Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi uzmanlarına göre, sanal ortamda hızla yaygınlaşan kumar alışkanlığı artık yalnızca maddi değil, psikolojik çöküşlerin ve ailevi yıkımların da başlıca nedeni haline geldi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tıbbi Direktör Prof. Dr. Kültegin Ögel, kumarın modern çağın en sinsi bağımlılıklarından biri olduğuna dikkat çekerek çarpıcı veriler paylaştı.
"Kumar Her Yerde, Herkesin Elinin Altında!"
Prof. Dr. Ögel, sanal bahis siteleri, slot makineleri ve mobil casino uygulamalarının yalnızca eğlence değil, yüksek düzeyde bağımlılık riski taşıdığına işaret ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, dünya genelinde her iki yetişkinden biri son bir yıl içerisinde en az bir kez kumar oynadı. Türkiye’de de dijital erişimin artmasıyla birlikte bağımlılıklar genç yaşlara kadar inmiş durumda.
Kaybettiren Yalnızca Para Değil, Ruh Sağlığı da Tehlikede
Prof. Dr. Ögel, kumarın psikolojik etkilerinin yalnızca maddi kayıplarla sınırlı olmadığını vurguluyor. Verilere göre, kumar bağımlılığı olan bireylerin yarısından fazlası yaşamlarının bir döneminde yoğun umutsuzluk ve çıkışsızlık duygusu yaşıyor. Bu bireylerin yaklaşık dörtte biri ise hayattan vazgeçme düşünceleriyle ciddi risk altına giriyor.
Kumar bağımlılığı bireyde; kontrol kaybı, sosyal izolasyon, depresyon, suçluluk duyguları ve geleceğe dair karamsarlık gibi bir dizi psikolojik bozukluğu da beraberinde getiriyor. “Bu bağımlılık, sadece bireyin değil tüm ailenin ruh sağlığını tehdit ediyor” diyen Ögel, kumar alışkanlığının karmaşık ve kronik bir süreç olduğunu belirtiyor.
Bağımlılık Ama Madde Değil
DSM-5’e göre kumar bağımlılığı, madde kullanımıyla aynı başlık altında değerlendirilen tek davranışsal bağımlılık türü. Ancak alkol ya da uyuşturucu gibi fiziksel yoksunluk belirtileri yerine anksiyete, huzursuzluk ve kazanma arzusu gibi psikolojik semptomlar ön planda. Prof. Dr. Ögel, kumar bağımlılarında beynin karar alma süreçlerinden sorumlu prefrontal korteksin işlevselliğinin azaldığını, dürtüsel davranışları yöneten limbik sistemin ise baskın hale geldiğini söylüyor.
Kimler Daha Riskli?
Moodist Klinik Psikoloğu Elif Sena Özata’ya göre, kumar bağımlılığı genellikle 18–35 yaş arasında baş gösteriyor. Gençler, orta yaş grubuna kıyasla yaklaşık 1,5 kat daha fazla risk altında. Erkeklerde bağımlılık daha sık görülse de, kadınlar başladıklarında daha hızlı ve keskin bir şekilde bağımlılığa sürüklenebiliyor. Türkiye'de yapılan çalışmalara göre kumar bağımlılığı oranı %1,41, riskli davranış sergileme oranı ise %8,7 seviyelerinde. Ancak uzmanlar, bu verilerin eksik bildirildiğini ve gerçek oranların çok daha yüksek olabileceğini düşünüyor.
Aileler Ne Yapmalı? Bağımlılıkla Mücadelede İlk Adım: Bilinçlenmek
Psikolog Özata, bağımlılıkla mücadelede ailelerin aktif rol almasının kritik olduğunu belirtiyor. Özellikle şu noktalara dikkat çekiyor:
Kumar borçlarını aile olarak kapatmayın; bu, bağımlılığı besler.
Sadece bağımlı bireye odaklanmayın; diğer aile üyelerini ihmal etmeyin.
Kendi ruh sağlığınız için de psikolojik destek alın.
Grup terapileriyle dayanışma duygusunu güçlendirin.
Unutmayın: Bağımlılıktan kurtulma süreci zor ama mümkündür.
Bağımlılığın Kökeni: Genetik mi, Çevresel mi?
Elif Sena Özata’ya göre, kumar bağımlılığı yalnızca bireyin seçimleriyle açıklanamaz. Genetik yatkınlık, stresle başa çıkamama, düşük öz denetim gibi psikolojik ve biyolojik etkenler, bağımlılığı tetikliyor. Dijital platformların sunduğu "hızlı kazanç" illüzyonu ve sosyal medyanın pompaladığı şans oyunları reklamları da riski artıran unsurlar arasında.
Sanal Kumar: 7/24 Erişim, 0 Kontrol
Moodist Klinik Psikoloğu Muhammed Yusuf Babacan’a göre, sanal kumarın en tehlikeli boyutu kontrolsüz erişim. Özellikle canlı bahis sistemleri, günün her anında ulaşılabilir durumda. Bu yapı, beyni daha hızlı uyarıyor ve bağımlılığı kısa sürede pekiştiriyor. Gençlerin bu dijital sistemlere karşı daha savunmasız olduğunu belirten Babacan, kumarın yalnızca bireyin değil, toplumun geleceğini de tehdit ettiğini ifade ediyor.
Ailelere Öneriler – Bağımlılıkla Savaşta Sağduyu Gerekli
Psikolog Babacan, ailelerin bu süreçte sabırlı ve bilinçli yaklaşmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor:
Panik yapmayın, bilgiyle hareket edin.
Hemen müdahale etmeyin, doğru zamanı bekleyin.
Bağımlının tüm borçlarını kapatmayın; kendi sorumluluğunu almalı.
Hayatınızı sadece bağımlı birey üzerine kurmayın.
Küçük kazanımları görün ve kutlayın; motivasyonunuzu yüksek tutun.
Toplumsal Sessizlik Bozulmalı
Uzmanlara göre kumar bağımlılığı, toplumun sessiz kalan yaralarından biri. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi uzmanları, kumarın bir tercih değil; tedavi edilmesi gereken ciddi bir psikiyatrik bozukluk olduğunun altını çiziyor. Bu nedenle yalnız birey değil, toplumun her kesimi bilinçlenmeli ve mücadeleye ortak olmalı.