Benzol peroksit, un sanayisinde unun daha beyaz ve çekici görünmesi için beyazlatıcı ve oksitleyici ajan olarak kullanılıyor. Ancak bu işlem sadece estetik bir değişiklikten ibaret değil. Diyetisyen Sevgi Erdinç, bu kimyasalın unun besin değerini düşürdüğünü ve insan sağlığı açısından çeşitli olumsuz etkilere yol açabileceğini belirtti. Erdinç; "Benzol peroksit, unun besin yapısını bozarken, sindirim sistemine de zarar verebilir. Hücresel seviyede değişikliklere neden olabilen bu madde, uzun vadede kansere yol açma potansiyeline sahiptir" diyerek bu konudaki endişelerini dile getirdi.
Diyetisyen Erdinç, benzol peroksitin yalnızca un sanayisinde değil, kozmetik ve ilaç sektörlerinde de yaygın şekilde kullanıldığını ifade etti. Ancak gıdalar yoluyla vücuda alınmasının, kimyasalın doğrudan vücutta birikmesine ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açmasına neden olabileceğini söyledi. Özellikle çocuklar, yaşlılar, hamileler ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için bu maddenin daha büyük risk taşıdığını belirten Erdinç, uzun vadede bu kimyasalların kronik hastalıklara zemin hazırlayabileceğine dikkat çekti.
Benzol peroksit kullanımı, dünya genelinde farklı uygulamalara tabi. Diyetisyen Erdinç, bu konuda şu bilgileri paylaştı: “Avrupa Birliği ülkelerinde ve Çin'de benzol peroksit kullanımı yasaklanmış durumda. Ancak ABD ve bazı diğer ülkelerde hâlâ izin veriliyor. Türkiye’de ise bu konuda belirli düzenlemeler olsa da zaman zaman tartışmalar yaşanıyor. Tüketicilerin bu konuda bilinçli olması ve etiketleri dikkatlice incelemesi gerekiyor.” Erdinç, özellikle unlu mamuller ve ekmek satın alırken “benzoyl peroxide” ifadesine dikkat edilmesi gerektiğini hatırlattı.
Diyetisyen Sevgi Erdinç, benzol peroksite maruz kalmamak için şu önerilerde bulundu: “Tam buğday unu veya organik un tercih edin. Doğal ve katkısız gıdaları tüketmeye özen gösterin. Ev yapımı ekmekler ve hamur işleri, içerik kontrolü açısından daha güvenlidir. Etiket okumayı alışkanlık haline getirin ve ürünlerin içeriğini dikkatlice inceleyin. Yerel üreticilerden alınan un ve unlu mamuller genellikle daha az işlenmiş ve katkısız olabilir.”
Diyetisyen Erdinç, sağlıklı beslenmenin sadece kalori hesabıyla değil, aynı zamanda tüketilen gıdaların içeriğini bilmekle ilgili olduğunu vurgulayarak; “Benzol peroksit gibi zararlı katkı maddelerinden uzak durarak, vücudumuza daha az kimyasal yük bindirebilir ve uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam sürebiliriz. Soframıza gelen her lokmanın ardında bir hikâye var; önemli olan, bu hikâyeyi öğrenmek ve bilinçli tercihler yapmaktır” dedi.