Karun Hazinesi, MÖ 7. yüzyıla ait ve Türkiye'nin batısındaki Uşak ilinden gelen, Türkiye ile New York Metropolitan Sanat Müzesi arasında 1987-1993 yılları arasında yasal bir mücadeleye konu olan 363 değerli Lidya eserinin koleksiyonuna verilen isimdir. Müze, eşyaların satın alındığında çalındığını bildiğini kabul ettikten sonra 1993 yılında Türkiye'ye döndü. Koleksiyon alternatif olarak Lydian Stoku ve "Croesus Hazinesi" olarak da bilinir. Eserler Karun'a yakın çağdaş olmasına rağmen, efsanevi Lidya kralıyla doğrudan ilişkili olup olmamaları tartışmaya açık.
Hazinenin asıl ve en değerli kısmı Güre köyünden üç falcının yaptığı yasadışı kazılarla ulaştığı Lidyalı bir prensesin mezar odasından geliyor. Günlerce kazdıktan ve oda kapısının mermer duvarını kıramadıktan sonra, davetsiz misafirler 6 Haziran 1966 gecesi mezarın çatısını dinamitledi, gömülen Lidyalı soylu kadını ve hazinesinin nefes kesen görüntüsünü ilk gören kişiler oldular 2600 yıl. Bu özel mezardan yağmalanan hazine 1966-1967 yıllarında bölgenin diğer tümulislerinden gelen aynı adamlar tarafından daha fazla buluntularla zenginleştirildi. Koleksiyon, 1967-1968 yılları arasında Metropolitan Sanat Müzesi tarafından satın alınmak üzere İzmir ve Amsterdam üzerinden ayrı ayrı sevkiyatlarla Türkiye'den kaçırıldı, koleksiyondaki 200 parçanın faturalı maliyeti 1,2 milyon dolar.
Şu anda iade edilen eşyalar Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor. Koleksiyon, Mayıs 2006'da, koleksiyonun geri kalanıyla birlikte Uşak Müzesi'nde sergilenen anahtar bir parçanın, altın hipokampın, muhtemelen 2005 Mart-Ağustos tarihleri arasında sahteyle değiştirildiği ortaya çıkmasıyla bir kez daha sansasyonel habere imza attı. Hazine bazen bir lanetle de ilişkilendirilir. Efsaneye göre yasadışı kazılara karışan birkaç adam "şiddetli ölümler veya büyük talihsizlikler yaşadı"