Merhaba, öğretmenim, iş güvenliği uzmanıyım. Eskişehir’de yaşıyorum. Geçimimi özel bir şirketin e ticaret birimini yöneterek sağlıyorum. İyi bir okur ve emekleyen bir yazarım. Ayna Dergi’nin genel yayın yönetmeni, Erik Ağacı Dergisi’nin Eskişehir temsilcisiyim ve çeşitli dergilerde yazıyor, yazarak nefes alıyorum.

Ayna Dergi’nin kurulması, yayıncılık hayatı ve yol arkadaşlarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Ayna Dergi 2024 yılında Ocak sayısı ile yayın hayatına başladı. Dergiyi edebiyat öğretmeni arkadaşım Fadime Arslan ile beraber kurduk. Ayna Dergi, edebiyata gönül vermiş, yaratıcı yazarlık atölyesinde tanışmış iki öğretmenin çabalarıyla Eskişehir’de kuruldu. 2022 yılında zihinlere düştü. Tabii bu fikrin olgunlaşması ve demlenmesi gerekiyordu. Üzerine çok düşündük. Sağlam temellerle inşa ettiğimiz dergimiz, 2024 yılının ocak ayında yayın hayatına başladı. Peki, neden dergi kurduk? Yazmak kıymetli bir eylem. Fakat eserlerin okurlar ile buluşması büyük sorun.  Torpilin iliklere kadar işlediği, belli mahallenin insanı olmanın, eser kalitesinin önüne geçtiği bir dönemde özgün ve yetkin eserlerin popüler kültürün altında ezildiğinin farkındaydık. Birçok genç yazarın serzenişlerine kulağımızı tıkamadık, onları şefkatle kucakladık. Özgün ve kaliteli eserleri okurlarla buluştururken Mevlana’nın “Ne olursan ol yine gel.” sözünü şiar edindik. Hangi görüşe ve düşünceye mensup olursa olsun kapımız onlara açık, dedik.

Yazar ve çizerlerimize özgürlüğün kapısını sonuna kadar açtık. Başkalarının özgürlük sınırlarını aşmadan ve siyaset yapmadan diledikleri gibi sanatlarını icra etmenin imkânını verdik. İlk sayımızla tür çeşitliliği, özgün ve yetkin eserlerle emsalimiz olan birçok derginin önüne geçtik. Bu noktada hiçbir yayıncıyı kınamıyoruz. Hedefimiz çıtayı yukarıya çekerek daha kaliteli yayıncılığın yapılmasıdır. Bizim işimiz, edebiyat. Hiçbir siyasi görüşümüz yoktur. Dergimizde edebiyatın her türünden eserler yayınlanmakta, sadece edebiyat değil, kültür ve sanat köşelerimiz de bulunmaktadır. Aynaya bakınca nasıl kendinizi görüyorsanız dergimize bakınca da kendinizden parçalar göreceksiniz. Ayna Dergi’nin her sayısı, özveri ile çalışan arkadaşlarımızın çabası ve ilmek ilmek işlenen emeklerin ürünü. Sanat yönetmenimiz Gizem Burcu Gerçek’in sihirli dokunuşları ile dergimizin kapağı, teması ve tasarımları göz kamaştırıyor. Editörümüz Tuncay Arslan’ın çabası ve bilgi birikimi ile hatadan arınmış sayılar çıkarıyoruz. Dergi yönetimimize, yazar ve çizerlerimize sizin aracılığınızla bir kez daha teşekkür ediyorum.

 Dergiciliğin tarihi sürecinden bahseder misiniz? Türkiye de dergiciliğin dünü ve bugünü arasındaki farklar nelerdir?

