milyonlarca mikrobun etkileşimi sonucu yıllar içinde oluşurlar. Mikrobiyalitler kaya gibi olduklarından, çok eski zamanlardan beri yeryüzüne fosil kalıntılar olarak kalmışlardır.
Öyle ki 3.7 milyar yıl öncesine dayanan dünyadaki yaşamın en eski kanıtlarıdır.
Siyanobakteriler, mikrobiyalitlerde bulunan bir tür mikroptur. Ve bu bakteriler mikrobiyalit resiflerinin oluşumu sürecinde önemlidirler. Siyanobakteriler, mikrobiyal topluluğu ortamdaki tehlikeli şeylerden koruyan boşluklu hücreler inşa ederler; bunların arasında kurumalarını ve güneşin UV ışınlarından zarar görmelerini önlerler. Siyanobakteriler tarafından inşa edilen hücreler, mikrobiyalitlerin büyümesine yardımcı olan tortuları ve mineralleri hapseder ve bağlar.
Siyanobakteriler ayrıca Güneş'ten gelen fotonlarla etkileşime giren ve onların fotosentez yapmalarına izin veren pigmentlere sahiptir, bu da atmosferden karbonun (Karbondioksit şeklinde) hücrelerine dahil edilmesine yol açar. Siyanobakteriler fotosentez sırasında suyu alır ve oksijen üretir. Mikrobiyalitler çok eski oldukları için, tahminlere göre Dünya'nın oksijenlenmesine katkıda bulunmuşlardır.
Bunlar da ilginizi çekebilir