Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, Uşak’ın değerli isimlerinden Balkan Savaşı Kahramanı Uşak Redif Tümeni Neferi Uşak Paşalar Köyünden Mehmet Aslan Ağa’yı anlattı. Uşak Redif Tümeni Neferi Uşak Paşalar Köyünden Mehmet Ağa’yı anlatan Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, yaptığı açıklamada; “Fotoğraf Edirne Balkan Tarihi Müzesi'nde bulunmaktadır. Fotoğrafın altında Garbi harekâtına katılan doksanlık bir ihtiyar; Uşak'ın Paşalar Köyü'nden Mehmet Ağa yazmaktadır. Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği 7 Ekim 1912 günü Osmanlı Devleti'ne karşı başlattığı savaş 1. Balkan Savaşı olarak tarihe geçmiştir. 1. Balkan Savaşı'nın hemen öncesi Osmanlı Yüksek Komutası Balkanlardaki 70 bin askerin ve bunların bulunduğu mobil askerî birliklerin tasarruf ve yaş haddi gerekçeleriyle terhis edilmesine karar vererek ölümcül bir hata yaptı; tecrübeli askerlerden yoksunluk ve böyle büyük çapta bir askeri terhis Balkan Savaşı'nda Osmanlının felaketini hazırlayan en büyük nedenlerden biri oldu. Balkan Cephesi'ne sevk edilen Redif Askerleri; askerlik yaşı geçmiş yaşlı askerlerden oluşan ihtiyat kuvvetiydi. Türk Ordusunun seferberliği hâlâ tamamlanamamış, seferber edilen erlerin yüzde 25’i henüz birliklerine katılmamıştı. Hazırlıklar tamamlanamadan taarruza geçilmiş ve Türk Ordusu düşman karşısında parça parça ezilmişti. 28 Ekim 1912’de başlayan ve dört gün süren Pınarhisar-Lüleburgaz kesimindeki muharebede de Osmanlı Ordusu istenen başarıyı elde edemedi ve ordunun daha gerideki Çatalca hattına çekilmesi kararlaştırıldı” dedi.
Tarihe Lüleburgaz Muharebesi olarak geçen savaşın merkezinde Uşak Redif Tümeninin olduğunu belirten Uşaklı Aşcı; “Garp Ordusu'nun Şevket Turgut Paşa komutasında ki Mürettep 2’nci Redif Kolordusuna bağlı olarak savaş düzeni içerisinde yer almıştı. Muharebe devam ederken Osmanlı ordusunda muhabere ve emir-komuta mekanizması da çöktü. Kötü hava, cephane ve erzak eksikliği, iletişimsizlik, emir-komuta zincirinin çökmesi nihayetinde askerin moralini de çökertti ve 2 Kasım günü henüz bir yenilgi olmamasına rağmen Osmanlı ordusu geri çekilmeye başladı. İlk geri çekilen Uşak Redif Tümeni oldu. Yemek, su ve barınak olmaksızın yorgun ve üşümüş bir halde düzensizce geri çekilen Osmanlı askerleri kolera ve dizanteriye yakalandı. Salgın hastalıklar Osmanlı ordusuna 40 bin zayiat daha verdirdi. Neticede Osmanlı bir hafta içerisinde ikinci büyük yenilgisini almıştı. Bu yenilgi Kırkkilise'deki yenilgiden daha da ağırdı. Üstelik İstanbul önündeki son cephe de çökmüş, Bulgar ordusuna İstanbul yolu açılmıştı. 3 Kasım’da Çorlu, 6 Kasım’da da Tekirdağ Bulgarların eline geçti. Savaş başlayalı 1 hafta olmasına rağmen perişan halde dönen askerleri ve göçmenleri gören İstanbul halkı tehlikenin farkına vardı. ‘Bulgarlar İstanbul'a giriyormuş, her şey bitmiş’ gibi dedikodular abartılı bir şekilde ağızdan ağza dolaşarak şehirdeki panik havasını arttırdı. Oysa Bulgar ordusu yorgunluk ve salgın hastalık sebebiyle istirahate muhtaçtı, Osmanlı ordusunu takip edemedi. Tam 5 gün boyunca dinlendiler. Bu sayede Osmanlı ordusu tekrar kaçmayı başardı ve Çatalca önlerinde İstanbul için yapılacak olan son savaşa hazırlanmaya başladı” şeklinde konuştu.
