Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Gülşah Keçebaş, antibiyotiklerin insanlık tarihindeki dönüştürücü rolünü ve bugün gelinen kritik direnç sorununu hatırlatarak toplumun tüm kesimlerine “Her reçete bir sorumluluk, her ilaç bir karardır” mesajıyla seslendi.
Antibiyotiklerin ortaya çıkışından önce enfeksiyon hastalıklarının insanlık için büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Keçebaş, 19. yüzyılın sonlarına kadar basit bir boğaz enfeksiyonunun bile ölüm sebebi olabildiğini ifade etti. Cerrahların eldivensiz ameliyat yaptığı, doğum yapan kadınların yarısının enfeksiyon nedeniyle kaybedildiği bir dönemden bugünlere gelindiğini hatırlatan Keçebaş, “Mikrop teorisi anlatılıyor ama kimsenin elinde mikropları durduracak bir silah yoktu” dedi.
Ünlü bakteriyolog Alexander Fleming’in 1928’de penisilini keşfetmesinin tıbbın kaderini değiştirdiğini belirten Keçebaş, buluşun yıllar süren çalışmalarla klinik kullanıma geçtiğini ve II. Dünya Savaşı’nın görünmeyen kahramanına dönüştüğünü söyledi. “Penisilin mermiden daha çok hayat kurtardı” sözünün, o dönemin etkisini net şekilde özetlediğini ifade etti.
1940–1970 yılları arasında yaşanan “antibiyotiklerin altın çağı”nın modern tıbbı inşa ettiğini anlatan Keçebaş, streptomisin, tetrasiklin, eritromisin ve sefalosporin gibi ilaçların pnömoni, menenjit, frengi ve tüberküloz gibi hastalıkları ölümcül olmaktan çıkardığını belirtti. Cerrahi operasyonların güvenli hâle geldiğini, organ nakillerinin ve kemoterapi tedavilerinin bu sayede mümkün olduğunu aktardı.
Ancak Fleming’in bile Nobel konuşmasında “Bilinçsiz kullanım direnci doğuracaktır” uyarısında bulunduğunu hatırlatan Keçebaş, yanlış ve aşırı antibiyotik kullanımının bakterileri eğittiğini, dirençli suşların yayılmasıyla bazı enfeksiyonların yeniden ölümcül hâle geldiğini söyledi. “Bugün antimikrobiyal direnç her yıl 1,2 milyondan fazla insanın doğrudan ölümüne neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Bakterilerin genetik miraslarını hızla aktarabildiğini, tarım ve hayvancılıkta kontrolsüz antibiyotik kullanımının direnci tetiklediğini belirten Keçebaş, “Basit bir idrar yolu enfeksiyonu bile çok ilaca direnç nedeniyle haftalarca sürebiliyor. Yeni doğanlar, yaşlılar ve kanser hastaları için bu durum hayati risk taşıyor” dedi. Eğer önlem alınmazsa 2050’de her yıl 10 milyon insanın direnç nedeniyle hayatını kaybedebileceği uyarısını yaptı.
Türkiye’nin bu alandaki dönüşümüne de dikkat çeken Keçebaş, 2003’te başlatılan Akılcı İlaç Kullanımı politikasıyla reçetesiz antibiyotik satışının sınırlandırıldığını, 2011’de reçetelerde yer alan antibiyotik oranının %35’ten 2022’de %24’ün altına düştüğünü aktardı. Ulusal AMR Sürveyans Programı sayesinde direnç verilerinin düzenli izlendiğini söyleyen Keçebaş, E. coli ve Klebsiella pneumoniae gibi bakterilerde karbapenem direncinin bazı merkezlerde %5’in altına düşmesinin alınan önlemlerin etkisini gösterdiğini ifade etti.
Açıklamasının sonunda toplumun tüm kesimlerini bilinçli davranmaya davet eden Uzm. Dr. Keçebaş, “Antibiyotikler insanlığın en parlak keşiflerinden biridir ama yanlış kullanıldığında kendi mucizesini tüketen bir armağandır. Tarih bize şunu öğretti: Her mucize, akılla korunmadıkça sonsuza dek sürmez. Her reçete bir sorumluluk, her ilaç bir karardır.” mesajını verdi.





