Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı’nın açıklamalarına göre; 3 Eylül 1922 tarihinde İngiliz İrtibat Subayı Binbaşı M. R. Strover tarafından Uşak Cephesi'nden gönderilen telgrafta, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun Türk Ordusu karşısında yeniden bir savunma hattı kurma olasılığı değerlendirildi. Bu telgraf, savaşın seyrini değiştiren kritik bir anı temsil ediyor. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde ağır bir yenilgi alan Yunan ordusunun, Uşak hattı üzerinden geri çekilen I. ve II. Kolorduları, yeni bir cephe oluşturma girişiminde bulunsa da Türk Ordusu’nun etkili taarruzları bu çabaları boşa çıkardı. Türk ordusunun kararlılığı ve stratejik planlaması, Yunan kuvvetlerinin moral ve motivasyonunu ciddi şekilde zayıflattı. Bu durum, İngiliz General Charles Harrington'ın, durumu değerlendirmek için İngiliz Harbiye Bakanlığı’na gönderdiği telgrafta da açıkça ortaya kondu.
General Harrington, 3 Eylül 1922 tarihinde yaptığı değerlendirmede, "Durum pek ciddi ve derhal hareketi gerektiriyor." diyerek acil bir müdahale gerektiğini vurguladı. Binbaşı Strover'ın gözlemlerine atıfta bulunan Harrington, Yunan ordusunun toparlanması ve kumanda edilebilir bir hale gelmesi durumunda Alaşehir'de savunma yapabileceğini belirtti. Ancak, geri çekilen Yunan ordusunun içinde bulunduğu panik havası, durumun ciddiyetini artırıyordu. Strover, bu panik ortamında Yunan ordusunun moral kaybının derinleştiğini ifade etti.
Harrington, İzmir'deki durumu ise daha karamsar bir şekilde değerlendirerek, burada yüksek kumanda ile irtibat kurmanın imkânsız hale geldiğini belirtti. Cephe Kumandanı Trikopis ile bağlantı kurulamaması, İzmir'in düşüşü konusunda büyük bir kaygı yaratıyordu. General, "İzmir, her şeyi kaybedilmiş görüyor ve Strover'e katılmıyor." diyerek bölgedeki moral bozukluğunu dile getirdi. Göçmenlerin artan baskısı, Yunan ordusunun direncini daha da kırmıştı. Harrington, askeri durumun düzeltilmesi için enerji ve azmin hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Yunanistan'ın İngiltere'den yardım talep etme ihtimalinin arttığını, İzmir'e gelecek İngiliz savaş gemilerinin ise durumu kurtarmak için bir umut ışığı olabileceğini belirtti. Bu süreçte hücumu durdurmanın ve zaman kazanmanın önemine dikkat çekti. Bu telgraflar, Uşak Cephesi’ndeki savaşın gidişatını etkileyen önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir. Hem askeri hem de siyasi anlamda yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerini değiştirmiş ve yeni bir stratejik planlamayı zorunlu kılmıştır.