Editör: Uşak Haber Gazetesi
BİR KURTULUŞ HİKÂYESİ.
Uşak’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun100.yılını kutladığımız bugünlerde genç kuşaklara o yıllarda yaşananları, çekilen sıkıntıları, nasıl bir mücadele verildiği biraz anlatılsa da O günkü İlimiz hakkında pek bilgi verilmiyor. İlimiz, düşman İşgalinden evvel sanayileşmiş ve ilimizde binlerce kişinin çalıştığı üç adet tekstil fabrikası, deri işleme atölyeleri, halı dokuma tezgâhları ile önceleri bir miktar 1800 yılların sonuna doğru yüklü miktarlarda başta İngiltere’ye ihracat yapan etrafı bağlarla çevrili Kütahya’nın şirin bir ilçesi. İşte bu güzel şirin ilçeye düşman işgalinin nasıl bir kâbus gibi çöktüğü ve o günlerde çekilen sıkıntılar halkımız tarafından bilinmektedir. Bu nedenle ben bu bilinenlerden değil. Bilinmeyenlerden veya bildirilmeyenlerden bahsetmek istiyorum. Uşak ilimiz sadece işgale direnmemiş. Türkiye’mizin düşmana her bölgede direnmesine katkılar vermiştir.
İlimizin kurtuluşunda ve İlimizle ilgili kurtuluş savaşına olan katkılarımız İlimiz dışındaki Üniversite ve tarihçiler, araştırmacı yazarlar tarafından kuva-i milliyenin kasası olarak ilimiz gösterilirken, Maalesef ilimizde İnkılap Tarihi Profesörü Sadiye Tutsak Hanım efendinin dışındaki diğer Üniversite hocaları ve araştırmacılar tarafından değinilmek istenmemiştir.
O günlerde önde gelen birçok ailemiz düşmanla işbirliği yapıp, günü ve ticaret hayatlarını kurtarmak yerine Kurtuluş ordusuna destek ve hizmet etmeyi tercih etmiş. Uşak halkının giydiği kara gömleklerin daha karasını giymeyi ve çile çekmeyi göze almıştır.
Üç Şayak Fabrikamız Ordumuza üniforma dikmiş, ellerindeki tüm servetleri Kuva-i Milliye ye vermiştir. Bu fabrikalar Yılancıoğlu, Gedik ve Bacakoğlu ailelerine aitti. Sadece bunla mı sınırlı? Hayır. Tiritoğulları gibi ailelerin dışında başta Hacım ailesi vardır. Daha ismi unutturulmaya çalışan birçok ailemiz vardır.
Ben ailemle ilgili olanların bilinmesinde fayda var diye düşünüyorum. Yılancıoğlu ailesinin Kurtuluş ordularına verdiği destek, yerli muhbirler tarafından İşgal kuvvetlerine bildirilmiştir. Bunun Üzerine dedem İsmail Azmi, kardeşi Derviş Mehmet esir alınarak acımasızca işkenceler görmüş, derviş Mehmet Yunanistan da asılarak idam edilmiş. Zindanlarda hapis edilen İsmail Azmi ise savaş sonu esir değişiminde Uşak’a akciğerlerinden birini ve sağlığını kaybetmiş olarak geri dönmüştür. Daha sonraları Rahmetli dedem İsmail Azmi Kendine, ailesine ve Ülkesine olmaz zulümleri yapan bu insanların şehrimizden çekilirken geride bırakıp kaçtıkları çocuklarına sahip çıkan Şevkat okullarının kurulması ve yaşatılmasında Önderlikler yapmıştır. O günkü adı Hilal-i Ahmer olan Kızılay’ın ve Ticaret odasının Yönetim Kurulu başkanlıklarını yapmıştır.
Bu insanları ve aileleri sıradan insanlar unuta bilir ama akademik titri olanların ve kendince adlarına araştırmacı diyenlerin bu gibi şeyleri unutma lüksleri yoktur. Bu nedenle, Sayın Mehmet Karayaman hoca yaptığı çalışma ile ilgili kalabalığa “ Unuttuğum ailelerden özür dilerim.” Diyemez. Özür dileyecekse bizlerden değil Tüm kuvayi milliye den özür dilemelidir.
Düşman İşgalinden Kurtuluşumuzun Yüzüncü Yılını kutlamamızı sağlayanları saygı ve rahmet ile anar, bize yüzüncü yılı coşku ile kutlamamızı sağlayan başta Belediye başkanımız, Valimiz, tüm atanmış ve seçilmişlerimize, bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
Hoşça kalın.
Yorumlar