Son zamanlarda, işiniz gereği veya bir iş için şehre indiğinde dikkatinizi çekti mi bilmem? Şehrimizde enerji ve sinerji ( görevdeşlik)azalması var. Enerjiden kastım. Yüksek motivasyonlu, hareketli, güler yüzlü ve mutlu pozitif insanlar. Neden motivasyonu düşük, bir şehir olduk. Sorusunun ilk akla gelen cevabı; korona salgını oluyor. Peki; sebep sadece bu mu? Başka etkenlerde var mı diye biraz kendi kendinize sorunu sorguladığınızda, altında yatan başka bir sürü sebebin olduğunu hemen görüyorsunuz. Elbette bir yıldır çok kötü şeyler yaşadık. Günlük hayat alışkanlıklarımız değişti. Günlük hayat alışkanlıklarımızı salgın nedeni ile kısıtlamamız, Esnafın hizmet üretmesini de şanslı olanlarda değiştirdi. Şanssız olanların ise işletmelerinin geçici veya kalıcı olarak kapanmasına neden oldu. Hayatın bir yıl içinde inanılmaz derecede pahalanması, salgınla birlikte gelirlerin düşmesi ile birlikte sıkıntılar nerdeyse karesi şeklinde günlük hayatımıza olumsuz etkiler yapmaya başladı. Hayat güzeldir filmini seyrettiniz mi bilmiyorum? Filim bir babanın, çocuğunu ikinci dünya savaşının ve esir kampının olumsuzluklarından moral vererek, güzel günleri hedef göstererek korumaya çalışmasını anlatır. İşte salgın nedeni ile bir yıldır yaşadığımız olumsuzlukların ilimizde enerji ve sinerji azalmasının önüne geçilememiş olmasının en önemli etkisinin ilimiz yaşayanlarına moral verilememesidir. Bir Şehre, moral ve motivasyonun verilebilmesi için öncelikle o ilde güvenilir, saygın, şehrin ileri gelen, insanların sayısının çok olması gerekir. Her şehirde zaten yeteri kadar saygın ve güvenilir insanlar mutlaka vardır. Fakat bu insanların halka motivasyon ve güven verebilmeleri için şehirle iletişimlerinin neredeyse birebir olması gerekir. Bunun içinde çeşitli etkinliklerle şehir yaşayanları ile bir araya gelmeleri, sadece anlatan değil, belki de daha fazlasıyla dinleyen kişiler olmalıdırlar. Fakat bu kadar büyüyen şehirlerde herkesle birebir iletişim kurmak çok zor hale gelmiştir. Bunun için belki ulaşılan insan sayısının çok olduğu sosyal medya kullanılabilir ama çok etkin bir çalışma olmaz. Sosyal medyada bir insan bir saat içinde belki de en az üç yüz gönderiyi okumakta ama hepsini hemen unutmaktadır. Ama yerel ve bölgesel medyanın ne kadar önemli olduğu işte burada ortaya çıkıyor. Yerel medya şehirdeki haberleri okuyan sentezleyen, doğru analizler yapan kişiler tarafından takip edilmekte ve bu insanlar genellikle çevreleri tarafından fikirleri ve yorumları doğru kabul edilen kişilerdir. Etkin ve gerçekten faaliyet gösteren tabela derneği veya vakfı olmayan sivil toplumlardaki kişilerde yerel medyayı yakından takip etmekte buradan edindikleri bilgilerle üyelerini, çevrelerini bilgilendirmekte ve şehre bu pencerelerden bakmalarını sağlamaktadırlar. Yerel medya ve şehirle birebir iletişim halinde olmayan kurumların yaptıklarını veya yapacaklarını bu doğru kanalları kullanmadan aktarmaları mümkün değildir. Yapılanların ve yapılacakların aktarılmadığı şehirlerde, maalesef, insanlar, gelecek ile hayal kuramaz, güler yüzle dolaşamaz. Şen ve esen kalın: A. Tufan Güven – UKTEV Ynt. Krl. Bşk.