Modern iş hayatında kadın olmak, kimi zaman görünmez bir denge mücadelesine dönüşebiliyor. Psk. Bilim Uzmanı Meliha Karayay, yaptığı değerlendirmede çalışan kadınların en sık zorlandığı iki duygusal alanı, özsaygı ve kendine güveni ve bilimsel verilerle ele aldı. Karayay’a göre özsaygı, kişinin kendini değerli ve yeterli görme hali; kendine güven ise yeteneklerine ve kararlarına duyduğu inançtır. Ancak günümüzün yoğun çalışma temposunda kadınlar, hem profesyonel rollerinin hem de toplumsal ve ailevi sorumluluklarının baskısı altında bu iki duyguda ciddi dalgalanmalar yaşayabiliyor.
Karayay, sağlıklı özsaygının psikolojik dayanıklılığın en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu vurguluyor. Kişinin kusurlarıyla birlikte kendini kabul edebilmesi, hata yaptığında bile kendine anlayış gösterebilmesi özgüveni besliyor. Terapinin bu noktada kritik bir rolü olduğunu belirten Karayay, bilişsel-davranışçı terapi ve şema terapisi gibi kanıta dayalı yöntemlerin kişinin kendine dair olumsuz inançlarını dönüştürmede etkili olduğunu ifade ediyor. Terapi süreci, özellikle çalışan kadınlarda “Sürekli güçlü görünmeliyim” baskısını azaltarak, kendi değerini dışsal onaydan bağımsız şekilde yeniden inşa etmelerine yardımcı oluyor.
Uzman Karayay, farkındalığın ilk adım olduğunun altını çizerek şunları söylüyor:
“Başarılı olduğunuz halde kendinizi yeterli hissetmiyorsanız, bu his değişim için güçlü bir başlangıçtır. Özsaygı doğuştan sabit değildir; geliştirilebilir bir beceridir.”
Son olarak Karayay, kadınların hem kariyerlerinde hem de kişisel yaşamlarında daha dengeli ve huzurlu bir varoluş için kendilerine yatırım yapmalarının önemini vurguluyor. Özsaygının yaşam boyu gelişen bir süreç olduğunu hatırlatarak, gerektiğinde profesyonel destek almaktan çekinilmemesi gerektiğini belirtiyor. (doktortakvimi)