Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği Fotoğrafçısı Alp Arslan Dur, Şükraniye Köyü’nün tanıtımına yönelik hazırlanan video çalışması kapsamında köyün tarihi geçmişi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Uşak merkeze bağlı olan Şükraniye Köyü’nün geçmişte “Kalın Kilise” ya da halk arasında bilinen adıyla “Galinse” olarak anıldığını belirten Dur, bu ismin köyün çok daha eski ve zengin bir tarihe sahip olduğunun göstergesi olduğunu vurguladı.
Bizans’tan Osmanlı’ya, Oradan Cumhuriyet’e
Dur’a göre, köyün "Kalın Kilise" olarak anılması, Bizans döneminde bölgede var olan kalın duvarlı bir kiliseye veya eski bir Rum yerleşimine işaret ediyor olabilir. Uşak ve çevresi, tarih boyunca Frigya, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarının izlerini taşıyan bir bölge olarak öne çıkıyor. “Galinse” adının ise Rumca kökenli kelimelerden türemiş olabileceği ifade edildi.
Osmanlı döneminde tutulan 16. yüzyıl tahrir defterlerinde bu yerleşimin adı “Kalın Kilise” olarak geçiyor olabilir. Dur, bu tür belgelerle köyün geçmişinin daha net ortaya konabileceğini belirtiyor. Cumhuriyet döneminde ise köyün adı “Şükraniye” olarak değiştirilmiş, bu uygulama o dönemde birçok yerleşim yeri için hayata geçirilen millileştirme politikalarıyla uyumlu.
Nüfus Mübadelesinin Sessiz Tanıkları
1923 Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi öncesinde köyde Rum nüfusun yaşamış olabileceğini ifade eden Dur, mübadele sonrası bölgeye Selanik, Girit ve Balkanlar’dan göçmenlerin yerleştirilmiş olabileceğine dikkat çekti. Köyde bulunan eski taş evler, kilise kalıntıları, mezarlıklar ve çeşmeler; bu çok katmanlı geçmişin izlerini taşıyor.
Sözlü Tarih ve Arşiv Çalışmaları Önemli
Dur, bu tür yerleşim yerlerinde yaşayan yaşlılarla yapılacak sözlü tarih çalışmalarının çok kıymetli olduğunu ifade ederek, Uşak Müzesi ve Başbakanlık Osmanlı Arşivleri gibi kurumlardan da destek alınabileceğini belirtti. Ayrıca, Uşak Şer’iyye Sicilleri ve Türk Tarih Kurumu yayınlarının, köyün derin tarihini ortaya çıkarmada önemli kaynaklar olduğuna dikkat çekti.
“Galinse ismi bugün hâlâ halk arasında yaşıyorsa, bu köyün tarihsel hafızası henüz kaybolmamış demektir. Yeter ki bu hafıza doğru bir dille belgelenip gelecek nesillere aktarılabilsin” diyen Dur, bu projenin yalnızca bir tanıtım videosu değil, aynı zamanda bir kültürel miras çalışması olduğunu belirtti.