İslam İktisadı Araştırma Merkezi (İKAM), “Tüketici Boykotuna Karşı Pazarlama Stratejilerindeki Değişim: İsrail’i Destekleyen Markalar Örneği” başlıklı yeni politika notunu yayımladı. Çalışma, 7 Ekim 2023 sonrasında dünya genelinde artan İsrail karşıtı boykotların, küresel markaların iletişim stratejilerini nasıl dönüştürdüğünü inceliyor. Rapor, Starbucks, Coca-Cola, McDonald’s, Burger King, Fairy ve Persil gibi dev markaların, etik duruş sergilemek yerine algı yönetimine yöneldiğini ortaya koyuyor. Markaların yerelleşme, olumlu çağrışım ve muhafazakâr dil kullanımı gibi yöntemlerle tepkiyi yumuşatmaya çalıştığı vurgulanıyor.

Boykot Artık Vicdani Bir Tepki Biçimi

İKAM raporuna göre, tüketici boykotları artık yalnızca ekonomik bir tercih değil, vicdani ve toplumsal bir duruşun ifadesi haline geldi.

Raporda şu değerlendirme öne çıkıyor:

“Tüketiciler, şiddet içermeyen bir tepki biçimi olarak boykot yoluyla güçlü sosyal ve ekonomik etkiler yaratabiliyor. Bu durum, firmaları politikalarını değiştirmeye zorlayan itici bir güç haline geldi.”

Markalar Yerliymiş Gibi Davranarak Algıyı Yönetiyor

Rapor, özellikle İsrail’e destek açıklamaları sonrası bazı markaların yerelleşme (blend in) stratejisine yöneldiğini belirtiyor. Coca-Cola’nın “Senin İçin Türkiye’de Üretildi” kampanyası, Burger King’in “Börgır” temalı reklamı bu yaklaşımın örnekleri arasında yer alıyor. Bu stratejilerin, markaların etik sorumluluk almaktan kaçınarak kültürel yakınlık üzerinden sempati kazanmaya çalıştığını gösterdiği ifade ediliyor.

Hasret Bitti: 83 Tarihi Sikke Türkiye’ye Döndü
Hasret Bitti: 83 Tarihi Sikke Türkiye’ye Döndü
İçeriği Görüntüle

Olumlu Çağrışımlar Vicdanı Değil Algıyı Hedefliyor

İKAM, markaların Filistin meselesine doğrudan değinmeden, toplumsal fayda temalı kampanyalarla imajlarını parlatma çabasını da ele aldı. Fairy’nin “Bereket Serisi” kampanyası, Refika Birgül ile birlikte gıda israfı teması üzerinden muhafazakar bir kelimeyle “pozitif algı” oluştururken; Starbucks, imajını tazelemek için Gazze’ye yardım yapan bir kuruluşa bağış açıklamasıyla gündeme geldi. Persil ise Arda Güler’i reklam yüzü yaparak muhafazakâr kitleyle duygusal bağ kurmayı hedefledi.

Boykot Filistin İçin Bir Vicdan Çağrısıdır

Çalışmada, boykotun ekonomik bir tepki olmanın ötesinde adalet, insan hakları ve ahlaki sorumluluk temelinde bir vicdan çağrısı olduğu vurgulandı. Rapor, “Boykot, zulme ortak olmama iradesini temsil ederken, karınca misali doğru safta yer almanın tezahürüdür” ifadesiyle bu duruşun ahlaki yönünü öne çıkardı.

Politika Notunda Öne Çıkan Öneriler

Rapor, sadece analizlerle değil, çözüm önerileriyle de dikkat çekiyor.

İKAM, etik tüketime yönelik toplumsal bilinci artırmak ve şirketlerin şeffaflık yükümlülüklerini güçlendirmek için şu başlıklara vurgu yapıyor:

Tüketiciler: Medya okuryazarlığı ve etik tüketim bilinci geliştirilmeli.

Şirketler: Manipülatif kampanyalar yerine ilkeli ve şeffaf duruş sergilemeli.

Politika Yapıcılar: Tedarik zincirlerinde şeffaflık yasal zorunluluk haline getirilmeli.

Sivil Toplum: Etik sertifikasyon ve farkındalık kampanyaları yaygınlaştırılmalı.

Sonuç: Boykotlar Artık Sadece Ekonomik Değil, Ahlaki Bir Tavır

İKAM’ın raporu, günümüz tüketicisinin artık yalnızca bir müşteri değil, vicdanlı bir toplumsal aktör haline geldiğini gösteriyor. Küresel markaların etik duruş yerine algı yönetimi tercih etmesi, tüketici bilincinin şirket politikalarını dönüştürmeye başladığını ortaya koyuyor.

Muhabir: HABER MERKEZİ