Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, 5 Ağustos 1920 tarihinde Eşme'nin Yunanlılar tarafından ikinci kez işgal edilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, önemli tarihî detaylara yer verdi. Aşcı, Yunanlıların Eşme'yi ilk olarak 28 Haziran 1920 tarihinde işgal ettiklerini ve 11 Temmuz 1920 tarihinde Türk ordusunun müdahalesiyle işgalin sona erdiğini belirtti. Ancak, Eşme'nin ikinci işgali 5 Ağustos 1920 tarihinde başladı ve Türk ordusunun 3 Eylül 1922'de Eşme'ye girmesiyle son buldu. Aşcı, 5 Ağustos 1920 tarihli bir askeri rapordan alıntılar yaparak, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun Eşme'yi işgal etme sürecini detaylandırdı. Raporda, Yunan ordusunun Eşme'ye 250 piyade ve 250 kadar süvariyle saldırdığı, ardından düşmanın Kolonkaya'ya doğru ilerlemeye başladığı belirtiliyordu. Elvanlar'a yönelik bir baskın harekâtı yapılabileceğine dair bir raporun gönderildiği, fakat düşmanın hareketlerinin dikkatle takip edildiği ifade ediliyordu. Bu dönemde Elvanlar ve çevresindeki köylerin durumu, yerel halkın yaşadığı zorluklar ve Türk ordusunun stratejik hazırlıkları da kaydedildi.
Eşme'nin işgali sırasında 12 yaşında olan Elvanlar Köyü'nden Süleyman Çoban, o dönemi şöyle anlatıyor: "1919 yılında Yunan askerleri İzmir'e üç orduyla çıkarma yapmıştı. İlk ordu komutanı General Sarıyani, İzmir’e adım attığı an meydandaki Türk bayrağını indirip yerine Yunan bayrağını çekti. Hükümet konağında bulunanlar buna karşı çıkmış, bir yazıcı ise Sarıyani’nin emriyle şehit edilmiştir. Yunan ordusunun Birinci Ordu’su Aydın, Nazilli, Çivril, Dinar ve Boğat’a doğru hareket ederken, İkinci Ordu Manisa, Akhisar, Balıkesir ve Bursa’ya, Üçüncü Ordu ise Muğla, Akşehir, Eşme ve Uşak hattına doğru ilerlemiştir." Çoban, Yunan ordusunun Eşme'deki stratejik önemine de dikkat çekerek, "Eşme, demiryolu hattının önemli bir noktasıydı. Yunan ordusunun tüm sevkiyatı bu demiryoluyla yapılmaktaydı ve bu nedenle Eşme işgalde büyük rol oynamaktaydı. Yunan taburunun başında Kara Yüzbaşı adında bir komutan bulunuyordu. Bu taburun asıl görevi Eşme'deki köylerde düzeni sağlamak, demiryolunun güvenliğini temin etmekti" dedi.
Yunan taburunun başında bulunan Kara Yüzbaşı'nın, Eşme ve çevresindeki köylerde sayım yaptırarak, köylülerin evlerini ve okulları askerlere tahsis etmelerini istediğini belirten Çoban, "O dönemde okula gidiyorduk, ancak Yunan askerlerinin yerleşim ihtiyacı nedeniyle okulumuz boşaltıldı ve biz eski bir koyun damına yerleştirildik. Kara Yüzbaşı, okulumuzu gezdi ve içeri karanlık, havasız olduğunu görünce, bizi başka bir yere taşımaya karar verdi. Yeni okul olarak iki katlı bir ev tahsis edildi" şeklinde konuştu. Yunan askerlerinin yerel halka karşı gösterdiği tavır hakkında da bilgi veren Çoban, "Yunan askerleri halkın desteğini almak amacıyla oldukça iyi davrandılar. Kara Yüzbaşı, halkın desteğini kazanmak için iyi davranmayı bir strateji olarak kullanıyordu. Bu yaklaşım, halk arasında sempati uyandırıyordu ve bu da onların işgal sürecindeki amaçlarına hizmet ediyordu" diye ekledi.
5 Ağustos 1920 tarihinde başlayan Yunan işgali, Eşme'nin demiryolu hattı nedeniyle büyük bir stratejik öneme sahipti. Bu demiryolu, Yunan ordusunun sevkiyatını sağlamak için kritik bir bağlantıydı. Eşme'nin işgali, sadece askeri bir operasyon değil, aynı zamanda bölgedeki sosyal yapıyı derinden etkileyen bir dönemeçti. Eşme'nin çeşitli köylerinde, halkın işgal sürecinde yaşadığı zorluklar, Yunan ordusunun halkla olan ilişkileri ve Türk ordusunun karşı koyma çabaları, bu dönemi anlatan en önemli unsurlar arasında yer alıyordu. Eşme halkı, bu süreçte büyük fedakârlıklar göstererek, işgalin etkilerine karşı direndi. Eşme ve çevresindeki köylerin, Yunan işgali altındaki zor günleri, o dönemin tanıkları ve şehitlerin yakınları tarafından unutulmaz birer hatıra olarak bugün bile anlatılmaktadır. Bu anılar, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin ve direncinin en güçlü göstergelerinden biri olarak tarih sahnesinde yerini almaktadır.