Net 22.104 TL olarak belirlenen yeni asgari ücret, geçim derdindeki milyonlar için bir nebze umut olurken, artan yaşam maliyetleri bu iyileşmeyi gölgeliyor. Kamuoyunda ise tek soru var: Bu rakam gerçekten yeterli mi?
Yeni ücret, yüzde 30’a yakın bir artış anlamına geliyor. Ancak market alışverişinden faturalara, kiralardan ulaşım masraflarına kadar birçok kalemde hissedilen zamlar, çalışanların cebinde kalıcı bir rahatlama sağlamıyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan dar gelirli kesim, yeni maaşla dahi ay sonunu getirmekte zorlandığını ifade ediyor.
Ekonomistler, yapılan zammın psikolojik bir etkisi olduğunu kabul ediyor. Ancak fiyatlar üzerinde dengeleyici bir etki yaratmaması halinde asgari ücretin reel değerinin kısa sürede eriyebileceği uyarısında bulunuyor. Enflasyonun yıl genelinde yüksek kalması beklendiğinden, ücretlinin alım gücünü koruması için daha dengeli bir fiyat politikasına ihtiyaç olduğu dile getiriliyor.
Sadece maaş değil, çalışanların sosyal güvenceleri, aile destekleri ve vergi yükleri de gündemde. Uzmanlara göre, maaş artışının yanında işçi lehine yapılacak düzenlemeler de kritik öneme sahip. Gelir vergisi dilimlerinin güncellenmemesi hâlinde, yapılan zamların bir kısmı vergi olarak geri dönebiliyor.
Temmuz ayına kadar yeni bir artış düşünülmüyor. Ancak ekonomik tabloya göre yıl ortasında ikinci bir düzenleme yapılabileceği konuşuluyor. Bu ihtimal, özellikle enflasyonun beklenenden yüksek seyretmesi hâlinde yeniden masaya gelebilir.