Balkan Savaşları'nda Edirne savunma hattının en önemli askeri alanlarından Hıdırlık Tabyasının 2011 tarihinde restore edilerek ‘Edirne Balkan Tarihi Müzesi" olarak kapılarını ziyaretçilere açtığını ifade eden Aşcı; “Bu müzede Balkan Savaşlarında önemli vazifeler gören Uşak Redif Tümeni askeri 90 yaşındaki Uşak Paşalar Köylü Mehmet Ağa'nın fotoğrafı yer almaktadır. Mehmet Ağa ise Mehmet Niyazi Özdemir'in Yazılamamış Destanlar isimli romanında şöyle anlatılmaktadır; ‘Bu mücadele için toplanan gönüllülerin arasında 90 yaşındaki Uşaklı Mehmed Baba da vardır. Yıldız, Taksim ve Metris kışlalarında eğitim yapan gönüllülerin İstanbul’dan hareket edişine Uşak’ın Paşalar köyünden gelmiş olan Mehmed Baba’nın varlığı ve duruşu damgasını vurur. Uşaklı Tahtakılıç ailesinin organize ettiği gönüllülerin içinde Uşaklı Mehmed Baba da bulunmaktadır. 90 yaşına yaklaşmış Uşaklı Mehmed Baba tüfeğiyle gönüllü kuvvetlerin içinde görününce bu geçişi seyredenler gözyaşlarını tutamamışlardır. Onun bu yaşında bütün varlığıyla Edirne’nin geri alınması için duyduğu heyecan, gönüllü kuvvetler için de adeta bir itici güç olmuştur. Uşaklı Mehmed Baba’nın İstanbul’dan beri dilinde tek bir dua vardır. ‘Ya ilahe âlemin! Şu mübarek şehrimize bayrağımızı çekmeyi bana nasip eyle; sonra da emanetini al’ İşte bu ruh, 90 yaşında bir ihtiyarı Uşak’tan kaldırıp Edirne kapılarında vuruşmaya götürmüştür. Zulmü ve esareti kabul etmeyen bir ihtiyar Edirne ve Trakya’dan yükselen feryadı duymuş ve omzunda tüfeği, göğsünde de Edirne hükümet konağında yeniden dalgalandığını görmek istediği bayrağıyla yola düşmüştür.” sözlerini kullandı.
Edirne ili geri alındığında Avrupalı gazetecilerin şehre akın ettiğine değinen Aşcı; “Uşaklı Mehmed Baba’nın da içinde bulunduğu gönüllüler Edirne’yi geri alınca bu olay Avrupa’da büyük yankılar meydana getirir. Edirne şehri Avrupalı gazetecilerin adeta akınına uğrar. Bu tarihlerde Bulgarların İstanbul’a girmelerini bekleyen Avrupa kamuoyu şaşkınlık içindedir. Edirne’ye gelen gazetecilerin gözleri düzenli ordu birliklerini arar. Fakat görüp görebildikleri askerler kılık kıyafetleriyle birbirlerinden farklılık arz etmektedirler. Tüfeği, kalpağı, arması ve bembeyaz sakallarıyla Uşaklı Mehmed Baba gazetecilerin ilgi odağı haline gelmekte gecikmez. Balkan Savaşlarının 90’lık yaşlı kahramanı Mehmet Ağa; Uşak şehrinin eşrafından Uşak Belediyesi Kayaağıl Termal Tesisleri Müdürü Enver Başakçıoğlu ile MÜSİAD Uşak Şubesi Başkanı Nuri Aslan'ın dedeleridir. Uşak Paşalar Köyünden Mehmet (Aslan)Ağa büyüğümüzü saygı ve rahmetle anıyoruz” şeklimde konuştu.