Dergiciliğin tarihi 1800’lü yıllara dayanır. O dönemden bu güne çıkartılan her dergi diğerine ışık olmuştur. Aslında bu cümle bile bize bir ödev vermektedir. Öyle bir dergi çıkarmak gerek ki dergicilik yapanların yolunu aydınlatsın, dergiciliği bir adım öteye götürsün. Düne baktığımızda üstatlarımızın birçok derginin ismini sayabiliriz. Her birisi dergilerini çıkartırken çok büyük zorluklar yaşadılar ve engellerle karşılaştılar. Yılmadılar, kendilerinden ve sevdikleri ile geçireceği zamanlardan fedakârlık yaptılar. Bize kıymetli bir miras bıraktılar. Biz yayıncıların bu mirasın değerini bilmesi gerekiyor. Bugüne geldiğimizde dergiciliğin çok büyük sorunları var. Ekonomik koşullar, baskı maliyetleri ve kargo ücretleri basılı yayının celladı oldular. Birçok köklü dergi ya kapandı ya da dijital yayına geçti. Bir kısmıysa ekonomik kaygı ile popüler kültürün esiri oldu.

 Dijitalleşen ve küreselleşen dünya yayıncılığa daha çok okura ulaşmanın önünü açtı. İnteraktif yayıncılık yapmak ve dergi çıkarmak hiç olmadığı kadar kolaylaştı. Yetkin olmayan insanların çıkardığı, elekten geçirilmeyen, imla kurallarından uygulanmadığı ve editasyondan geçmeyen eserlerle dolu dergilerin sayısı arttı. Bu arada bunu sadece dergiler için değil kitaplar için de söyleyebiliriz. Tabi işini ciddiyetle yapan yayıncılar hala varlar. Hala üstatların yaptığı fedakârlığı yapıyor, sorunlarla mücadele ve dergiciliği bir adım öteye taşımaya çabalıyorlar. Onlar iyi ki varlar.

 Dergi yayımcılığı özel bir birikimi gerekli kılmaktadır diyebilir miyiz? Herkes dergi çıkarabilir mi?

Dergicilik hakkıyla yapıldığında bir okuldur. Tabii ki birikim, özveri ve takım çalışması gerekmektedir. Bir önceki soruda bahsettiğim gibi her yayımcılık yapan insanlar kendisinden ve sevdiklerinden fedakârlık yaparak çalışıyorlar. Gönüllü olarak maddi beklenti olmaksızın hatta kendi cebinden harcama yaparak ve geceleri uykusuz kalarak bir şeyler üretiliyorlar.  Yayıncılığın neresinde olursanız olun herkes birbirinden bir şeyler öğrenerek ve ağacın dalları misali adım adım gelişerek aynı yolda yürümektedir. Sorunuza geri dönersek, herkes dergi çıkartabilir. Zaten baktığımızda irili ufaklı birçok dergi çıkmaktadır. Bir önceki soruda da değindiğim gibi bunda online dergi yayınlamanın kolay olması da etkilidir. Edebiyatın gelişmesi ve dergiciliğin bir adım öteye gitmesi için gösterilen her çaba kıymetlidir. Ayna Dergi bütün dergilerin yanındadır. Destek istendiğinde elden geldiğince yanlarında olmaktadır.

 Bugünün dergileriyle okurları arasındaki ilişkiyi nasıl yorumlarsınız? Örneğin dergilerin daha çok okura ulaştığını söyleyebilir miyiz?

Dünyanın küçük bir köye evrilmesi ve sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla kurum ve kuruluşlar daha çok insana ulaşma imkânı buldular. Çoğu dergi sosyal medyayı aktif olarak kullanarak yayın politikasını okurlarıyla birlikte belirliyor. Fakat sosyal medya ve ekran bağımlılığı okuma alışkanlığını olumsuz etkiliyor ve dikkat dağınıklığına sebebiyet veriyor. İnsanlar artık çok çabuk sıkılıyor ve en ufak bir tetiklemeyle okumaktan uzaklaşıyor. Tabii biz dünya ortalamasının altında kitap satın alıp, dünya ortalamasının altında kitap okuyoruz. Bunda ekonomik koşullarda etkili. Köklü dergilerin yayın hayatını nokladığını ya da online yayıncılığa döndüğünü görüyoruz. Sorunuza dönersek sosyal medyayı kullanarak interaktif yayıncılık yapılıyor ama yıllar öncesindeki dergicilikle kıyaslandığında edebi kalitenin düştüğünü düşünüyorum. Yapay beğeniler ve sentetik birliktelikler havada uçuşuyor. Tabii bütün bu olumsuzluklara karşı umudumuz diri. Vazgeçmeden üretmeye ve her geçen gün daha iyi eserler çıkarmaya devam edeceğiz.

