Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Türkiye genelindeki cezaevlerinde görev yapan yaklaşık 400 aile hekimi, hemşire ve ebenin ağır çalışma koşullarına rağmen ciddi hak kayıpları yaşadığını açıkladı. Sendikanın Cezaevi Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, cezaevlerinde sunulan sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği için acil yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. AHESEN Genel Başkanı Dr. Ahmet Kandemir, Cezaevi Komisyon Sorumlusu Dr. Hakan Kılıç ve Komisyon Üyesi Dr. Ufuk Mahmut Bilgilisoy, cezaevi sağlık çalışanlarının “yüksek risk altında, hak kaybına mahkûm edildiğini” belirterek kapsamlı bir reform çağrısı yaptı.
Dr. Kandemir, cezaevlerinde çalışan aile hekimleri, hemşireler ve ebelerin hem mahkumların hem de cezaevi personelinin sağlığından sorumlu olduğunu, buna rağmen bu birimlerin en riskli çalışma alanları arasında sayılmasına karşın çalışanların yıpranma payı hakkından yararlanamadığını ifade etti. Geriye dönük yıpranma payı, erken emeklilik avantajı ve ek tazminat taleplerinin yıllardır karşılanmadığını söyleyen Kandemir, bunun çalışanlar için büyük bir adaletsizlik olduğunu vurguladı.
Komisyonun raporunda dikkat çekilen bir diğer sorun, cezaevi birimlerinin nüfus katsayısındaki adaletsizlik oldu. Dr. Hakan Kılıç, mevcut katsayının 2,25 olduğunu, bu birimlerin “zorunlu düşük nüfuslu birim” statüsüne alınması halinde katsayının 3,71’e çıkacağını belirterek, 1000 nüfuslu bir birimin hak edişinin 1700 nüfuslu bir birimle eşitlenebileceğini söyledi. Kılıç, mahkûmun bir yıl boyunca sağlık birimine hiç başvurmaması nedeniyle yapılan kesintilerin de hakkaniyetle bağdaşmadığını, özellikle cezaevine yeni gelen mahkûmların sistemsel nedenlerle sağlık hizmeti almamış sayılmasının çalışanların gelirini düşürdüğünü aktardı.
Cezaevlerinde standart tarama kriterlerinin uygulanmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirten AHESEN, serviks, meme ve kolorektal taramalar gibi performans şartlarının cezaevi yapılarıyla uyumlu olmadığını ifade etti. Bazı birimlerde kadın mahkûm dahi bulunmadığını hatırlatan Dr. Kılıç, negatif performans yerine “tam performans” verilmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Cezaevi sağlık çalışanlarının hazırladığı raporların ücretsiz sayılmasının da büyük bir hak kaybı oluşturduğunu belirten Dr. Ufuk Mahmut Bilgilisoy, rapor ücretlerinin tüm birimlerde eşitlenmesi gerektiğini vurguladı. Cezaevlerinde görev yapacak sağlık personeli bulmanın giderek zorlaştığını, Adalet Bakanlığı’na bağlı sağlık memurlarının geçiş süreçlerinin kolaylaştırılması ve kamu dışı personel alımlarının açılması gerektiğini söyledi.
AHESEN’in raporunda fiziki yetersizlikler de önemli bir başlık olarak yer aldı. Çok sayıda revirin temel ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu, dinlenme alanlarının dahi bulunmadığını belirten komisyon, kampüs tipi cezaevlerinde ambulans ve ring araçlarının yetersizliği nedeniyle acil durumlarda hayati gecikmeler yaşandığını aktardı. MBYS sistemi ve internet altyapısının birçok cezaevinde sağlıklı çalışmadığını belirten AHESEN, veri güvenliği açısından altyapının acilen güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Çocuk mahkumların tedavilerinde vasilik onayının telefonla alınmasının hukuki ve tıbbi risk doğurduğunu dile getiren komisyon, bu süreç için resmi bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtti. Aşı malzemeleri ve laboratuvar kitlerinin düzenli şekilde cezaevlerine ulaştırılmasında yaşanan aksaklıklar da raporda öne çıkan başlıklardan biri oldu. Psikiyatri ve göz hastalıkları gibi branşlarda uzman hekimlerin cezaevlerine aylık periyotlarla gelmesinin sağlık hakkı açısından zorunlu olduğu vurgulandı.
AHESEN, cezaevlerindeki darp ve cebir vakalarında raporların birinci basamakta değil, hastane acil servislerinde düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Adli tıp, acil müdahale ve bulaşıcı hastalıklar gibi alanlarda özel eğitim programlarının başlatılması gerektiğini söyleyen sendika, cezaevi sağlık çalışanlarının güvenli hizmet sunabilmesi için bu eğitimlerin hayati önem taşıdığını ifade etti.
AHESEN yöneticileri Kandemir, Kılıç ve Bilgilisoy, “Cezaevlerinde görev yapan aile hekimleri, hemşireler ve ebeler unutuluyor. Risk büyük, sorumluluk ağır ama karşılığı yok. Bu yapısal sorunlar çözülmezse hem çalışanlar hem de mahkûmlar için ciddi sonuçlar doğacak” diyerek çağrılarını yineledi. (AHESEN)