Uşak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kent Belleği Projesi Sorumlusu Ömer Aşcı, yaptığı açıklamada, Müftü Hacı Nazif Efendi’nin, 31 Aralık 1919'da Nazilli Jandarma Tabur Kumandanı Abidin Bey ile Güney Cephesi Umum Kuvayi Milliye Kumandanı Demirci Mehmet Efe’ye bir yazı göndererek, 13-14 Aralık tarihlerinde kendisine gönderilen şifreleri aldığını ve bu bilgilerin doğrultusunda Ankara'dan ayrılmasının mümkün olmadığını bildirdiğini ifade etti. Efendi, bu sebeple, Ankara'dan ayrılmasına imkân bulunmadığı için, seçilen mebusları İstanbul’a davet etmiştir. 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul’da Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı açılmış olsa da Aydın mebuslarının mazbataları ancak 26 Ocak 1920 tarihli üçüncü oturumda onaylanmıştır. Bu tarihler, Kurtuluş Savaşı sürecindeki kritik anlardan birini işaret ederken, Aydın bölgesinin temsilcilerinin İstanbul’daki mecliste yer alabilmesi için geçen süreyi de gözler önüne sermektedir. Ancak, Eşme Kuvayi Seyyare Kumandanı Müftü Hacı Nazif Efendi, Osmanlı Meclis-i Mebusanı seçimlerinde kendisine teklif edilen mebusluk adaylığını kabul etmemiştir. Bunun en önemli nedeni, sağlık durumunun kötüleşmiş olmasıdır.
Diğer taraftan, Uşak'ta yerel bir hareket olan Hareketi Milliye Reddi İlhak Cemiyeti Heyeti Merkeziyesi Reisi Uşaklı Paşazade İbrahim Kazım (Tahtakılıç) Efendi, 31 Aralık 1919 tarihinde gönderdiği yazıda, Müftü Hacı Nazif Efendi’nin altı gündür hastalık nedeniyle yatağa mahkûm olduğunu ve tedavisine özenle devam edildiğini belirtmiştir. Kazım Efendi, “İnşallah yakın zamanda sağlığına kavuşacaktır” diyerek, müjdeyi vermiştir. Ancak, sağlık durumu nedeniyle, Müftü Hacı Nazif Efendi’nin Uşak’tan ayrılmasının işleri aksatacağı ve ayrılmasının sadece bir hafta için mümkün olabileceği ifade edilmiştir. Kazım Efendi, yazısında ayrıca, Müftü Hacı Nazif Efendi’nin sağlık durumunun bir hafta içinde düzelmesi durumunda hareketin işlerinin devam edebileceğini, ancak tedavi sürecinin belirsizliğinden ötürü ayrılışın ne zaman gerçekleşeceğinin bilinmediğini dile getirmiştir. Yazıda, “Adı geçen kişi sebebiyle doğrudan doğruya heyetimizle muhaberenizden dolayı hem Müftü Efendi’ye ve hem de zatı aliyi vatanperverânelerine/vatansever şahsınıza teşekkür ederiz.” şeklinde bir teşekkür ifadesine de yer verilmiştir.
Bu yazışmalar, dönemin vatansever liderlerinin birbirleriyle olan sıkı iletişimini ve büyük fedakarlıklarını ortaya koymaktadır. Müftü Hacı Nazif Efendi’nin sağlık sorunları nedeniyle yaşadığı zorluklar ve Paşazade İbrahim Kazım Efendi’nin ona duyduğu derin saygı ve minnettarlık, Kuvayi Milliye hareketinin dayanışma ruhunu simgeliyor. Aynı zamanda bu olay, yerel liderlerin ve halkın bağımsızlık mücadelesindeki önemli rollerini de gözler önüne seriyor. Uşak’tan gelen bu tarihi yazı, bölgenin Millî Mücadele dönemindeki derin izlerini ve kahramanlık öykülerini yaşatmaya devam ediyor. Bu tür belgeler, şehrin geçmişine ışık tutarken, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin unutulmaz anılarını günümüze taşımaktadır.