22.12.2024 22.12.2024

İngilizce öğretmeni olan Eşme’li Doğuş Şeker, 2 yıldır babası Mesut Şeker ile birlikte çocukluk hayali olan antika dükkanını işletiyor. “Deli Antika” dükkanını açmasındaki asıl sebebin eşyaların üzerindeki küf olduğunu belirten Doğuş Şeker, yaptığı açıklamada; Beni bu işi yapmaya iten şey sanırım eşyalardaki küf. Eşyaların eski olması hep görsel olarak hoşuma gitmiştir. İşimizi seviyorum yoksa katlanılanak bir şey değil. Göründüğü gibi çok kolay bir iş değil. Bir market gibi değil. Aynı ürünün stoğu yok. Tek tek araştırıp bulmanız gereken bir şey. Bizde sadece bu dükkanda antika ürünler yok. Yeni ürünler de var. Antika ürünler de var. Dönem ürünü dediğimiz şeyler de var. 60’lı, 70'li yıllardan kalan ürünler de var. Bir ürünün antika olması için nadir olması gerekiyor. Çok eski bir nesne, bir ürün antika sayılmıyor. Hem nadir hem de değerli olması gerekiyor. Damga çok önemli ürünlerdeki ürünün menşeili ya da yapım yılını belirten bir damga mühür olabilir. Bunlar önemli şeylerdir. Kondisyonu aynı şekilde önemlidir. Kondisyonu yüksekse hem bizim için önemli hem karşı taraf için daha uygun. Şunu demek istiyorum. Müşteri bozuk bir duvar saati almaktansa çalışan bir duvar saati almayı ister” dedi.

Küçüklüğünden bu yana antika eserlere ilgi duyduğunu ifade eden Doğuş Şeker, antika dükkanını nasıl açmaya karar verdiği kapsamına ilişkin yaptığı açıklamada; “Öğretmenliğe iki sene kadar ara vermiştim. O sırada ne gibi işlerle uğraşayım derken bu ilgi alanıma yönelmek aklıma geldi. Dolayısıyla da antika dükkanı açmaya karar verdik. Türkiye'nin her yerinden ve Avrupa'dan ürünlerimizi temin ediyoruz. Genellikle Almanya, Fransa menşei ağırlıklı olarak ürünler dükkanımızda bulunuyor. Bizzat oradan direkt olarak getirdiğimiz ürünler de var. Ya da diğer esnaf arkadaşlardan mezatlardan vs. Temin ettiklerimiz var. Dükkanımızda genel olarak; saatler, radyolar, daktilolar, gramofonlar, plakçalar, tablolar, küçüklü büyüklü cep saatleri, köstekli saatlerimiz mevcuttur. Şu anda yolda gelmekte olan çok değerli bir eser sipariş ettik. Onu söylemeyeceğim. Sürpriz olsun. Sayfayı takip edenler oradan görsün. Şu an çok eski eser olarak mevcut olan sanırım bir tane 1940'lı yıllardan kalma hesap makinemiz var. Bu mekan beni mutlu hissettiriyor. Mesela bu dükkandaki, şu duvardaki yeşil tonu benim aynı zamanda 7 senedir evimde kullandığım duvar rengidir. Dolayısıyla burada evimde gibiyim. Dükkanın tasarımı ve dizaynının güzelliği babadan geliyor. Tasarım ve dekor kanımızda var. Uşak gelişmekte olan bir şehir umarım antika eserlere olan ilgi çoğalır” şeklinde konuştu.

Antika dükkanının bir diğer sahibi, Doğuş Şeker’in babası Mesut Şeker “Deli Antika” dükkanı kapsamına ilişkin yaptığı açıklamada; “5 yıldır Uşak’tayım. 2 yıldır antika işi yapıyoruz. Bu işe başlamama oğlum vesile oldu. Oğlumun çocukluktan bu yana antika eserlere ilgisi var. Genel olarak dükkanımızda Avrupa’dan gelen eserler bulunuyor. Yakın dönem, eski dönem eserler mevcuttur. Uşak’ta yeteri kadar antika eserlere maalesef ilgi çok az görülüyor. Beklentimiz karşılanmıyor. Ürün çeşidimizde sınır yok. Dediğim gibi genel olarak antika eserlerin çoğu Avrupa'dan geliyor. Bizde bu kültür çok fazla yaygın değil. Bilhassa Uşak'ta yaygın değil. Yeni yeni tanınmaya, yeni yeni oturtmaya çalışıyoruz. Bunu da en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Mümkün olduğu kadar bu ürünleri tanıtmaya çalışıyoruz. Bu iş yerimizde bulunan tüm ürünlerin işlevsel olmasına dikkat ediyoruz, eserlerin bakımlarını yaptırıyoruz, çalışmayan herhangi bir ürünümüz yoktur. Ve de garantili olarak veriyoruz. Müşteriye geldiğinde diyoruz ki ‘Bunun burasında bu var, bu yaşanmışlıktan kaynaklanan bir şey’ diye söylüyoruz. Bir asırlık ürün de var, yeni dönem ürün de var. Ürün yelpazemizde sınır yok. Her çeşit ürünü bulundurmayı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

Deli Antika dükkanının sahibi Mesut Şeker, dükkana sadece alıcıların değil, müze gibi gezip görmek isteyenlerinde geldiğine değinerek yaptığı konuşmasında; “ Bu işe gönül veren kişiler de var. Gelip müze gibi gezip görmek isteyenler de var. Buraya geldiklerinde ‘Şu bizde vardı, bu bizde vardı, anneannemde vardı, dedemde vardı, ancak çöpe atıldı’ dediklerinde çok üzülüyorum. Çoğu çöpe atılmış veya diğer burada antika toplayan arkadaşlara satılmış. Dükkanıma gelenler genelde çocukluklarına dönüyorlar. O günleri hatırlıyorlar. Bu da bize güç veriyor. İnsanları eskiye götürmek, çocukluğuna götürmek, geçmişte kullanılan bir takım şeyleri burada görmesini sağlamak bizi mutlu ediyor” ifadelerine yer verdi.

Editör: Gülcan Aydoğdulu