İSTANBUL (İGFA) - Avrupa Tıp Uzmanları Birliği (UEMS) Nadir ve Tanısız Hastalıklar Komitesi Başkanı Prof. Dr. Serdar Ceylaner, infertilite sorunlarının yalnızca bireysel değil, toplumsal ve sosyal etkiler oluşturduğunu söyledi.
Çiftlerin üçte birinde kadın kaynaklı, üçte birinde erkek kaynaklı sorunlar görüldüğüne dikkati çeken Prof. Dr. Ceylaner, "Kalan üçte birinde ise hem kadını hem erkeği etkileyen faktörler ya da sebebi bilinmeyen infertilite ile karşılaşıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Ceylaner, genetik testlerin bu noktada çiftlere umut olabileceğini belirterek, “Geniş genetik test panelleri ile kısırlığa neden olan genetik faktörleri tespit edebiliyoruz. Bazı ailelerde bu bilgiler ışığında tüp bebek sırasında embriyo seçimi yapılabiliyor. Diğer durumlarda ise kişiye özel tedavilerle başarı şansı artırılıyor. Bu süreç, yalnızca çiftlerin çocuk sahibi olmasını değil, aynı zamanda toplum sağlığına da katkı sağlıyor” diye konuştu.
GENETİK TESTLER TEDAVİYE IŞIK TUTUYR
Genetik testlerin infertilite tedavisinde önemli bir rol oynadığına dikkat çeken uzmanlar, insan genomunda 2 bin 500'den fazla infertilite ile ilişkili gen bulunduğunu belirterek, her bireyin genetik yapısındaki farklılıklar, kısırlığa yönelik tedavinin kişiselleştirilmesini gerektiğini söyledi.
Genetik biliminin hızla geliştiğini vurgulayan Prof. Ceylaner, “Yeni nesil genetik test teknolojileri sayesinde çiftlerin çocuk sahibi olma oranlarını artırabiliyoruz. Ayrıca, ileride karşılaşılabilecek genetik riskleri önceden tespit ederek tedavi sürecini daha etkili bir hale getirebiliyoruz. Tüp bebek tedavisinde genetik testlerin yapılması, doğru ilaç dozlarının belirlenmesini ve başarı oranlarının artmasını sağlıyor. Böylece aileler hem maddi hem manevi olarak daha az yükle karşılaşıyor” diye konuştu.