İnsanlar sabah uyandığında ilk refleksi yüzünü yıkamak değil, bidonla su aramak olmuş. Çamaşır makinesi çalışmıyor, vatandaşlar banyo yapamıyor! Anlaşılan şehirde görülmeyen ve çözüm üretmeyen

BAŞKAN NEREDE?

Ve o şehrin belediye başkanı ortada yok!

Evet, Uşak susuzlukla kıvranırken, Başkan Özkan Yalım yok hükmünde!

Koltukta mı? Belli değil. (Ziyaretçiden ziyaretçiye)

Sahada mı? Hiç görülmedi. (Birkaç Esnaf Toplantısı)

Bir çözüm sundu mu? (Hayır.)

Halkla yüz yüze geldi mi? (Asla!)

Uşak’ta su değil, sabır taştı!

Bu şehirde artık su bir nimetten çok, mucizeye dönüştü. İnsanlar haftalardır çeşmeden bir damla suya hasret kaldı. Günlerce süren kesintiler başladı. Hem fiziksel yaşamı hem de psikolojileri tüketti. Çocuklar ter kokularıyla sokaklarda, vatandaşımız bazı mahallelerde parfüm kokuları ile gününü idare ediyor.

Belediye ne yapıyor?

Hiçbir şey.

Sadece ara sıra da değil, günlük olarak gelmeye başlayan kuru bir mesaj:

“Arıza nedeniyle su kesintisi yaşanacaktır…”

Vatandaş artık o mesajı görünce tansiyonu çıkıyor. Çünkü bu bir gün değil, iki gün değil; bir şehrin yok sayılmasıdır!

“Röportajlarla şehir yönetilmez!”

Sayın Başkan, siz bir şehri yönettiğinizin farkında mısınız? Artık bir Milletvekili değil, Belediye Başkanısınız!

Sosyal medyada birkaç paylaşımla, kamera karşısında verilen sempatik röportajlarla mı yönetilecek bu şehir?

Uşak halkı çile çekiyor, siz hangi Avrupa seyahatindesiniz?

Vatandaşlar 40 yıl öncesindeki gibi ellerinde bidonlar, çeşme başlarında sıralarda ya da şu anda çok fazla bulunmayan eşeklere bağlanan heybelerde mi suyunu evine taşıyacak?

Ya da itfaiye, Sağlık Müdürlüğü’nün takibini yapamadığı arazözlerle su kesintilerinin yaşandığı sokaklarda denetime mi çıkacak?

Avrupa görmüş bir başkana yakışır mı memleketinde bidonla su taşıyan insan?

Siz hangi otelin lobisinde selfie çekiyorsunuz?

GÖRÜNMEZ OLAMAZSIN!

Yeni Evleneceklere Mobilya Alışverişi Rehberi
Yeni Evleneceklere Mobilya Alışverişi Rehberi
İçeriği Görüntüle

Uşak’ta yaşanan su krizi, sadece teknik bir arıza değil, bir yönetim felaketidir!

Çünkü bir belediye başkanı, halkı susuzluktan kıvranırken görünmez olamaz.

Bir belediye başkanı, çözüm üretmeden sahneden çekilemez.

Bir belediye başkanı, kriz anında halkının karşısında duramıyorsa o koltuğu hak etmiyor demektir!

Peki Başkan Neden Psikoloğa Gitti?

Halk su için kıvranırken, vatandaş bidonla sıra beklerken, çocuklar ter kokusuyla yatarken Başkan'ın psikolog karşısında poz vererek röportaj vermesi Uşaklıların aklında tek bir soru bırakıyor:

"Başkan psikoloğa neden gitti?

Halkla yüzleşemediği için mi? Yoksa susuzluğu anlamaya mı çalışıyor?

Şehir yanarken, yöneticinin kendini anlatmaya çalıştığı bir terapi seansı mı gerek Uşak’a?

Uşak, musluklarından su yerine psikolojik değerlendirme mi akıtacak?"

Bu sorunun yanıtı hâlâ verilmiş değil. Ama halk cevabını çoktan verdi: "Biz artık psikoloji değil, su istiyoruz!"

42 yıllık gazetecinin haykırışı: “Bu kaçıncı kayboluş başkan!”

Uşak’ın susuzlukla mücadelesi bugünün meselesi değil.

Avrupa’lardan hibe itfaiye araçları getirdin, Allah korusun bir yangın çıktı, suyu nerede bulacaksın sorarım sana?

Yıllar önce bu krizi haber yapan, defalarca belediyeyi uyaran gazeteciler şimdi çaresizce aynı manzaraları yeniden izliyor.

Bir gazeteci olarak, 42 yıllık kalem tecrübemle söylüyorum:

“Bu şehir su için feryat ediyor ama başkan hâlâ suskun. Seçimden seçime görünen, halkla göz göze gelmekten kaçan, su krizine çözüm yerine açıklama yapan bir başkanla bu şehir nereye gidebilir? Bu mudur vizyon? Bu mudur hizmet?”

Uşak artık bahane değil, çözüm istiyor!

Sayın Yalım, susuzluğun bahanesi olmaz!

Kuraklık mı diyorsunuz? Diğer şehirler neden bu kadar etkilenmiyor?

Altyapı mı diyorsunuz? Yıllardır Uşak'ın altyapısı neden güncellenmedi?

Küresel iklim krizi mi diyorsunuz? Belediyemizin bununla ilgili hangi somut adımı var?

Hiçbir cevap yok!

Ama Uşak halkının bir cevabı var:

“Bizi yöneten, bizimle birlikte susuzluk çeken bir başkan istiyoruz! Fotoğraf çektiren değil, çözüm üreten birisini istiyoruz!”

Yeter artık!

Bu şehir daha ne kadar susacak?

Kaç mahalle daha susuz kalacak?

Kaç çocuk daha banyo yapamadan yatağa girecek?

Sayın Başkan, ya bu şehre su getirirsiniz…

Ya da susuz kalan halk, sizin siyasi ömrünüzü kurutur!

Bu suskunluk, bu ortadan kayboluşluk, bu ilgisizlik artık kabul edilemez!

Çünkü musluklardan su akmıyor ama halkın gözlerinden sabır taşıyor…

Muhabir: YAVUZ KUŞDEMİR