Erkeklerde yaş ilerledikçe sık görülen prostat büyümesi, çoğu zaman doğal bir yaşlanma süreci olarak değerlendirilip göz ardı ediliyor. Oysa uzmanlar, bu yaklaşımın ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına kapı aralayabileceği uyarısında bulunuyor. UroHealth Kliniği Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Zor, prostat büyümesinin her zaman ameliyat gerektirmediğini ancak mutlaka ciddiye alınması gerektiğini belirterek, erken ve orta evrede ilaç tedavileriyle şikâyetlerin büyük ölçüde kontrol altına alınabildiğini vurguluyor.

Prof. Dr. Murat Zor Görsel2 142659490Prostat bezinin yaşla birlikte büyümesinin temelinde hormonal değişimlerin yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Zor, özellikle testosteron ve östrojen dengesindeki değişikliklerin prostat hücrelerinin çoğalmasına neden olduğunu söylüyor. İleri yaşın yanı sıra genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam, obezite, dengesiz beslenme, sigara ve alkol kullanımı da prostat büyümesini hızlandıran faktörler arasında yer alıyor. Mesanenin hemen altında bulunan prostatın büyümesiyle birlikte idrar kanalına baskı oluştuğunu belirten uzmanlar, bu durumun idrar yapmada zorlanma, sık idrara çıkma, geceleri uyanma, mesanenin tam boşalmadığı hissi ve ani idrar ihtiyacı gibi şikâyetlerle kendini gösterdiğini aktarıyor.

Tedavi edilmeyen prostat büyümesinin yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Prof. Dr. Murat Zor, sürekli idrar yolu tıkanıklığının mesane duvarında kalınlaşmaya ve esneklik kaybına neden olduğunu söylüyor. Mesanede biriken idrarın enfeksiyon riskini artırdığını, taş oluşumuna zemin hazırladığını ve bazı durumlarda idrar kanalının tamamen kapanarak acil müdahale gerektirdiğini belirten Zor, uzun süreli idrar birikiminin böbreklere geri basınç oluşturarak kalıcı böbrek hasarına yol açabileceğine dikkat çekiyor.

Prostat büyümesinin tedavisinin hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre planlandığını belirten Prof. Dr. Zor, erken dönemde ilaç tedavilerinin ön planda olduğunu ifade ediyor. Bu tedavilerin prostat kaslarını gevşeterek idrar akışını rahatlattığını ve prostat hacmini küçülterek idrar kanalına olan baskıyı azalttığını söyleyen Zor, ağızdan kullanılan bu ilaçların günlük yaşamı etkilemeden uygulanabildiğini belirtiyor. Gerekli durumlarda endoskopik yöntemler ve ileri vakalarda lazer destekli cerrahi tekniklerin devreye girdiğini aktaran uzmanlar, her hastanın prostat yapısının farklı olduğunu ve tedavinin mutlaka kişiye özel planlanması gerektiğini vurguluyor.

Prostat büyümesinin genellikle yavaş ilerlediğini ve pek çok erkeğin belirtileri yaşlılığın doğal sonucu sanarak doktora başvurmadığını belirten Prof. Dr. Murat Zor, erken tanı sayesinde ameliyata gerek kalmadan hastalığın kontrol altına alınabileceğini söylüyor. Tedavi sonrasında ise bol su tüketimi, kafein ve alkolün azaltılması, düzenli egzersiz ve ideal kilonun korunmasının prostat sağlığını desteklediğini ifade eden Zor, düzenli üroloji kontrollerinin ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Muhabir: HABER MERKEZİ