 Kendi derginiz dışında başka dergilerde de yazıyor musunuz?

Dergiyi kurarken genel yayın yönetmenlerinin eserlerini dergimizde yayınlamayacak diye bir kural koyduk. Dergimizde genel yayın yönetmenleri sadece röportaj yapıyor. Ben dergimiz için röportaj yapıyorum. Birçok dergide eserlerim yayınlandı ve yayımlanmaya da devam ediyor.

 Sizin yapıtlarınız var mı?

Kâğıt üzerinde bitmiş fakat yayınlamak için demlenmesini bekleyen roman, öykü ve deneme türlerinde dört tane kitabım var. “GİD(EMEY)İŞ” isimli roman türündeki eserim yakında çıkacak. Bunun dışında Dünya Kültür Yayınları’ndan “Yersiz Yurtsuz Hikâyeler” ve Koç Yayınları’ndan “Kalbin Ritmi” isimli derleme öykülerin olduğu iki kitapta yer aldım. İnşallah ömrüm el verdiğince üretmeye devam edeceğim.

 Okuduğunuz ve tavsiye ettiğiniz yazarlar kimlerdir?

Okumak yazmanın mürekkebidir. Size birçok yazar sayabilirim. Chul Han’ın bakış açısını seviyor ve zihnin durgun sularında dalgalar çıkararak insanı canlı tuttuğunu düşünüyorum. Hilal Bebek de yine aynı pencereden bakıyor. Denemelerden oluşan Çemberin Dışı kitabını tavsiye ederim. Dünya klasikleri ve Çağdaş Türk Edebiyatını okumayı seviyorum, okumayı seven dostlarımıza da tavsiye ediyorum. Hem fikir olarak hem de tür olarak tek tip okuma yapmıyorum. Hem bizim edebiyatımız hem de dünya edebiyatını okuyorum. Kuş nasıl tek kanatlı uçamazsa tek taraflı beslenen insanlar sağlıklı düşünüp sağlıklı kararlar veremez. Düşünen, sorgulayan ve sınırlarını aşan nesiller için bu çok kıymetli. Nazım, Peyami Safa, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Adalet Ağaoğlu… Gibi bu topraklarda doğup büyümüş ve ötelere göçmüş yazarlarımızı mutlaka okumalı ve okutmalıyız.  Bunun dışında her türün usta yazarları var. Yazan arkadaşlar yazmayı düşündükleri türde bol bol okuma yapmalılar. Misal polisiye yazacaklarsa Agatha Christie, Grange, Ahmet Ümit… Mutlaka okumalılar. Her kitabı okumaya ne ömür ne de zaman yeter. Burada tecrübeler ön plana çıkmaktadır. Tecrübeli insanlardan fikir alarak ve araştırarak okusunlar. Bu düşünceyle dergimizin her sayısında kitap tavsiyeleri ve kitap incelemeleri yayınlıyoruz.

Yüzde 50 büyüme kaydederek, 10 milyar TL sipariş rakamına ulaştı Yüzde 50 büyüme kaydederek, 10 milyar TL sipariş rakamına ulaştı

Bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ediyoruz.

Samimi sorularınız için ben teşekkür ederim. Yeniden görüşmek dileğiyle. Kucak dolusu selamlar.

Muhabir: HABER MERKEZİ