1959 yılında Banaz’ın Ahat köyünde dünyaya gelen Soysal, küçük yaşlarda öğrendiği dokuma sanatını hiç bırakmadı. Bugün hâlâ, Uşak’ın tarihi dokuma merkezlerinden biri olan Dokur Evi’nde, geleneksel yöntemlerle halı dokumaya devam ediyor ve bu mirası yeni nesillere aktarıyor. Soysal, halıcılıkla ilk kez 12 yaşında tanıştı. O yıllarda köylerinde halı ve kilim dokumak yaygın bir gelenekti. Koyunların yünleri eğrilerek ip haline getirilir, keçi kıllarından çullar dokunurdu. Çocuklar, büyüklerinin yanında oturur, onların işlediği motifleri izler, zamanla kendileri de öğrenmeye başlardı.

İlkokulu bitirdiği yıl, köylerinde açılan halı dokuma kursuna katılmaya karar verdi. Babası ona ortaokula devam edebileceğini söylemesine rağmen, Soysal halı dokumayı tercih etti. Bu kararı, onun hayatının dönüm noktalarından biri oldu. "Benim köyümde dokumacılık eskiden çok yaygındı. Annelerimiz, büyüklerimiz hep halı ve kilim dokurdu. İlkokulu bitirdiğimde köyümüzde bir kurs açıldı. Babam bana 'ortaokula gidebilirsin' dedi ama ben halı dokumayı seçtim. 12 yaşında ilk kez kirkiti elime aldım ve bir daha bırakmadım." Halı

Köyde birkaç yıl halı dokuduktan sonra, ailesiyle birlikte Uşak merkeze taşındı. Burada halıcılığın ne kadar yaygın olduğunu fark etti. O dönemde neredeyse her evde bir halı tezgâhı bulunuyordu. Genç kızlar, ev kadınları ve hatta yaşlı nineler bile tezgâh başında halı dokuyordu. Bu ortamdan ilham alan Soysal, Uşak’ta halıcılık sektörünün merkezi olan Paşa Hanı’na gitti. Burada halı tüccarlarıyla tanıştı ve onlara halı dokuyabileceğini söyledi. Kısa sürede halı siparişi alarak, evinde kendi tezgâhını kurdu. O dönemde, Paşa Hanı, halıcılığın kalbiydi. Halıcı tüccarlar, evlere tezgâhları ve iplikleri at arabalarıyla gönderiyor, kadınlar ise boş vakitlerinde halı dokuyarak aile bütçelerine katkıda bulunuyordu.

Halı dokumak, sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimiydi. "O zamanlar evlere tezgâhlar at arabalarıyla getirilirdi. Halıcı tüccarlar, güvenilir aileleri seçer ve oralara malzeme gönderirdi. Kadınlar, ev işlerini tamamladıktan sonra tezgâh başına geçer, üç beş gıydım (sıra) atarak halıyı dokurdu. Dokunan halılar satılarak aile ekonomisine katkı sağlardı."

Soysal’a göre halı dokumak, tıpkı resim yapmak gibi. Sayılar, renkler ve motiflerin uyumuyla, her dokuyucu kendi sanatını ortaya koyuyor. Ancak günümüzde gençlerin bu sanata ilgisinin azaldığını söylüyor: "Şimdiki gençler bir düğüm atmaya bile üşeniyor. Oysa halı dokumak zor değil, sayı ve hesap işidir. Bir halı dokuyan kadın, aslında bir ressamdır. İlmek ilmek işlenen her halı, sabır ve emekle ortaya çıkan bir sanat eseridir."

 Halı2

Uşak’ta evlerde halı dokuma geleneği, 1980’lerden itibaren azalmaya başladı. Paşa Hanı önemini kaybetti, halı siparişleri azaldı, tezgâhlar evlerden kalktı. Fakat Soysal, dokuma işini bırakmadı. Küçük tezgâhlarda halı ve kilim dokumaya devam etti. Özellikle Eşme bölgesinde, halıcılığın azalmasına rağmen kilim dokumacılığı bir süre daha devam etti. "1980’lerden sonra evlere halı tezgâhı gelmez oldu. Halıcılık geriledi ama ben hiç bırakmadım. Küçük tezgâhlarda kilim dokumaya devam ettim. Eşme tarafında kilim dokuyanlar vardı ama Uşak’ta halıcılık neredeyse tamamen bitti."

UŞAK’TA PAZARTESİ GÜNÜ ELEKTRİK KESİNTİLERİ UŞAK’TA PAZARTESİ GÜNÜ ELEKTRİK KESİNTİLERİ

Bugün Emine Soysal, Uşak’taki Dokur Evi’nde çalışıyor. Tarihi bir konakta bulunan bu merkezde, Uşak halıları geleneksel yöntemlerle üretiliyor. Burada genç nesillere halıcılığı öğretmeye devam eden Soysal, öğrencilere sabırla halı dokumayı öğretiyor. "Eskiden köyde halı dokurken meraklı genç kızlar yanıma gelip sorardı. Şimdi Dokur Evi’nde kurslara gelenlere elimden geldiğince yardımcı oluyorum. Gençler öğrensin, bu zanaat unutulmasın." Halı dokumak, onun için sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi. Yıllar geçse de halı ipinin kokusunu, kirkitle tezgâha vurmanın sesini özlediğini söylüyor. Boş zamanlarında bile aklı hep halı dokumakta oluyor. "66 yaşındayım ve hâlâ severek kirkit sallıyorum. Bazen eve gidince yorgun oluyorum ama dinlenip işimi bitirdiğimde yine halı tezgâhının başına geçmek istiyorum. Tatillerde bile canım sıkılıyor, halı dokumayı özlüyorum."

Soysal, gençlere halıcılığı öğrenmeleri konusunda çağrıda bulunuyor. Ona göre halıcılık, sadece kültürel bir miras değil, aynı zamanda bir meslek sahibi olmanın da yolu. "Bizim kurslarımız açılıyor, gençler gelsin ve öğrensinler. Halıcılık zor gibi görünebilir ama başladıklarında hem keyif alırlar hem de meslek sahibi olurlar. Ben onlara seve seve yardımcı olurum."

Emine Soysal, Uşak halıcılığının en önemli tanıklarından biri. Onun gibi ustalar sayesinde, bu gelenek yaşatılmaya devam ediyor. Halıcılık, bugün eskisi kadar yaygın olmasa da Dokur Evi gibi merkezlerde hâlâ yaşatılıyor. Emine Soysal, yarım asırlık emeğiyle, bu sanatın kaybolmaması için elinden geleni yapmaya devam ediyor. Halı1

Muhabir: Gülcan Aydoğdulu