İlimizde şu anda en hızlı çalışan ve en gelir getirici sanayi kolu geri dönüşüm oldu. Son yıllarda işletmelerin kendi elektriklerini de üretiyor olmaları gelirlerini daha da arttırmalarını sağladı. Eskiden ilimizi ayakta tutan ayni sektörün alt dalları olan iplikçilik ve dokumacılığın yerini neredeyse tamamen geri dönüşüm aldı. Geri dönüşümün ilimizde devam etmesinden yanayız. Ne olursa olsun ilimizin iş hayatına bir canlılık getirmekte birçok insanımızın evine ekmek götürmesini sağlamaktadır. Her iş kolu bizler için değerlidir bu nedenle İlimizde var olan sektörleri ve işletmeleri geliştirmek ve yaşatmak zorundayız. İlimiz bu gün aslında emekli kenti haline gelmiştir. Bu, cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet kurulduktan sonra başta tekstil olmak üzere özel sektör ve şeker fabrikasının ilimiz insanına iş vermesi sayesinde olmuştur. Kamu emeklilerimiz ve ilimizde çalışırken emekliye ayrılmış, şehrimize yerleşmeye karar vermiş çalışanlarımız, üniversitemiz ile birlikte günlük hayat ekonomisini ayakta tutar hale gelmiştir. Artık bundan sonraki yıllarda günlük ekonomi hayatımızı ayakta tutanın sanayi olması en büyük beklentim ve hayalimdir. Günümüzde zaten teknolojinin getirdiği istidam azlığına birde işe talipli genç nüfusu ve göç edenleri de koyunca ilimizde ciddi bir işsizlik ve mutsuzluk hâkim olmaya başladı. İlimizde sanayiyi ayakta tutan ve çarkları dönen branş sadece nerdeyse geri dönüşüm kaldı. Ama geri dönüşüm diğer tekstil ve hizmet sektörüne göre daha az istihdam yaratan ve daha az kalifiye elamana ihtiyacı duyan iş kolu olması nedeni ile ilimizde günlük hayata ve hane halkına en az gelir etkisi yapan bir iş kolu olmuş durumda. Siftah yapamadan kapan veya günlük giderlerini kazanmadan günü bitiren esnafa istenilen katkıları verememiştir. İmalat girdilerinin birçoğu kayıtlı olmadığı için tam kayıtlı bir üretim yapamadığından gerekli vergiler ödenmemekte bunun sonunda ilimizin genel bütçeye katkısı yükselememektedir. Bunun sonunda ilimizin de genel bütçeden aldığı pay az olmaktadır. İlimizde geri dönüşümün sürmesinden yanayız. Ama sadece çevreye olumsuz etki yaratan gelen atıklarda şehrin hava kalitesini bozan değil, daha kalifiyeli çalışanların olduğu ve müşteri memnuniyeti yaratan bir şekilde yeniden yapılandırmak zorundayız. Geri dönüşümü nano teknoloji ile üretmemiz gerekir. İşletmelerimiz, kimya, makine, tekstil mühendislerinin, desinatörlerin ve laborantların çalıştığı yerler haline gelmelidir. Bir işletmemizin ürettiği nano teknolojili ipliği, diğer işletmemizin kumaş olarak dokumalıdır. Bu dokunan Nano kumaşları ise, birçok dikim atölyelerimiz dikilmeli ve sadece ülkemize değil bütün dünyaya oluşturulacak bir marka ismiyle satılmalıdır. Tekstilin neredeyse baş şehri olması gereken ilimiz çağa neden ayak uyduramamıştır. Bunun için gerekli olan girişimcilik ve güçlü girişimciler ilimizde fazlası ile var. Üniversitemiz de var. O zaman neyimiz eksik bizim? Veya sorun nerede diye düşünmek gerekir. Biraz düşününce Kent- Üniversite işbirliği konusunda başarısız olduğumuz gibi bir sonuç çıkarabiliyoruz. Peki; Kent- Üniversite işbirliğinin gelişmemesi Sanayi ve Ticaret Odamızın mı? Yoksa Üniversitemizin mi? Eksik iletişimlerinden kaynaklanıyor sorusunu akla getiriyor. Kentimiz yaşayanlarının bunları çok iyi düşünmesinde fayda var. Çünkü gençlerimize iş, aş ve eş gerekli. Bunun için en büyük umudumuz yine şehrimizdeki sanayicilerimiz ve üniversitemizdir. Hoşça kalın. (AZMİ YILANCIOĞLU)