Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, Uşak’ın tarihiyle ilgili önemli bir açıklama yaptı. Aşcı, 1894 yılında gerçekleşen ve "Koca Yangın" olarak bilinen büyük felaketi anlatarak, Uşak'ın kentleşme sürecinde yaşanan önemli dönüm noktalarına da değindi. Bu yangının, Uşak’ın tarihinde büyük bir yer tuttuğunu belirten Aşcı, kentin ilk imar planını hazırlayan kişinin kim olduğuna dair de dikkat çeken bilgiler verdi. Aşcı, 27 Ağustos 1894 günü, akşam saat 19.00’da Pekmez Han’da başlayan büyük yangının Uşak tarihinde unutulmaz bir iz bıraktığını söyledi. Şiddetli rüzgârın etkisiyle kısa sürede kentin dörtte üçünü yakarak büyük bir felakete yol açan yangın, halk arasında "Koca Yangın" olarak anılmaktadır. Yangının, Pekmez Han’da bulunan tiyatrocuların kullandığı fenerlerin tavandaki süsleme kağıtlarını tutuşturmasıyla başladığı ve hemen ardından rüzgârın etkisiyle kentin dört bir yanına yayıldığı rivayet edilmiştir.

O dönemin tanıklarından olan Öğretmen Haşim Tümer’in anlatımına göre, tiyatroda kullanılan yakıların bir şekilde yangına sebep olduğu ve halk arasında, "Açıkta karı oynatan dinsizler cezasını görsün" gibi söylemlerle yangının yayılmasına engel olunmaya çalışıldığı ifade edilmektedir. Bu olay, yangının kontrol altına alınmasının önündeki en büyük engel olmuştur. Tümer, yangının büyüklüğünü şu şekilde anlattı: "Yangın o kadar büyüdü ki, artık müdahale edilse de söndürmek mümkün olmadı. Sonuç olarak, 12 mahalleden 11’i tamamen yanmış ve kent büyük bir harabe haline gelmiştir." Koca Yangın

Yangının büyük bir yıkıma yol açmasına rağmen, halkın gösterdiği dayanışma ve yardımlaşma sayesinde Uşak hızla toparlanmıştır. Tümer, yangından sonra halkın yeniden hayata tutunabilmesi için varlıklı kişilerin ve tüccarların önemli rol oynadığını belirtti. Yangının ardından zenginler, yardım göndermiş ve ekmek dağıtımı yaparak halkın açlık çekmesinin önüne geçmişlerdir. Özellikle halı tüccarları, halkın ev yapmalarına yardımcı olmak amacıyla geniş krediler açmış ve işçilere ödeme kolaylıkları sağlamıştır. Tümer, kendi ailesinin de bu süreçten etkilendiğini ve babasının, bir halı tüccarının verdiği kredi ile evini yeniden inşa ettiğini belirtti. O dönemdeki sosyal dayanışma, Uşak halkının yeniden ayağa kalkmasına büyük katkı sağlamıştır.

Yenilebilir Enerji Kaynaklarına Yüzde 75 Hibe Desteği Yenilebilir Enerji Kaynaklarına Yüzde 75 Hibe Desteği

Yangının ardından Uşak’ta başlatılan yeniden inşa süreci, devletin destekleriyle hız kazanmıştır. 1867 yılında olduğu gibi, devlet ormanlarından ucuz çam kesimi ruhsatları verilerek, inşa edilecek evler için gerekli malzeme temin edilmiştir. Tümer, 5 Ekim 1894’te Osmanlı Devleti tarafından yanan Uşak’ın yeniden inşası için Ermeni asıllı mühendis Ohannes Mühendisyan’ın görevlendirildiğini, ancak bu süreçte yerel güçlü kişilerin engellemeleriyle karşılaşıldığını ifade etti. Mühendisyan, ne yazık ki bu engellemeler nedeniyle projeyi tamamlayamamıştır. Ancak, Uşak’ta imar süreci, 1900 yılında başka bir Ermeni mühendis olan Oseb Kardeşyan’ın göreve başlamasıyla devam etmiştir. Kardeşyan, Uşak’ın imar planını tamamlamış ve kenti yeniden şekillendirmiştir. Oseb Kardeşyan, aynı zamanda ünlü Kardashian ailesinin dedesi olup, 1914 yılındaki Ermeni Tehciri’ne maruz kalan bir ailedendir. Tümer, bu bağlantıyı da şu şekilde aktarmıştır: “Oseb Kardeşyan’ın ailesi, Erzurum kökenli Osmanlı Ermeni cemaatinin önde gelen ailelerinden biriydi. Kardeşyan, Uşak’ın imar planını tamamlayarak kentteki modernleşme sürecinde büyük bir rol oynamıştır.”

Oseb Kardeşyan’ın, ABD’li ünlü reality show yıldızı Kim Kardashian’ın dedesi olduğu bilgisi de Tümer tarafından verilmiştir. Kardeşyan ailesi, 1914’teki Ermeni Tehciri'ne maruz kalmış ve bu dönem, özellikle uluslararası alanda Ermeni Soykırımı iddialarının kabul görmesinde önemli bir rol oynamıştır. Aşcı, Kardeşyan ailesinin bu tarihi süreçteki yerini ve yaşanan olayların ardından hala süregelen etkilerini vurgulayarak, Uşak’ın imar planının hazırlanmasının, aynı zamanda daha geniş tarihsel ve kültürel bağlamlar açısından önemli olduğunu ifade etti.

Muhabir: Melike Pancarcı