Güzellik Uzmanı ve Eğitmen Cansu Durkun, 2026’ya yaklaşırken yılbaşı hediye alışverişinde tüketici davranışlarının önemli ölçüde değiştiğini belirtti. DORinsight tarafından yayımlanan araştırmayı değerlendiren Durkun, tüketicinin artık yalnızca fiyata değil, hediyenin taşıdığı anlam ve yarattığı duyguya odaklandığını vurguladı. Araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan Cansu Durkun, “Tüketici hediye alırken artık ‘ne kadar’ harcadığından çok, ‘ne hissettirdiğine’ bakıyor. Anlamlı, karşılık bulan ve değer yaratan ürünler ön plana çıkıyor. Bu yaklaşım, daha seçici ama daha bilinçli bir alışveriş davranışını beraberinde getiriyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yılbaşı hediye alışverişi, artan ekonomik belirsizliklere rağmen etkisini sürdürürken, tüketici tercihlerinde dikkat çekici bir değişim yaşanıyor. Online araştırma ve analiz şirketi DORinsight tarafından yayımlanan kapsamlı çalışma, 2026’ya girerken tüketicinin harcamadan tamamen vazgeçmediğini; ancak daha bilinçli, seçici ve değer odaklı bir alışveriş anlayışına yöneldiğini ortaya koydu. Türkiye genelinde yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik temsili gözetilerek 1.000 kişiyle gerçekleştirilen araştırmaya göre katılımcıların büyük bölümü geçtiğimiz yıl yılbaşı hediyesi aldığını ve bu yıl da alışveriş yapmayı planladığını belirtti. Daha önce hediye almayan ancak bu yıl alışverişe yönelmeyi düşünenlerin oranı da dikkat çekti. Bu tablo, yılbaşı alışverişinin Türkiye’de güçlü ve sürdürülebilir bir tüketim alışkanlığı haline geldiğini gösterdi.
Araştırma sonuçlarına göre yılbaşı hediye alışverişinin ana taşıyıcısı 18–45 yaş grubu olurken, özellikle 25–34 yaş aralığı hem kadın hem erkeklerde en aktif segment olarak öne çıktı. Kadınların alışverişe devam etme eğiliminin erkeklere kıyasla daha yüksek olduğu görülürken, ileri yaş gruplarında daha temkinli bir yaklaşım dikkat çekti. Bütçe planlamalarında ise kontrollü bir iyimserlik hâkim. Katılımcıların önemli bir bölümü yılbaşı hediyelerine ayırdığı bütçeyi artırmayı planladığını ifade ederken, harcamaların ağırlıklı olarak orta bütçe aralıklarında yoğunlaştığı belirlendi. Bu durum, tüketicinin hem ekonomik gerçekleri gözettiğini hem de yılbaşı geleneğinden kopmak istemediğini ortaya koydu.
Araştırmayı değerlendiren Güzellik Uzmanı ve Eğitmen Cansu Durkun, hediye alışverişinde fiyatın tek başına belirleyici olmaktan çıktığına dikkat çekti. Durkun, tüketicinin artık aldığı ürünün yalnızca maddi karşılığına değil, yarattığı duygusal etkiye ve değer algısına odaklandığını belirterek, “İnsanlar hediye alırken karşısındaki kişide bırakacağı hissi daha fazla önemsiyor. Bu da seçici ve anlamlı alışverişi öne çıkarıyor” ifadelerini kullandı.
Araştırmada duygusal motivasyonun hâlâ güçlü olduğu görülürken, yılbaşı alışverişinin birçok kişi için yalnızca tüketim değil, bağ kurma ve moral kaynağı olmaya devam ettiği ortaya kondu. Özellikle orta yaş ve üst gelir gruplarında nostalji duygusunun alışveriş kararlarını etkilediği tespit edildi. Alışveriş kanallarında ise dijitalleşmenin hız kazandığı gözlemlendi. Katılımcıların yarıdan fazlası yılbaşı alışverişini online kanallar üzerinden yapmayı planladığını belirtirken, genç yaş gruplarında dijital alışverişin açık ara öne çıktığı görüldü. Fiziksel mağazalar önemini korusa da, özellikle orta yaş grubunda hibrit bir alışveriş yaklaşımı benimsendi. Ödeme tercihlerinde ise indirimden çok taksit ve esnek ödeme seçeneklerinin ön plana çıktığı belirlendi.
Hediye alışverişinde ailenin merkezi rolünü koruduğu da araştırmanın öne çıkan sonuçları arasında yer aldı. Aile bireyleri tüm sosyoekonomik gruplarda en çok hediye alınan kesim olurken, eş ve sevgiliye yönelik alışveriş genç yaş gruplarında daha yaygın seyretti. Genç kadınlar arasında “kendine hediye alma” eğiliminin yükselişte olması da dikkat çeken başlıklar arasında yer aldı. Uzmanlara göre ortaya çıkan tablo, 2026’ya girerken tüketicinin ne tamamen frene bastığını ne de kontrolsüz bir harcama eğilimi sergilediğini gösteriyor. Dengeli, anlam arayan ve bütçesini gözeten bu yeni tüketici profili, markalar ve perakende sektörü için güven, değer ve kolaylık odaklı stratejilerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.




