Geçmişte yaşanan travmatik olaylar, yalnızca bir anı olarak kalmaz; bireyin zihinsel ve duygusal dünyasında köklü izler bırakabilir. Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Sümeyye Dikmen, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kaza, afet, kayıp, istismar, şiddet veya tanıklık edilen travmatik olayların ardından gelişebilen bu durumun, bireyin yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkilediğini belirten Dikmen, "Travma unutulmakla değil, anlamlandırıldığında etkisini kaybeder" dedi.
“Artık Geçti Ama Ben Geçemedim” Hissi Yaygın
TSSB yaşayan kişilerin sıklıkla “Her şey bitti ama ben hâlâ oradayım” gibi ifadelerle içsel sıkıntılarını dile getirdiğini belirten Dikmen, “Birey dışarıdan güçlü görünse de içinde bitmek bilmeyen bir savaş verebilir” diye konuştu.
TSSB Belirtileri 4 Ana Başlıkta Toplanıyor
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanı kriterleri olan DSM-5’e göre, TSSB şu dört temel belirtiyle tanımlanıyor:
Yeniden yaşantılama: Kâbuslar, ani geri dönüşler (flashback), olayla ilgili görüntü ya da seslere karşı yoğun tepki
Kaçınma: Travmayı hatırlatan kişi, yer ya da olaylardan bilinçli uzak durma
Bilişsel ve duygusal değişiklikler: Suçluluk, değersizlik hissi, dünyaya karşı güven kaybı
Artmış uyarılmışlık hali: Uyku bozuklukları, sinirlilik, ani irkilmeler, dikkat dağınıklığı
Travmayla Baş Etmenin Yolu: Güvenli Bir Terapi Süreci
Dikmen, travmanın etkilerinin zamanla silinebileceğini ancak bunun profesyonel destekle mümkün olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Terapi süreci, kişinin travmasıyla kurduğu ilişkiyi dönüştürür. Güvenli bir terapötik ortamda, kişi hem bedenini hem de duygularını yeniden tanımaya başlar. Travmanın izleri zaman, sabır ve doğru destekle iyileşebilir.”
Yalnız Değilsiniz, Destek Almak Güçsüzlük Değil
Psikolog Sümeyye Dikmen, travma sonrası yalnızlık hissinin çok yaygın olduğuna dikkat çekerek şu çağrıda bulundu:
“Geceleri uyuyamıyor, sebepsiz gibi görünen yoğun duygular yaşıyor ya da geçmişi hâlâ zihninizde taşıyorsanız, yalnız olmadığınızı bilin. Bu süreci atlatmak mümkün. Yardım istemek, bir güçsüzlük değil; iyileşmeye atılan cesur bir adımdır.”